19/05/2008
GÜNDÖNÜMÜ
Patronlara kıyakta sınır yok
Hasan Hüseyin EvinPatronlara kıyakta sınır yok
hhuseyinevin@gmail.com
İstihdam Paketi Mecliste kabul edilerek 5763 Sayı ile yasalaştı.
Cumhurbaşkanının onayı ile yayınlanıp yürürlüğe girecek. Yasanın adına bakılınca sanki işsizliği azaltmayı hedeflediğini düşünebilirsiniz. Oysa bu yasanın istihdamı artırma adı altında patronların ödemesi gereken SSK primlerinin işsizlik sigortası fonundan veya hazineden ödenmesi, özel sektörün eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğünden kurtarılması, engelli çalıştırma yükümlülüğünün yarıya indirilmesi, işyeri sağlık birimi, işyeri hekimliği gibi zorunlulukların ortadan kaldırılarak hizmet satın alma yoluyla yapılabilmesi, emzirme odaları ve kreş açma yükümlülüğünün kaldırılması gibi emekçiler bakımından kazanılmış hakların gaspı, patronlara yeni kıyaklar getiren bir yasa olduğu artık saklanamayacak derecede açık.
SSGSS ile ilgili olarak TÜSİAD’dan yapılan açıklamada “Eksikliklerine rağmen olumlu bir gelişmedir” denmişti.
İstihdam paketi olarak adlandırılan 5763 sayılı yasa ile sözde GAP Bölgesine yatırım yapılacağı propagandası da yaygın olarak yapıldı. Ancak yasa dikkatle incelendiğinde görülmektedir ki; ülkenin çeşitli kurum ve kuruluşlarının satışından/özelleştirilmesinden elde edilen gelirlerden ve İşsizlik Sigortası Fonunda (işsizlik sürekli arttığı halde binbir bahane ile işsizlere verilmediğinden) biriken nema gelirlerinden hazineye aktarılacak olan paralar ekonomik kalkınma, bölgesel ve sosyal gelişmeye yönelik yatırımlarda kullanılacaktır.
Buna göre İşsizlik Sigortası Fonunda biriken nemadan 1.300.000.000 YTL’lik kısım ve Özelleştirme Fonunun 2008 yılındaki nakit fazlasının 1.000.000.000 YTL’lik kısmı ile 2009 yılındaki nakit fazlasının 2.500.000.000 YTL’lik kısmı ve sonraki yıllar için de belirlenecek artış oranlarında artırılacak olan miktarlar fon tarafından Hazine İç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarına aktarılacak. Bu tutarları, Yüksek Planlama Kurulu kararına istinaden Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki yatırımlara öncelik vermek kaydıyla (mutlak olarak GAP’a harcama zorunluluğu yok, GAP’ın sadece önceliği var) münhasıran ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik yatırımlarda kullanılmak üzere ilgili idare bütçelerine ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
Yaşadıklarımızdan biliyoruz ki; ekonomik kalkınma deyince sermaye partilerinin aklına büyük patronlar gelir. Bu nedenle işsizlik fonundan ve özelleştirme gelirlerinden aktarılan paralar da ekonomik kalkınmayı sağlamak üzere (!) büyük patronlara teşvik vb. adlarla aktarılacaktır.
Patronlar için iki önemli kıyak daha sırada beklemektedir.
Bunlardan biri kıdem tazminatının kaldırılması veya hiçbir güvenceye ve yaptırıma bağlanmayan fona aktarma yoluyla patronların kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünden kurtarılması, ikincisi ise Kamu Hastane Birlikleri Kanunu Tasarısı ile Kamuya ait ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarının işletmeye dönüştürülerek yakın gelecekte özel sektöre, sağlık tüccarı patronlara devredilmesidir.
Şu sıralar Sağlık Bakanlığı, Kamu Hastane Birlikleri Kanun Tasarısı hakkında Türk Tabipler Birliği, Sağlık Emekçilerinin Örgütleri ve Türk Hemşireler Derneği gibi kuruluşlardan usulen görüş istemektedir.
Kamu Hastane Birlikleri Tasarısının genel gerkeçesinde:
“…Hastanelerin idari ve mali açıdan özerk hale getirilmesi için 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ile hastanelerin sağlık işletmesine dönüştürülmesinin yolu açılmış, ancak Anayasa Mahkemesinin 19/4/1988 tarihli ve E.1987/16, K. 1988/8 sayılı Kararı ile bazı hükümlerinin iptal edilmesi sonucu Kanun’da önemli boşluklar meydana gelmiş ve sağlık işletmesi modeline geçilememiştir.” denilerek yargı engellerinin de aşılarak özelleştirmelerin gerçekleştirilmesi kararlılığı sergilenmektedir.
Hükümet usulen görüş alarak sözde katılımı sağlamış oluyor. Ancak hükümet aldığı görüşleri hiç umursamayacak ve kendi bildiğini okuyarak Kamu Hastanelerini Birlikler şeklinde Valinin görevlendireceği bir işletmeci, İl Genel Meclisinin görevlendireceği bir Muhasebeci veya Mali Müşavir, Bir Hukukçu, Sağlık Bakanlığının görevlendireceği bir hekim, bir sağlık idarecisi ve İl Sağlık Müdüründen oluşan Yönetim Kurulu’na devredecek, süreç içinde de özelleştirme veya işletme hakkı devriyle yerli veya yabancı büyük patronlara devredecektir.
Hükümetin hedefi çok net: Emekçiye dayak, patronlara kıyak.
Emekçinin sorumluluğu da açık. tüm emek ve demokrasi güçlerini birleştirerek bu ablukayı dağıtmak, emeğin iktidarını kurmak için mücadele.
Kurtuluş için ikinci bir yol görünmüyor.
Evrensel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder