|
Büyük Deneyin İlk Safhası Bitti
|
CERN'de
başlayan parçacık deneyiyle evrenin sırları çözülecek, fizik kanunları
değişecek, hayali bile kurulamayan teknolojiler gelişecek. NTVMSNBC'ye konuşan Türk Fizik Derneği Başkanı'na göre kara delik senaryoları sadece fantezi.
Bugün
Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nde (CERN) maddenin sırlarının
araştırılacağı ve bazı fizik kuramlarının sınanacağı çok önemli bir
deney gerçekleştirilecek. Deney sırasında meydana gelecek bir kara
deliğin Dünya'nın yok olmasına neden olacağına dair spekülasyonlar,
deneye olan ilginin artmasına neden oldu. İsviçre-Fransa sınırında
kurulan dünyanın en büyük hadron çarpıştırıcısında (The Large Hadron
Collider - LHC) gerçekleştirilecek deney bu nedenle LHC Deneyi olarak
adlandırılıyor. Deneyle ilgili merak edilenleri Türk Fizik Derneği
Başkanı ve İstanbul Ünivesitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Baki Akkuş'a sorduk. Akkuş deneyi NTVMSNBC'ye anlatırken, Türkiye'nin
hem bu deneydeki hem de genel olarak bilim dünyasındaki yeri hakkında
bilgiler verdi. Big Bang Deneyi olarak adlandırılan, LHC Deneyi'ni bu
kadar önemli kılan nedir? Bilim insanları bu deneyle hangi sorulara
cevap arayacaklar? Bir konuyu netleştirmek gerekiyor. Bu deney Big
Bang (Büyük Patlama) Deneyi değil. Burada araştırılan Büyük Patlama'nın
kendisi değil, sonrası. Yanıt aranan asıl soru kütle nedeni nedir,
maddeye kütle kazandıran nedir? Bununla ilgili olarak 1960'lı yıllarda
Edinburg Üniversitesi teorik fizikçilerinden Peter Higgs'in ortaya
koyduğu bir model var. Buna göre Big Bang'den hemen sonra, oluşan
ortamda (buna Higgs Alanı deniyor) madde kütle kazanıyor ve maddeye
kütle kazandıran da Higgs Parçacığı denen parçacıklar. Teori, kütleyi
Higgs Parçacığı'na bağlıyor. Yapılacak deneyle, Big Bang'in kendisi
değil ama hemen sonraki ortam oluşturularak. Bu ortamda da Higgs
Parçacığı araştırılacak ve bu teori sınanacak.
'Büyük Patlama' deneyi başladı
EVRENİN YÜZDE 30'UNU, YANİ KARANLIK MADDEYİ ANLAYABİLECEĞİZ Öncelikle
araştırılacak konu bu. Ama deneyle birlikte bilmediğimiz pek çok şey
açığa çıkacak ve başka pek çok şey de araştırılacak. Örneğin karanlık
maddeyi oluşturan parçacıklar nedir? Evrenin yüzde 30'unun karanlık
maddeden oluştuğunu biliyoruz. Teorik olarak bunu biliyoruz ancak ne
olduğunu, yapısını bilmiyoruz. Amaç yüksek enerjilere çıkıp karanlık
maddeyi açığa çıkarıp inceleyebilmek. Yüksek enerjilere çıkıldığında
karanlık maddenin açığa çıkarak incelenmesine dair teorik bir altyapı
var. Teorik olarak tüm bunların hesapları, bunlarla ilgili farklı
modellemeler var ama bunun incelenmesi gerekiyor.
Deneyde
cevap aranacak bir başka önemli soru da anti-maddeyle ilgili. Neden
evrende hiç anti-madde başka bir değişle zıt-madde yok? Bildiğimiz fizik
kanunlarına göre evrenin yarısının anti-maddeden oluşması gerekiyordu
fakat evrende anti-madde yok denecek kadar az. Çünkü fizik kurallarına
göre her maddenin bir de karşıtı olması gerekir. O halde Büyük
Patlama'dan sonra ortaya çıkan anti-maddeye ne oldu? Bilim insanları
olarak bunu anlamak istiyoruz. Bölüm 1: Büyük patlamaya geri sayım başladı
Bölüm 2: Kainatın büyük sırrı çözülecek mi?
Bölüm 3: Uzmanlar büyük patlama ve sonuçlarını anlatıyor
Bölüm 4: Büyük patlama deneyi ve sonuçları tartışılıyor
Deney nasıl yapılacak? Çok büyük bir mekanizma, son teknoloji ile yaratılan bir ortam, bir düzenek söz konusu... Deney,
Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN'deki Büyük Hadron
Çarpıştırıcısı'nda (The Large Hadron Collider - LHC) gerçekleştirilecek.
LHC, 27 km çapında, yerin 100 metre altında dairesel bir mekanizma.
LHC'nin parametreleri, daha önce inşa edilmiş parçacık
çarpıştırıcılarına her bakımdan açık ara üstünlük sağlamaktadır. Bir
kere şimdiye kadar erişilmemiş enerji düzeylerinde proton demetleri
oluşturmaktadır. Süper iletken duruma geçmeleri için sıvı helyumla 2
Kelvin'in (-271 oC ) daha altına kadar soğutulmuş yaklaşık 7000
mıknatıs, ışık hızının % 99.99999'una kadar hızlandırılmış proton
demetlerini yönlendirip odaklıyor. Mutlak sıfır derece Kelvin -273,15
derece Centigrad karşılığıdır. Halkadaki her bir proton 7 trilyon
elektron volt (TeV) enerjiye sahip olacak. Saniyede 800 milyon parçacık
çarpışması gerçekleşecek.
İKİ PARÇACIK DEMETİ HAVASIZ ORTAMDA ÇARPIŞTIRILACAK LHC
deneyinde ışık hızına yaklaşan hızlarda giden iki parçacık demeti
havasız ortamda çarpıştırılacak. Gerçekleştirilecek bu deneyde proton
demetleri ayrı ayrı 7 trilyon elektron volta (TeV) sahip olmak üzere
toplam 14 trilyon elektron voltluk (TeV) enerji ile çarpıştırılacaklar.
Çarpışma sonucunda açığa çıkacak olan enerji, Büyük Patlama ( Big Bang )
anından sonraki kısa bir zaman dilimindeki enerji yoğunluğuna karşılık
gelecek.
İlk parçacıklar LHC'nin 27 km.lik çemberi etrafında
bugün saat ibresi yönünde dönmeye başlayacak. Protonlar çember içindeki
mıknatıslar tarafından yönlendirilecek ve odaklanacak. Daha sonra
yaklaşık bir veya iki ay sonra protonlar saat ibresinin ters yönünde
çemberde aynı şekilde döndürülmeye başlayacak. Çember içinde her iki
yönde de hareket eden protonlar hız kazanacak ve 7 trilyon elektron volt
(TeV)'luk enerjiye ulaşacak. Bu protonlar kafa kafaya çarpışınca 14
TeV'lik enerji açığa çıkacak. İşte protonları, Big Bang'in hemen
sonrasında açığa çıkan enerji yoğunluğunda inceleyebilmemizi sağlayacak
ortam açığa çıkacak bu enerjiyle oluşturulacak.
Saat yönünün
tersinde hareket eden proton demetinin daha sonra dönmeye başlayacağını
söylediniz. Bu, yapılacak deneyin sadece ilk aşamasının bugün
başlayacağı, asıl sonuçların çarpışmalardan sonra olacağı anlamına mı
geliyor? Evet. Gecikmeye neden olacak herhangi bir aksilik olmazsa
bir-iki ay sonra ters yönde hareket edecek protonlar dönmeye başlayacak.
Çarpışmalar başladığında da ilk sonuçları almaya başlayacağız.
BÜYÜK KARA DELİK İÇİN TRİLYON KERE TRİLYON KATI ENERJİ GEREK Deneyle
ilgili olarak çok çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. En çok
dillendirilen de deney sırasında bir kara deliğin oluşabileceği bunun da
gezegenimizin sonu olacağı. Böyle bir olasılık var mı? Böyle bir
olasılık sözkonusu değil, ben ciddiye almıyorum bunları. Şöyle
açıklayayım; kara delik oluşması için küçük bir hesap var, hatta bu
hesabı da Prof. Dr. Metin Arık yaptı. Bu hesaba göre bir karadelik
oluşması için 10 48 eV'lik (1 TeV = Trilyon elektron volt = 10 12
elektron volt) enerji gerekmektedir. Bunun anlamı da deney sırasında
açığa çıkan enerjinin yaklaşık trilyon kere trilyon kere trilyonluk katı
bir enerjinin oluşması gerektiği anlamına gelir. Hatırlatayım, CERN'de
açığa çıkan enerji 14 TeV lik bir enerji. Gerekli olansa 1036 TeV.
Dolayısıyla deney sırasında açığa çıkacak enerji ile Dünya'yı yok edecek
kara deliklerin oluşması söz konusu değil. Şunu da ekleyeyim, CERN'deki
bilim insanlarına göre küçük kara delikler oluşacak ancak bunlar
önemsiz büyüklükte olacak ve hemen yok olacaklar.
Deneyle ilgili
bir başka iddia da iki Rus matematikçiden geldi. Moskova Matematik
Enstitüsü'nden Irnia Arefana ve Igor Volovich deney sırasında açığa
çıkan yüksek enerjinin zamanda bir kırılma yaratacağının iddia ettiler? Asıl
uzmanlık alanım teorik fizik olmadığı için detaylı bilgi veremiyorum.
Teorik olarak böyle bir olasılık var. Ancak bilim insanları bunu da pek
olası görmüyor.
Küresel çapta bir felaket olmayacağını görüyoruz.
Peki herhangi bir kaza ya da beklenmeyen bir olay sonucunda daha küçük
çapta felaketler olabilir mi? Örneğin deneyin yapıldığı tüm çevreyi
etkileyecek büyük bir patlama ya da radyoaktif sızıntı? Bu da pek
mümkün değil. Deney sahası çok korunaklı bir alan. Deney yerin 150 metre
altında yapılıyor. Üzerindeki toprak tabakasını bir zırh olarak
düşünebiliriz, toprak radyasyona karşı iyi bir zırhtır. Dolayısıyla
herhangi kaza sonucunda dışarıya radyasyon sızıntısı mümkün değil, zaten
bu nedenle yerin 150 metre altında.
Yüzyılın en büyük fizik deneyi hakkında...
YENİ FİZİK KANUNLARI ÇIKABİLİR Biraz da deneyin sonuçlarından bahsedebilir misiniz? Bilim dünyasında neler değişecek? Bilmediğimiz
çok şey çıkacak. Burada fizik kanunları değişebilir, gelişebilir. Yeni
kanunlar ortaya çıkabilir. Bilmediğimiz yeni parçacıklar ortaya
çıkabilir. Şimdiden ne bulacağımızı kestiremiyoruz tabii. Ama
bulacaklarımız ve elde edeceğimiz yeni bilgilerle birçok fizik kuramı
değişebilir. Doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir. Dahası yepyeni
teoriler, kanunlar oluşturulabilir.
MR TEKNOLOJİSİNİN ÇIKIŞI DA BENZER ARAŞTIRMALARA DAYANIYOR Teorik
fizikte büyük gelişmeler olası, peki bunun teknolojik yeniliklere
yansımasıyla ilgili bir öngörüde bulunabiliyor muyuz? Örneğin günlük
yaşantımıza yansıyacak gelişmeler, ya da belki yeni silahlar gibi ilk
akla gele teknolojik gelişmeler olabilir mi? Şöyle cevap vereyim,
fizikçiler atomun yapısını araştırırken ne bulacaklarını ve bunun nasıl
faydalı olabileceğini de bilmiyorlardı. Atomun manyetik spinini buldular
ve bundan şimdi tıp alanında sıkça kullanılan MR teknolojisi gelişti.
Fizikçiler atom yapısını incelemek için yola çıkmışlardı ve kafalarında
MR'ı bulmak gibi bir şey yoktu. Ama bilimsel araştırmalarının
sonuçlarından biri de teknolojik bir gelişme olan MR oldu. O nedenle
buradan elde edilecek bilgiler teknolojiye şu ya da bu şekilde
yansıyacak diyemeyiz. Ama zaman içinde çok büyük teknolojik gelişmeler
için altyapı oluşturabilir. Bu da elbette insan yaşamına ciddi şekilde
yansıyacaktır. İnsanlarda bir kanı var, bize ne bu deneyden, Big
Bang'den diyorlar. İnsanlara bunun sonucunda teknolojinin de geliştiğini
söylemek gerekiyor. Bu tür deneyler yapılırken, hazırlık aşaması da
dahil, korkunç bir teknolojik gelişim oluyor. Kullanacağınız malzemeler,
elekrtonik sistemler hep yeniden hazırlanıyor, bunun için paralar
ödeniyor. Yani bugüne kadar kullanılanlardan ziyade yeni teknolojileri
kullanıyorsun yani teknolojini geliştiriyorsun. Bunu yaparken bir
teknolojik gelişme oluyor. Yani teknoloji durduğu yerde gelişmez. Ancak
böyle deneyler yapıldığı zaman gelişir. Her bir deney yeni teknolojileri
yaratır. Daha deney yapılırken ve deney sonrasında ortaya çıkacak
bilgiler ile yepyeni teknolojiler ortaya çıkacak. Asıl üzerinde
durulması gereken konu bu. Bunun yanı sıra şunu da belirtmeliyim:
CERN'de bugüne kadar yapılan deneyler sonucunda bilgisayar, elektronik,
nano teknoloji, nano-mekanik, süper-iletkenler, yeni materyallerin
geliştirilmesi, enerji teknolojisi vb. gibi birçok konuda çok büyük
gelişmeler oldu. Tabii ki bu deney sonrasında da oldu. Zaten CERN'ün
kurulma amaçlarından biri de bu.
Konu CERN'e gelmişken, CERN'ü biraz tanıtabilir misiniz? Hangi amaçla kuruldu, nasıl bir yapılanması var? İkinci
Dünya Savaşı'ndan sonraki yaşanan süreçte ABD ve Sovyetler Birliği' nin
bilimsel-teknolojik ve ekonomik gücüyle tek başlarına
yarışamayacaklarını gören 12 Avrupa ülkesinin, 1954 yılında bir araya
gelerek Cenevre-İsviçre' de kurdukları Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi
(CERN), parçacık hızlandırıcılarına dayalı parçacık fiziği ve nükleer
fizik araştırmaları gerçekleştiren ve jenerik teknolojileri kullanan ve
geliştiren dünyanın en büyük araştırma merkezi. 80 ülkeden yaklaşık 6
bin 500 bilim insanı CERN'de araştırma yapıyor. CERN'e üye ülke sayısı
en son 1999'da Bulgaristan ile 20'ye ulaştı. Kısacası CERN, Nobel
ödülleri kazanan keşifleri de içeren önemli buluşların yapıldığı, ileri
teknoloji üreten bir merkez. Merkezin yıllık bütçesi üye ülkelerin gayri
safi milli hasılaları oranında ödedikleri yıllık aidatlardan oluşuyor.
TÜRKİYE HENÜZ CERN'E ÜYELİK BAŞVURUSU YAPMADI Türkiye'nin CERN ile ilişkisi hangi düzeyde? Türkiye
ilk yıllardan beri CERN'de gözlemci ülke durumunda ve henüz üyelik
başvurusu yapılmadı. Sadece 14 Nisan 2008'de Türkiye Atom Enerjisi
Kurumu - TAEK ile CERN arasında bir işbirliği anlaşması imzalandı. Ama
bu üyelik başvurusu yapıldığı anlamına gelmiyor. Üstelik bu işbirliği
anlaşmasının üye olmadığınız sürece pek bir anlamı yok. Kıbrıs Rum
Kesimi bunu 2006'da imzaladı. Daha ilginci Avrupa Birliği ile hiçbir
ilişkisi bulunmayan Suudi Arabistan bizden hemen sonra 9 Mayıs'ta aynı
işbirliği anlaşmasını imzaladı.
Şunu da belirteyim eğer ülkemiz
üye olsaydı ödemesi gerekecek yıllık aidat 15-20 milyon dolar civarında
olacaktı. Yani üyeliğin getireceği maliyet çok az. CERN'e tam üye
olduğumuz takdirde, ülkemiz ileri teknolojilerin Ar-Ge altyapısının
temel taşları olan hızlandırıcı, detektör ve bilişim teknolojilerinin
sadece tüketicisi değil üreticisi durumuna gelecek. Ülkemiz bugüne kadar
ne yazık ki bulunmadı. Benden önce Türk Fizik Derneği Başkanlığını
yapan ve Isparta'daki uçak kazasında kaybettiğmiz Prof Dr. Engin Arık
yaşamının 40 yılını üyelik için harcadı. Bununla ilgili olarak hem
Cumhurbaşkanımız hem de Başbakanımız bu konuda destek verdi. Yani
üyelikle ilgili siyasi destek de var. Ama henüz üyelik başvurusu
yapılmadı.
CERN'e üye olmakla katılımcı olmanın farkı ne? Üye
olanların her konuda söz hakları var. Kendi bilim insanlarının hangi
deneye katılacakları, deneylere ne oranda ve nasıl destek vereceklerine
kendileri karar veriyor. Gözlemcilerin ise kararlara hiçbir katkısı yok.
Yalnızca katılım payı vererek deneylerde yer alabiliyor.
TÜRKİYE'DE DE HIZLANDIRICI TEKNOLOJİ MERKEZİ KURULDU Peki CERN'e benzer çalışmalar başka ülkelerde ve tabii ülkemizde yapılıyor mu? Hızlandırıcı
teknolojisi bütün gelişmiş ülkelerde var. Ülkemizde ise kendi
hızlandırıcı merkezimizi kurmaya 2006 yılında başladık. Türkiye'de şöyle
bir kanı var: Türk fizikçiler yurtdışında çalışıyorlar ama Türkiye'de
hiçbir şey yapmıyorlar. Buradaki teknik sıkıntıları söylemeye bile gerek
yok. Yine de biz 2006 yılında Türk Hızlandırıcı Merkezi - THM projesi
kurularak bu şekilde düşünenlere anlamlı bir cevap verdik. Merkezin
yapımına Ankara Gölbaşı'nda başlandı ve iki aşamalı bir proje olarak
düşünüldü. İlk aşaması 2010 yılında bitecek. 10 milyon Euro'luk bir
maliyeti var. Bu aşamada Hızlandırıcı Teknoloji Enstitüsü kuruldu. Şimdi
yapılacak hızlandırıcının süper iletken mi, yoksa normal mi olacağını
kararlaştırılacağız ve gerekli tüm altyapı ve hesaplamalar yapılacağız.
Laboratuvarlar da tamamlanacak. Ayrıca asıl hızlandırıcının yapılacağı
ikinci aşama öncesinde gerek duyulan nitelikli elemanlar yetiştirilecek.
Bunun içn Japonya, Almanya, İsviçre ve İngiltere dahil beş ülkeyle
işbirliği anlaşmaları imzaladık. İkinci aşamada da asıl hızlandırıcı
tamamlanacak.
Bu ne zaman sonuçlanacak? Maliyeti ne kadar olacak? 2020 sonunda bitirmeyi hedefliyoruz. Maliyeti de 300 milyon dolar civarında.
BİLİM VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI KURULMALI Burada CERN'dekilere benzer deneyler yapılacak mı? Bu
büyüklükte değil ama yaklaşık yaklaşık 400 kalemde teknolojik gelişme
sağlayacak. Örneğin nano teknoloji, bilişim, savunma sanayilerinde yeni
teknolojiler üretiminde önemli katkılar sağlayacak. Şunu söylemek
istiyorum: Gelişmiş bir ülke olmak istiyorsak, acil olarak Türkiye'de
bilim ve teknolojinin hızlı gelişmesine yönelik etkin bir program
hazırlanıp bir an önce hayata geçirilmeliyiz. Gelişmiş ülkeler
seviyesinde bilim ve teknoloji üretmediğimiz sürece kalkınamayacağımızı
ve gelişmiş ülkeler arasına giremeyeceğimizi asla unutmamalıyız.
Bilimsel araştırma yapmadan ve bunlara dayalı yeni teknolojiler
üretmeden bilim ve teknolojide atılım gerçekleştirebilmek mümkün
değildir. Bu da ancak ülke çapında yeni bir örgütlenme ile
gerçekleşebilir. Bu ise, gelişmiş ülkelerin çoğunda olduğu gibi Bilim ve
Teknoloji Bakanlığı yoluyla sağlanabilir. Şu anda ülkemizde bilimsel
araştırmalar birçok kurum tarafından birbirlerinden ayrı yapılıyor.
Bunların arasında koordinasyon yok. Bilim ve Teknoloji Bakanlığı bu
kurunlar arasında koordinasyonu ve işbiriliğini sağlayabilir. Böylelikle
ülkemizdeki bilimsel araştırmalar yoğunlaşabilir.
Alevionline
|
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder