28 Mayıs 2008

Patronların Birliğine Karşı Emekçi Dayanışması


Patronların birliğine karşı işçilerin dayanışması!

27/05/2008


15 ülkeden bir araya gelen mücadeleci sendikacılar ve ileri işçiler patronların ortak saldırılarına karşı dayanışma çağrısında bulundu

4. Uluslararası Sendikal Konferans önceki gün yapılan konuşmaların ardından sona erdi. Konferansın son oturumunda “Uluslararası dayanışma” ele alındı. Konuşmacıların büyük bölümünün Marks’ın kaleme aldığı Komünist Manifesto’nun sonunda yer alan “Bütün dünyanın işçileri ve ezilen halkları birleşin” sözüne atıfta bulunduğu otururumda, sermayenin tüm dünyada hayata geçirdiği saldırılara karşı işçi ve emekçilerin de dayanışma içinde mücadele etmesi gerektiği dile getirildi. Konuşmacılar bu birliğin sağlanmasında konferansın önemli bir işlev gördüğünü dile getirdiler.

Zinciri kırmalıyız

Hindistan’da parçalı sendikal yapıyı birleştirme iddiasıyla ortaya çıkan ve bu konuda başarı elde eden Yeni Sendikal İnisiyatif Başkanı Ashim Roy, emperyalizmin sömürünün en yüksek olduğu bölgelere kaçtığını ve Hindistan’ın da bu bölgelerden olduğunu söyledi. Bu uygulamanın bir sonucu olarak dünyada yetersiz beslenen nüfusun yüzde 30’unun Hindistan’da yer aldığını anlatan Roy, “Sendikaların buna karşı ortak bir stratejisi olmak zorunda. Eğer bu zinciri kırabilirsek büyük bir iş başarmış oluruz” dedi. Tüm dünyada emekçilerin yaşanabilecek ücret alması için mücadele edilmesi gerektiğini anlatan Roy, göçmen işçilerin sorunlarını anlatarak, “Tüm işçiler eşit saygıyı görene kadar bu mücadele sürmeli” dedi.

Zafer dolu bir grev

Mısır’da en son grev yaşanan El Mahalla’dan gelen Fatma Ramadan, tekstil işçilerinin zafer dolu bur grev gerçekleştirdiğini söyledi. 2006 yılından bu yana tutuklamalara ve tüm baskılara karşın grevler ve oturma eylemleri ile işçilerin haklarını aradığına dikkat çeken Ramadan, grevin ve uluslararası dayanışmanın etkisiyle hükümetin işçilerin belli taleplerini kabul etmek zorunda kaldığını söyledi. Daha önemlisi işçilerin grev yapabileceğini öğrendiğini anlatan Ramadan, grevlerin 2006 yılından bu yana giderek arttığını söyledi. Baskı ve şiddetin de işçilere geri adım attırmadığını anlatan Ramadan, bu sürecin aynı zamanda işçileri sendikal bürokrasiden de kopardığını anlattı. Ramadan tutuklanan işçi ve sendikacılarla dayanışma çağrısında bulundu.

Dayanışma çağrısı

Yunanistan’dan Tüm Mücadeleci İşçiler cephesi (PAME) adına yapılan sunumda ise dayanışmanın önemine vurgu yapıldı.

Saldırılara sessiz kaldıkça baskıların arttığını belirtilen sunumda, “Sermaye Asya ve Afrika’da dayattığı koşulları yaymaya çalışıyor” dendi. Sunumda PAME’nin her zaman dayanışma içinde olacağı belirtildi.

Petrol-İş Bandırma Şubesi’nden Yıldırım Dinçer, dünyada sağlanan patronların birliğine karşı işçilerin birliğinin sağlanması gerektiğini söyledi. Yerellerde kalındığı ve birlik sağlanamadığı sürece başarının da elde edilemeyeceğini ifade eden Dinçer, konferanstan çıkan kararların sahiplenilmesi ve tabana iletilmesin gerektiğini söyledi.
Ortak eylemler örgütlenmeli

Tunus Sağlık Emekçileri Sendikası’ndan Mondher Khalfaoui, işten atılan işçilerin iş bulamadığını ve bu nedenle mücadelenin içine girmekte zorluk çektiğini söyledi. Yasaların işçilerin mücadelesi önünde engel olduğunu söyleyen Khalfaoui, yasaları değiştirmek için mücadele edilmesi gerektiğini belirtti. Ortak talepler için toplumun diğer kesimleriyle de birlikte olmak gerektiğini ifade eden Khalfaoui, işçilerle daha yakın ilişkiler kurulmasını ve işçilere yakın kişilerin sendika yönetimlerine gelmesini istedi. Sabırlı bir çalışma sonucu işçilerin hükümet, patron ve polis korkusunu yendiğini söyleyen Khalfaoui, “Konferansta deneyim aktarımının yanı sıra ortak eylemler örgütlemeliyiz” dedi.

İtalya’dan COBAS Sendikası adına konuşan Francesco Rizzo, işçilerin milliyet, din gibi konular kullanılarak bölündüğüne dikkat çekerek bu bölünmelerin birlikte mücadele ve dayanışma ile aşılacağını kaydetti.

Eşit hak talep edilmeli

SES Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli aşırı sömürüye, özelleştirmelere, grev ve TİS yasaklarına karşı ortak tüm ülkelerde emekçilerin eşit haklara sahip olması talebinin dile getirilmesi çağrısında bulundu. Aynı şubeden söz alarak konuşan Hüseyin Fidanboy, sendikaların toplumun her kesimindeki emekçilerle birleşmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Güven Boğa, Adana’da TEKEL işçilerinin mücadelesinden örnek vererek dayanışmanın mücadeleyi güçlendirdiğini ifade etti.

Yerel platformlar

Tüm Bel-Sen Anakara 2 No’lu Şube Başkanı Satı Burunucu Çalı, “Uzlaşmacı sendikacılık anlayışı artık iflas etmiştir. İşyerlerinde örgütlenmek ve tek merkezli saldırıya karşı durma zamanı gelmiştir. Burada görev yerel platformlara düşmektedir” dedi. Kurulan yerel platformların çok iyi işler yaptıklarını kaydeden Çalı, bu platformların yayılması gerektiğini ifade etti.

Eğitim Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Nebat Bükrek, tabanın taleplerini mücadeleye dönüştürmek zorunda olduklarını belirtti. Bükrek, bu mücadeleden başarıyla çıkılmasının bir diğer koşulunun da kadınların mücadelenin içine katılması olduğunu söyledi. Patronların üretimi farklı ülkelere yayarak mücadeleyi etkisizleştirdiklerini belirten Bükrek, bu nedenle uluslararası alanda da ortak mücadele etmek zorunda olduklarını söyledi.

1 Haziran mitingine çağrı

Eğitim Sen Diyarbakır Şube Yöneticisi Yusuf Karataş, dünyada emperyalistler ve onların işbirlikçileri tarafından kışkırtılan milliyetçiliğe dikkat çekerek “Türkiye’de milliyetçi kalıpları yıkmayan bir sendikanın başarılı olma şansı yoktur. Kürt sorununa sahip çıkmayan bir işçinin kendi sorununu çözme şansı yoktur” dedi.
BTS Genel Başkanı Yunus Akıl da işçilerin birleştiği yerde ezilen halklar yoksa o birliğin eksik kalacağını anlattı.
İstanbul’da 1 Haziran’da yapılacak Barış Mitingi’ne çağrı yapan Akıl, sözlerini “Yaşasın halkların kardeşliği” diyerek bitirdi. (Gönen/EVRENSEL)

Örgütlenme deneyimleri aktarıldı


Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu Dostel Fabrikası İşyeri Temsilcisi Selçuk Balcı, işyerinde hazırlık komitesi oluşturarak konferansa geldiklerini söyledi. Sendikalaşma için işyeri komiteleri kurduklarını dile getiren Balcı, işçilerin en yakıcı talebinden başlayarak örgütlenmek gerektiğini söyledi. Kendi örgütlenmelerinin yemekhaneden başladığına dikkat çeken Balcı, “İşveren yemeği seçer, işçi ne verilirse yer sözü bizim örgütlenmemizin başlangıcı oldu” dedi.

Saldırıları püskürtmek için güç olmak gerektiğini dile getiren SES Şişli Şube Başkanı Rabia Tuncer, konferansın bunun adımı olduğunu dile getirdi. Sendikal bürokrasinin “Taban eyleme hazır değil” diyerek mücadeleden kaçtığını anlatan Tuncer, işyerlerinde statü ve işkolu ayrımı yapmadan ortak örgütlenerek mücadelenin örülmesi gerektiğini belirtti.

İspanya’dan Seat WV işyerinden gelen Richard Juan Esrich, kapitalizmin krizden çıkmak için işçi haklarına saldırdığını belirtti. Esrich, saldırıların hüskürtülmesi için sendikal bürokrasinin aşılması gerektiğini dile getirdi.

Kırmızı ve beyaz et söktürende örgütlü sendikanın temsilcisi olduğunu söyleyerek konuşmasına başlayan İngiltere Gıda İşçileri Sendikası Londra Temsilcisi Erkan Ersoy, örgütlenme çalışmalarından örnekler verdi. İş kollarında farklı etniklerden işçilerin olduğunu ve bunların bir araya gelmesinin zor olduğunu anlatan Ersoy, “Mesela kantin ücretleri yüksek olduğu yerde işçileri önce ücretlerin aşağıya çekilmesi mücadelesinin içine katıyoruz. Kampanyalar düzenliyoruz. Ayrı duran işçiler bu mücadelede birleşiyor daha sonra sendikaya üye yapıyoruz” diye konuştu.
İstanbul Çağlayan’dan tekstil işçilere adına konuşan Derya Kaya, çalışma sürelerin çok uzun olduğunu, buna karşılık sık sık ücretsiz izinlerle yüz yüze kaldıklarını ifade etti. Kaya, “Buradan sendikalara sesleniyorum Çağlayan’daki işçileri örgütleyin” dedi.
Birleşik Metal-İş Bursa Şubesi adına konferansa katılan Asil Çelik işçisi Burak Kurtoğlu, genç işçilerin eğitimine önem verilmesini istedi. Gençlerin örgütlenmesi ve hakları konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Kurtoğlu, bilinçli olmadıkları için esnek çalışmayı fark etmeden kabullendiklerini kaydetti.

Tek Gıda-İş’e üye oldukları için işten atılan ve direnişte olan Yörsan işçileri adına konuşan Mehmet Karaman patronun çıkarlarına ters bir hareket yapınca kendilerinin kapının önünde bulduklarını, sadece sendikalı ve daha iyi koşullarda çalışmak istedikleri için işten atıldıklarını söyledi. Karaman, direnişlerinin 175. gününde olduklarını, diğer sendikalarının desteğinin önemli olduğunu söyledi. Genel-İş İzmir 3 No’lu Şube adına konuşan Can Bahadır, özelleştirme ve taşeronlaştırma saldırıları ile yüz yüze olduklarını, bu saldırıları boşa çıkartmak için taşeronlarda örgütlenmek sorunda olduklarına dikkat çekti.

“Üretici köylünün örgütlenmeye en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde inançları kalmadı” diyen Tüm Köy-Sen Yöneticisi Satılmış Başkavak, ileri dönemde kente olacak olanların köylerinde sendikal mücadelenin içinde olmasının kentte de aynı bilinçle harekete edeceğini göstergesi olduğunu vurguladı.

Irak’ta ABD’ye karşı mücadele

Irak Petrol İşçileri Federasyonu adına konuşan Ali Kayis Irak’ta sendikaların birbirleriyle olan ilişkilerinin iyi olduğunu, ortak mücadeleler örgütlediklerini söyledi. Sendika olarak üyelerinin ücretlerinin yükseltilmesi ve konut sorunun çözülmesi için mücadele ettiklerini dile getiren Ali Kayis, ABD işgali nedeniyle çalışma koşullarının kötüleştiğini, kaçak işçi çalıştırıldığını bunlara karşı iki gün grev yaptıklarını kaydetti. Kayis, işgal güçlerinin petrolü kendi şirketlerinin işlemesi için yasa çıkarttığını, buna karşı mücadele ettiklerini anlattı.

Irak Petrol Bakanlığı’nın sendikalarının örgütlenmesini engellemeye çalıştığını belirten Kayis, “Eylemlerimizle örgütlenmenin önündeki engelleri aşıyoruz. Bunları diğer sendikalar ile birlikte yapıyoruz. Uluslararası destek bizi güçlendirecektir” diye konuştu. Kayis, konferansın işçi sınıfının davasına hizmet etmesini temenni ederek konuşmasını bitirdi.


(Gönen/EVRENSEL)

Hiç yorum yok: