9 Haziran 2008

Evrensel Soru


Köksal Toptan nasıl açıklar acaba?


Bülent Habora 07/05/2008


Meclis Başkanı Toptan’ı karalar bağlamış, 10-15 gün önce. “23 Nisan için Türkiye’ye gelecek çocuklara parti kapatma davasını nasıl açıklayacağım,” diye hayıflanmış.

Meclis Başkanı Toptan’ı karalar bağlamış, 10-15 gün önce. “23 Nisan için Türkiye’ye gelecek çocuklara parti kapatma davasını nasıl açıklayacağım,” diye hayıflanmış. Kendileri AKP kökenli olduğu için olağan karşılıyorum. Dilerim çocuklar bir densizlik yaparak “Sözde tarafsız, özde AKP’li Meclis Başkanı”nı üzmemişlerdir.
23 Nisan’dan sonra 1 Mayıs oldu. Taksim Alanı’na bu ülkenin yaratıcıları, yani “İşçi Sınıfı” sokulmadı. Gaddarca, vahşice engellenildi.
Diyelim ki bir yabancı gelip, Meclis Başkanı’na aşağıdaki soruları sordu. Acaba nasıl açıklardı?
Örneğin şöyle sorabilir: “Siz Taksim Alanı’nı şarkıcılara (Sertap Erener, Eurovision 1.si), ayaktopçulara (GS, UEFA Şampiyonu), güvenlik güçlerine (Polis Haftası göstericileri), dincilere (Kutlu Doğum’cular) açıyorsunuz da, niçin en geri ülkelerde bile kutlanan 1 Mayıs Bayramı için işçi sınıfına açmıyor ve vahşice engelliyorsunuz?”

Meclis Başkanı nasıl açıklardı acaba?
Örneğin şöyle sorabilir: “Sizin eskiden bağlı olduğunuz partinin başı, ‘Ayakların başları yönettiği yerde kıyamet kopar,’ deyip 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen İşçi Sınıfı’nın düşmanı olduğunu deklare etmişti. Aynı zat, bundan 20 yıl önce, şimdi aşağıladığı sınıf adına ‘Grev gözcülüğü’ bile yapmış, ayak takımı(!) arasındaki yerini almıştı. (Cumhuriyet, 30.4.2008) Sonra ayaktopçuluğa başlamış, İETT’ye girmiş, İstanbul Belediye Başkanı olmuş her ne kadar Çankaya’ya çıkmadıysa da AKP’lilerin Başbakanı bile olmuştu. Ayaktakımından Başbakanlığa uzun, ince bir yol… Ve kıyamet kopmadı. Ne dersiniz?”

Meclis Başkanı nasıl açıklardı acaba?
Örneğin şöyle sorabilir: “Siz dininizin, yani İslamiyet’in insana sevgi ve saygıyı aşıladığını iddia edersiniz. Ama 1 Mayıs’ta sizin aylıklı memurlarınız, yani polisler genç-yaşlı demeden vahşice saldırdı, emekçi Müslümanlara. Şarkıcı, ayaktopçu, dinci olunca tık yok, emekçi olunca saldır Allah saldır… Sizin Türk Tipi İslamiyet anlayışınız niçin böylesine bölücü?”

Meclis Başkanı nasıl açıklardı acaba?
Örneğin şöyle sorabilir: “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na denk getirdiğiniz bir şenliğiniz var: Kutlu Doğum Haftası… Tüm mevlütlerinizde, tüm dini bayramlarınızda, 30 günlük ramazanınızda hep İslami takvimi kullanıyorsunuz, hani 11 gün geriye giden takvimi. Ama Kutlu Doğum’da İsa Takvimi’ni, yani Hristiyanların takvimini kullanıyorsunuz. Özetle sormak gerekirse, sonunda yine İsa’ya mı muhtaç oldunuz?”

Meclis Başkanı nasıl açıklardı acaba?
Örneğin şöyle sorabilir: “1 Mayıs günü, AKP’nin aylıklı memurları, yani polisler Şişli Etfal Hastanesi’ni basmışlar. Tedavi olmak isteyen yurtsever emekçilere saldırmışlar. Hatta Acil Servis önünde gaz bombası atmışlar. Nazilerden ve Filistin kamplarını basan İsrail faşistlerinden başka hastanelere, hastalarına saldıran bir başka ülkenin silahlı gücü var mı?”

Meclis Başkanı nasıl açıklardı acaba?
Örneğin şöyle sorabilir: “AKP’lilerin Başbakanı, Valilere bir emir vermişti, ‘Kömür dağıtın,’ diye. İstanbul’daki Vali kömür dağıtma görevini bitirdikten sonra mı işçileri dağıtmaya başladı?”

Meclis Başkanı nasıl açıklardı acaba?
Örneğin şöyle sorabilir: “Siz Türk Tipi İslamcılar’ın akılları ticarete iyi yatıyor. Ankara’da Kutlu Doğum Haftası dolayısıyle 10 YTL’den satılmış, biletler. Bilet satış noktaları arasında kuruyemişçiler de, süpermarketler de varmış. Gelecek yıl, bu şenliklerde, örneğin enerji içecekleri de satılacak mı?”

Meclis Başkanı nasıl açıklardı acaba?
Örneğin şöyle sorabilir: “Kutlu Doğum Haftası Ticareti başladığına göre, özelleştirmeyi/peşkeşi seven Türk Tipi İslamcılar, örneğin Sultanahmet, Fatih, Süleymaniye ya da Selimiye camilerini ne zaman özelleştirecek?” Meclis Başkanı nasıl açıklardı acaba?
Biraz da başka konulara girelim… Örneğin şöyle sorabilir: “Galatasaray son maçında Fenerbahçe’yi yenince bir damat yazar, GS’liler sarı/kırmızı/yeşil pankart açtığı için ‘PKK’ yorumunda bulunmuş. Her sarı/kırmızı/yeşil renk yan yana gelince PKK’yı anımsatıyorsa eğer, çim sahada yani yeşil sahada oynayan sarı/kırmızı renkleri olan GS’nin, Kayserispor’un, Göztepe’nin maçları yasaklanacak mı?”

Meclis Başkanı nasıl açıklardı acaba?
Örneğin şöyle sorabilir: “İzmir’in Dikili’sinde bir Belediye Başkanı var: Osman Özgüven. Halkını sevdiği için, onlar için çalışan bir Başkan. Ne bilet kalpazanlığı yapmış, ne de sahte fatura yazıp devletini ve halkını dolandırmış. Ama halkına ucuz ekmek ve su verdiği için mahkemeye sevk edilmiş. Siz Türklere göre ‘Gözde Belediye Başkanı’ sayılmak için Melih Gökçek gibi mi olmak zorunda yurtseverler?”

Meclis Başkanı nasıl açıklardı acaba?
Örneğin şöyle sorulabilir: “Annesi ölen, 2 yıldır sokaklarda yaşayan bir çocuk, aç olduğu için bir başka çocuktan 85 YKR (1YTL bile değil) aldığı için, ‘Nitelikli yağma’ suçundan 2 yıl hapse mahkum olmuş. 85 kuruş çalan ‘Nitelikli yağmacı’ sayılıyor, ama buna karşılık trilyonları götüren bilet kalpazanları, sahte faturacılar, 2 trilyoncular ‘Beyefendi’ olarak dolaşıyorlar. Acaba bunun temelinde bu beyefendilerin kökenlerinde ‘Niteliksiz kişi’ olmaları mı yatıyor?”

Meclis Başkanı nasıl açıklardı acaba?
Bu soruların değil tamamını, birini bile sorma şansı olamaz kimsenin. Eğer bir “Cesur yürek” sormaya kalkarsa, alırlar onu, “Vatan, Millet, Missisippi” aşkına gerekeni yaparlar, hatta Kanuni Sultan Süleyman’ı öldürdüğünü bile itiraf ettirirler.

“Sözde tarafsız, özde AKP’li” Köksal Toptan’a, içimde kalmasın diye ben de 2 soru soracağım:

1)-Sayın Köksal Toptan, hani herkesin eleştirdiği PKK, bugüne kadar tek bir hastaneye saldırıp, bomba attı mı?..
2)-1 Mayıs 2009’da, eğer hâlâ AKP iktidardaysa, 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen işçiler için Krematoryum yapılacak mı? Yapılacaksa eğer, inşaat işleri genellikle olduğu gibi AKP’li mümtaz İslamcılara mı verilecek, yoksa ihale mi açılacak?”
Diğerlerine olduğu gibi, eminim bu çok yalın iki soruya da bir açıklık getiremez Sayın Köksal Toptan. Çünkü burası Türkiye ve AKP Diktatörlüğü egemen, onun için izin vermezler kendisine, açıklama yapmak için. Bakın, görürsünüz…

Evrensel

Hiç yorum yok: