5 Haziran 2008

Ülkenin Çivisi Çıkmış

ÜLKENİN ÇİVİSİ ÇIKARKEN

Başka bir ülkede olsa, bugün hükümet düşerdi!...

Hukukun üstünlüğüne önem veren bir devlet bugün, Başbakanı bilgisine başvurmak üzere, savcılığa davet ederdi!..

Demokrasi iddiasında olan bir ülke, yarın seçime gitme kararı alırdı!..

•••

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın dünkü basın toplantısı sonrası Türkiye’nin, bunları “yaşadığını” görmek isterdik.

Çünkü Baykal’ın açıklamaları son derece vahim!..

Bugün,

Türkiye, ortaya çıkan skandallarla sarsılmalıydı!..

Hükümetin “yüzü kızararak” istifa ettiği haberi Avrupa’yı titretmeliydi!..

Yüksek “demokrasi ve ahlak meraklısı AB” artık dayanamayarak AKP adına “Türkiye halkından” özür dilemeliydi.

Ama nerde!..

•••

Dün;

CHP, “devletin içine sızan bazı şebekeler” tarafından dinlenildiğini belgelenmektedir.

Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce CHP eski Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım’a Başbakanın yakın arkadaşı, çocuklarının velisi ve burs vereni Remzi Gür’ün “rüşvet teklif” etmesi yargı kararıyla tespit edilmiştir.

Bu gerçeklere ulaşılması CHP’nin başarısıdır.

Ve bilinmelidir ki; dünden itibaren Türkiye yeni bir “döneme” girmiştir.

•••

CHP Genel Sekreteri Sav ile konuştum.

Odasını arattığını ama herhangi bir dinleme cihazı bulamadığını söyledi.

Ancak, konuşmasının “harfiyen” bir yandaş gazetede yer alması sonrası yapılan çalışmada odasının, “dışarıdan” dinlendiğini tespit ettiklerini de ekledi.

Bu olay, “Demokrasinin hançerlenmesi,” ve “hukukun katledilmesi” olarak kabul edilmeli!.

Genel Sekreter Önder Sav ile bir Merkez Valisi’nin odada yaptıkları konuşmanın “kayıt edilerek bir yandaş gazeteye” servis edilmesi “aklın kabul edebileceği” bir şey olamaz.

•••

Ama AKP iktidarında bunlar oluyor.

Dinleyerek oluşturulan “baskı,” insanların “düşünme ve ifade” özgürlüğünü yok ediyor. “Hak arama, yanlışa karşı çıkma” cesaretini köreltiyor. Demokratik haklarını ve özgürlüğünü elinden alıyor.

Yurttaşın “özel yaşamına girilerek şantaj” yapma yöntemi geliştiriliyor.

Şimdi “rüşvet ve şantaja” dayalı bir düzen sürüyor…

Bu düzen devletin “hukuk devleti” olma niteliğini de yok ediyor.

•••

AKP Anayasal suç işliyor.

Anayasanın 2. maddesi Türkiye Cumhuriyeti’nin “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olduğunu belirtmektedir.

Ancak AKP bu nitelikleri çiğnemektedir.

AKP Türkiye için tehlikeli bir hal almaktadır.


GAP EYLEM PLANI

Keşke olsa!..

Başbakanın büyük “tantana” ile açıkladığı GAP Eylem Planı uygulanabilse…

Söylendiği gibi 3,8 milyon insan iş bulsa…

Elde edilen hasıla 4.5 kat artsa…

Bu bölgede yaşayan insanlar diğer bölgeler ayarında bir yaşam standardına ulaşsa…

•••

Benzeri “paketler” bundan önce defalarca açıklandı.

Hepsi “oy avcılığı” için değildi.

Bazıları gerçekten, Güneydoğu ve Doğu Bölgesi’ni ve orada yaşayan yurttaşlarımızı düşünen, onların “temel sorunlarına çözüm olacağı” bilinen planlardı.

Kimileri kaynak bulunamadığından bazıları ise, muhalefetin “şerrinden” yani “kan milliyetçiliği” yapması nedeniyle açılmadan yok sayıldı!..

Aslında GAP projesinin ağır aksak gitmesinin altında, siyasetçilerden daha çok “derin devlet erkanının” bildik siyaseti yatıyor!..

•••

Çok “elin” karıştığı bu bölgede, herkese fayda sağlayacak köklü adımlar atılabilecek mi?.

Küresel ısınma ile gıda ihtiyacının giderek büyük sorun olacağını bilenler, GAP’a dikkatle bakmaktadır. Sadece Türkiye’nin değil, başta komşularımız olmak üzere birçok dünya ülkesinin GAP’tan beklentisi var. Bu beklentilere cevap olacak eylem planın önceliği, tarım değil “toprak” reformu olmalıydı!..

Yapılması gereken ilk iş; “feodal yapının kırılması, ağalık sisteminin sonlanması, toprağın dağıtılması” olmalı.

Bu bölgede “sosyal, kültürel ve siyasal Rönesans” yapılmadan ekonomik gelişme temellendirilemez.

•••

Ana muhalefet partisi dinlenir, yasalar ötelenir ve başbakanın en yakını, bir milletvekiline “rüşvet vermeye teşebbüs” ederken “eylem planları” açıklamak, pek inandırıcı olmuyor!.

Olsa olsa yaklaşan seçimler için son bir yatırım çabası olarak algılanıyor!

Ülkenin çivisini çıkaranlar “istifa etmek” yerine “eylem planı” açıklıyorlarsa, bizimle “eğleniyorlar” demektir!..


Fikri Sağlar

Hiç yorum yok: