7 Haziran 2008

İnanç ve Özgürlük Mücadelesi

İnanç ve Özgürlük Mücadelesi

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kadıköy Şubesinin; yıllardır kadıköyde (Kadıköy Belediyesi’nce arsası tahsis edilmiş olmasına rağmen) yürüttüğü, Alevi inancının yaşatılması ve Kültürünün öğretilmesine yönelik çalışması, Kültür Merkezi niteliğindeki bir yapının, çeşitli gerekçelerle engellenmesi sonucunda dernek başkanı Sn; Fethi Bölükgiray 04.06.2008 günü açlık grevine başlamıştır.

Tarihin her döneminde, Alevi inancına mensup insanlar, kendilerinin asıl varlık gerekçesi olan ve onları o yapan; hoşgörü,barış ve kardeşlik inancı olan inançlarını yaşayamamışlardır.

Nispeten, geçmiş tarihlerden daha uygun koşulların mevcut olduğu düşünülebileceği varsayılan bugün, 21.yüzyılda (AB’ye giriyoruz, bütün özgürlüklerin önündeki engellerin kalkacağı beklenirken) Başka inanç sahipleri tarafından Alevilerin inanç ve kültürlerinin yaşanması engellenmektedir.

Peki; Bu hakkı kendilerinde nereden buluyorlar,neye dayanarak yapıyorlar.?

İşte; tamda önemli nokta burası..!

Neye ve hangi haklı gerekçeye dayanarak, bu baskı ve zulmü, bu çağda halen yaşatabiliyorlar.?

Cemevi yapılmasına ilişkin kendilerinden istenilen görüşte, hanifi imamları diyorki; “Alevilik; bir mezhep değildir. Cemevi’de bir ibadet merkezi değildir.” Diyor.

Evet, Alevilik bir mezhep değildir.! Alevilik, bir inanç ve hümanist bir yaşam biçimidir. Yani; Alevilikte, asıl olan insandır ve her şey insanla başlar insanla biter..

Bugün, halen kendi inancınız ile ilgili, nasıl ve nerede yapılacağına ilişkin kararı siz mi vereceksiniz? Yoksa; yıllarca sizin inancınızı yok sayan ve sapık inanç olarak nitelendirmekte tereddüt etmeyen, hatta tarihler boyunca çekilen acıların sorumlularının anlayışına sahip kişiler mi verecek.?

En son Sivas ’ta yaşanan, tarihe bir karanlık gün ve iki temmuz vahşeti olarak geçen, 37 canın diri, diri yakılmasıyla gerici ve yobaz sürülerinin neler yapabileceklerine ilişkin kalın puntalarla not düşülen günün yıldönümüne sayılı günlerin kaldığı bu günlerde, bir kez daha düşünmemiz gerekmektedir..

Artık; kendimize gelmenin ve uykudan uyanmanın zamanıdır. Yarın daha büyük vahşetleri yaşamamak için, gerçekten uyanma zamanıdır…

Geleceğimize sahip çıkabilmek için; yarın çok geç olabilir..!

**** ****

Özgürlük taleplerimiz, ne olursa olsun; hiçbir kimseye bırakılamayacak kadar önemlidir. İster; inanç ve kültürel, ister; demokratik hak ve özgürlüklerimizin korunması açısından önemlidir. En temel insani ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için bile, bizlere mücadele etmekten başka bir şey düşmüyor. Aksi durumda, kefen biçmeleri kaçınılmaz olur..!

Çünkü; Alevi köylerine hiçbir masraftan kaçınılmadan yapılan camiler, Alevilerin ihtiyaçlarını karşılayacağı düşüncesiyle yapılmamıştır. Bugün halen çoğu kapalıdır ve kullanılmamaktadır. Ama, halen yapmaya da devam etmektedirler. Bu yürütülen asimilasyonu da, içimizdeki işbirlikçi Hızır paşalar ile birlikte yapmaktadırlar. Bu Hızır paşalara, öncelikle dikkat etmemiz can alıcı öneme sahiptir.. Yaşamsal anlamda, geleceğimiz açısından – varolma – önemine sahiptir..!

Kendimize bir soru soralım ; Bizlerin inanç ve kültürüne en uygun Cemevi olmasına rağmen neden? Zorla cami yapılmaktadır.?

Onca imkansızlıklara rağmen; yapılmaya çalışılan cemevi ve kültür merkezleri, neden ve hangi haklı gerekçeye dayanılarak yıkılmaya çalışılmaktadır.?

İşte, size bir direncin ve var olmanın mücadele örneği; “ inanç ve özgürlük mücadelesi ’nin simgesi” PSAKD. Kadıköy Şube Başkanı Sn; Fethi Bölükgiray. Açlık grevine başladı. Tarih: 04.06.2008. Niçin.? İftar sofralarında ve çeşitli çevrelerle adı malum kişilerle birlikte Alevileri asilime etmeye çalışan ve yok sayan, var olmak istendiği zamanda cemevini başımıza yıkan bu zihniyete karşı bir mücadeleye başlamıştır.

Sn; Fethi Bölükgiray’ı yalnız bırakmamak, desteklemek, yanında olmak ve dikkati çektiği sorunun hepimizin sorunu olduğunu anlamak zamanıdır..!

Tarih yeniden dayatmıştır ki: Aleviyim diyebilmek için laik demokratik ve çağdaş bir hukuk devletinde yaşayabilmek adına herkesin kendi özgür iradesiyle kendi yaşamına dair tercihlerini belirleme hakkını kullanabilmesi için Fethi Bölükgiray ’ın başlattığı mücadeleye destek çıkma ve mücadeleyi büyütme zamanıdır..

Asilimasyona ve yok sayılmaya karşı; ya onların istediği gibi var olacaksınız. Kimliksiz ve kişiliksiz veya onurumuzla Pir Sultan gibi dik duracağız.! Ya var olacağız yada yok..!

Artık; şunu iyi anlamalıyız.. Buradan geri dönüşümüzün olanağı kalmamıştır. Bunu Pir Sultan Abdal Kadıköy Şb. Başkanı Sn; fethi Bölükgiray görmüştür. O nedenle açlık grevine başlamıştır..

Bu süreci şöyle açıklamaktadır; 10 Yılı Aşkın bir süredir Kadıköy Belediyesinin Şubemize tahsis ettiği 2415 metrekare arsa üzerine Kültür Merkezi ve Cemevi binası yapmaya çalışıyoruz.

Hükümetin Cem evlerine yaklaşımını herkes biliyor, beklentilerimize cevap vermiyor, vermekte istemiyor. Biz Alevilerin sorunlarını görmezlikten geliyor, Ancak Alevilerin sırtından siyaset yapan politikacılarımız, bürokratlarımız, işadamlarımızda bizlerin sorunlarını görmezlikten geliyorlar.

Ben Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kadıköy Şube Başkanı olarak 15 yıldır yürüttüğüm mücadele sonucunda dersimi aldım, benim dışımda ders alması gerekenlerin olduğunu düşünüyorum. Herkes payına düşeni almalı, bu nedenle 04/06/2008 gününde (bugün) Süresiz açlık grevine başlıyorum. Kararım sonraki günlerde ölüm orucuna dönüşecektir.”

İşte, İnanç özgürlüğü konusunda yurtdışına çıkıp; AB ülkelerinde Türkiye’yi şikayet eden mevcut siyasi iktidar mensupları, kendi evlerinde yaşanan ve en temel insan hakkı olan, kendi ibadet ve kültürlerini yaşamak isteyen insanlara karşı bu hasımhane tutumlarını ne zaman değiştirecekler.? Neden bu konuda bir adım atıp, Aleviler konusunda zihniyet değişikliğine gitmiyorlar.. Türban söz konusu olunca hiçbir terettüt göstermeden Anayasa değişikliğine gidiyorlar ve bu değişikliğin Anayasanın laiklik ilkesine aykırı olduğuna karar veren Anayasa Mahkemesine her yandan, böyle bir karar alamaz bu karar inanç özğürlüğüne bir darbedir. Diyebiliyorlar..!

Peki;Cemevleri başlarına yıkılan ve inançlarını yaşamasına izin verilmeyen insanların inanç özgürlüğü ne olacak.?

Evet artık; özgürlük dediğimizde herkes için özgürlük anlaşılmalı ve ülkemizde artık barış ve kardeşlik ve huzur hakim olmalıdır.

Bizlerinde bir adım atarak bir şeyler yapmamızın zamanı gelmiştir artık. Uykudan uyanmamızın zamanı gelmiş ve geçmektedir. Yine başka bir katliamla uyandırılmadan...Zaman çok geç olmadan..!

Bu mücadele hepimizin mücadelesidir, öyle anlamamız ve öyle okumamızda gerekmektedir..

Alevi inanç ve özgürlüğünün artık tanınması ve üzerinde yürütülen her türlü baskı ve zulmün son bulması için verilen mücadeleye katılmamızın zamandır..

"Sadece onların değil, özgürlük, bizimde hakkımız diyorsanız.?"

**** ********

“Uyur idik uyardılar,

Diriye saydılar bizi.

Koyun olduk ses anladık,

Sürüye saydılar bizi..”

Yazımı, büyük ozan Pir Sultan'ın önemli şiirlerinden bir dörtlükle bitirmek istedim...

H. ATA

07.06.2008

1 yorum:

Adsız dedi ki...

inanç ve özgürlük mücadelesini ve taraflarını ancak bu kadar güzel anlatılabilinirdi. ağzına sağlık .. Sn: H.ATA sen ve senin gibilerin sayılarının çoğalmasının demokratik Alevilerin ve diğer demokratım diyenler açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.. Bu toplumun aydınlanmaya cidden ihtiyacı var. Ancak, toplumun anlayacağı dilden olduğunda anlıyorlar kendi sorunlarını.. Ağzına ve kalemine sağlık diyorum..

saygılar
Salih
Türkiye