12 Kasım 2008

2000'li Yıllarda Tehlikeli Cehalet...

2000'li Yıllarda Tehlikeli Cehalet...

Erdal Atabek

- Ayın dünyadan uzaklığını bilmemek tehlikesiz cehalettir.

Bunu bilmezseniz tehlikesi yoktur.

Ama önünüzdeki çukuru göremezseniz, bu ‘TEHLİKELİ CEHALETolur.

Çukura düşer ve kurtarılmayı bekleyerek debelenirsiniz.

Belki birisi sesinizi duyar ve sizi kurtarır.

Ama artık siz kendinizi onun sizi kurtardığı duygusundan kurtaramazsınız.

Eğer o çukurdan kendi gücünüzle çıkabilirseniz özgüveniniz artar.

Bağımlılıkla bağımsızlık arasındaki fark kısaca budur.

Durumunuzu bilirseniz bir belki kendinize yardım edebilirsiniz.

Ama başkasının kolunda yürürken kendinizi bağımsız sanarsanız, işte bu TEHLİKELİ CEHALETtir.

Bugün Türkiye’yi bağımsız sanmak, bu nedenle tehlikeli cehalettir.

Gönlü Arap ülkelerinde, beyni Amerika’ya ipotekli, cebi uluslararası sermayeye çengelli bir siyasal iktidarla Türkiye bağımsız olamaz.

Atatürk Türkiye’si ile bugünkü ülkemiz arasındaki farkı görmemek, görüp de kabul etmemek, kabul edip de Atatürkü eleştirmek ‘TEHLİKELİ CEHALETtir.

Atatürk’ün büyük hedeflerinden birisi bilince yönelik çağdaş eğitimidi.

Hayatta en hakiki mürşit ilimdirsözü o’nundur.

Bugünün siyasal iktidarı için geçerli eğitim hedefi bütünüyle değişmiştir.

Siyasal iktidarın eğitim hedefi, inanca yönelik sermayenin hizmetine uyarlı insan gücü yetiştirmektir. Din temelli toplumun eğitim amaçları her yolla devreye sokulmaktadır.

Bunu görmemek, görüp de kabul etmemek, kabul edip de bu durumu demokrasi sanmak’ ‘TEHLİKELİ CEHALETtir.

Demokrasi, bütünüyle bir kurallar ve kurumlar politikasıdır.

Demokrasinin temeli laikliktir.

Laikliğin temeli dindar-dinsiz ayrımı yapmamaktır.

Laiklik olmazsa yurttaş eşitliği olmaz.

Yurttaş eşitliği olmazsa demokrasi olmaz.

Bunu bilip de bilmezden gelmek, bunu bilip de görmezden gelmek, TEHLİKELİ CEHALETtir.

***

Neden TEHLİKELİ CEHALETtoplumların başına bela olur?

Çünkü, toplumların bir bölümü bu durumdan büyük çıkarlar sağlar.

Geri kalan bir bölümü de küçük çıkarlarla yetinir.

Bir bölümü, ilerde kendisinin de çıkar sağlayacağını umar, bir bölümü durumu görür, toplumu uyarmaya çalışır, ama gücü yetmez.

İşte böyle durumlarda da felaket kapınızı çalmıştır ve gelmektedir.

***

Bu durumun en yaygın araçları kitle iletişim araçlarıdır.

Televizyon en yaygın biçimde bu doğrultuda çalışmaktadır.

En izlenen saatler toplumu gerçek bilgilerden uzak tutmakamacıyla kullanılmaktadır.

Ivır zıvır eğlencelikler, boş zevzeklikler, pırıltılı eğlencelikler hep bu amaçla hazırlanmaktadır.

Düşünmeye alışmamış beyinler de böylece oyalanıp gitmektedir.

Düşünen beyinlerin de bu durumu önlemeye gücü yetmemektedir.

TEHLİKELİ CEHALET’, farkına varmadan bu tuzağın içine düşüp eğlenmektir.

Bunu bilip de bilmezden gelen, görüp de çıkar sağlayanlar, sonra da işte özgürlük budurdiyenlerse toplumun asıl belalarıdır.

Bilmemiz gereken budur.

Görmemiz gereken budur.

Anlamamız gereken budur.

Mücadelemiz de bu olmalıdır...

erdalatak@gmail.com

erdalatak@superonline.com

www.erdalatabek.com

4 Kasım 2008 - Cumhuriyet

Hiç yorum yok: