Yaşamında insanların özel günleri vardır. Doğum günleri,sınav günleri,kutlamalar,evlilik günleri, çocuklarının doğumları, özel sevgiler, yaşanmamış ama derinde kalan tarihler,beyinlerde kalan alacaklı günler dizildiğin de sayfalar alır bu günler. 6 Ekim 1990 yılında Ankara Köroğlu caddesinden gelen bir ses. İşte 6 Ekimde benim unutmadığım günlerden biriydi; nikah şahidim, çocukluğumda en fazla eşi Coşkun Üçok'la sevimli tartışmalarını anımsadığım,annemin ve babamın arkadaşı Ordu'ya gittiğimizde mutlaka evine uğradığımız, çok değer verdiğim Ayşe yengemin en yakın arkadaşı sevgili Bahriye Üçok'u katleden bombanın sesiydi Köroğlu Caddesinden gelen bu ses. Aslında gelen bu ses bugünlerin yaklaştığının da bizlere önceden bildirilmesiydi. Bu patlayan bomba belki sevgili nikah şahidim Bahriye Üçok'un yaşamına 6 Ekim tarihinde son verdi ancak daha sonra ve hızla gelen günlerde Sayın Üçok'ların çocukluk yıllarımda kulaklarıma işleyen tartışmalarını içeren inanç,ibadet,aydınlık,gelecek,umutların da ayni anda bu patlamayla örselenmesinin yollarını açıp akışı hızlandırdı. Evlendikten sonra ki yıllara geçmeden önce çocuk belleğime yerleşen bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum;Anıttepe,Savaş sokak ve ilk oturduğumuz Apo amcanın evi,benim yaşım 7,ağabeyimin yaşı 9 ve bir kadın ve bir erkek sesi,saatler süren bir tartışma "dünyanın neresinde olursan namaz kılmak istediğin de kıble hangi yönde olacak" tartışma bu ve tartışmacılar Bahriye ve Coşkun Üçok.Anlatılıyor konuşuluyor,konuşmalar yetmiyor ikna ya ve Coşkun amca bizden evde bulunan ders çalışırken faydalandığımız dünyamızı istiyor,o dünya üzerinde saatler süren teori ve pratik bir arada tam bir eğitim çalışması. (o zamanlar hepimizin evinde olan tenekeden yapılmış dünya maketi) Çocukluğumun Bahriye Üçok'u daha sonra 1974 yılında annemin,daha çokta babamın isteğiyle Gençlik Parkındaki Evlendirme dairesinde nikah şahidim.Alışıla gelmiş saç modeli topuz,tayyörü. Gözlerimin önünden gitmeyen biraz da Neriman Köksal'ı andıran boylu,poslu Bahriye hoca ve ufak,tefek,evde hep yemekleri yapan Coşkun hoca.Yemekte yumurta kırmakmış onu anlatırlardı. Kulağımda kalansa Köroğlu Caddesinden gelen patlama sesi ve dağılan bedenin özellikle biz kadınların yüreklerinde bıraktığı acı. Parti de birlikte olduğum yıllarda Sevgili Bahriye hocama karşı hep biraz uzak durdum bunun birazda nedeni çocukluğumda evde herkesin duyduğu saygı ve onun dışında da kendi duruşundaki mağrurluk olsa gerek. Tabi bu anlattığım ufak anılarımın dışında Bahriye Üçok kimdi sorusunu yanıtlamak isterim. Bahriye Üçok Ordu'da dünyaya gelmiş ve yüksek öğrenimini Dil -Tarih Coğrafya Fakültesi Türk İslam Tarihi bölümü ve Devlet Konservatuarı Opera Bölümünü bitirmiş Türkiye'nin aydınlık yüzlerinden biriydi ve faili meçhul cinayet kurbanlarından ne yazık ki biri olarak tarihin sayfalarına not düşüldü.İlahiyat Fakültesi'ne giren ilk kadın öğretim üyesiydi.1964 yılında "İslam Devletinde Kadın Hükümdarlar"adlı çalışmayla doçent unvanını aldı. İyi derecede Farsça ve Arapça bilmekteydi.1971 yılında Cevdet Sunay hükümetinde kontenjan senatörü olarak meclise girdi.1977 yılında CHP'ne üye oldu.1983 yılında Halkçı Parti kurucu üyesi oldu,1984 yılında Ordu Milletvekili olarak parlamentoya girdi.1986 yılında SHP üyesi,1990 yılında SHP Parti Meclisi üyesi oldu. 1988'de televizyonda "İslam'da örtünmenin ve oruç tutmanın zorunlu olmadığı"nı açıkladı.O tarihten 6 Ekim tarihine kadar "İslam i Hareket" örgütünün devamlı olarak n tehditlerine maruz kaldı. 6 Ekim 1990 yılında SHP Parti Meclisi üyeliği görevini yaparken SHP'nin Laiklik Raporu'nu hazırlama görevi Sevgili Bahriye Üçok'a verilmişti,bu hazırlık içinde iken ne yazık ki Köroğlu Caddesinde kör olası bomba patladı.Çok geniş kitlelerin katılımıyla yapılan cenaze törenine Türkiye'nin her yerinden binlerce kişi katılarak adeta bir "Laiklik Mitingi" ne dönüştü son yolculamamız. Ve yolculama da otobüsün üzerinden seslenen o zamanlar tanıdık olan şimdi başkalarının tanıdığı bir ses vardı; Laiklik,Aydınlık,Atatürk İlkeleri,Demokrasi ve Özgürlük savunucusu Bahriye Üçok'u bizlere daha yakın anlatan hemşerisi şimdiki Kültür Bakanımız sesleniyordu. "Geleceğimize, laikliğe, cumhuriyete sahip çıkalım" diyordu o ses. "GELECEĞİMİZE,LAİKLİĞE,CUMHURİYETE SAHİP ÇIKALIM" diyordu o ses. Emel Sungur Alevionline
|
8 Ekim 2008
Evet 18 Yıl Bitti "Bahriye ÜÇOK"
"Evet 18 Yıl Bitti"
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder