26 Kasım 2008

KÜRESEL KRİZE KARŞI BULUŞALIM

KÜRESEL KRİZE KARŞI, BULUŞALIM

KESK ve DİSK’in çağrısıyla 29 Kasım 2008 Cumartesi Günü, Ankara"da Sıhhiye Meydanı’nda yapılacak olan ‘İşsizliğe, Yoksulluğa ve Zamlara Karşı Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ öncesinde, KESK Genel Başkanı Sami Evren ile küresel kriz ve emekçiler üzerindeki etkilerini konuştuk.

»Ekonomik kriz süresince AKP Hükümeti"nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tüm bu ekonomik göstergeler ortada iken hükümet, geniş toplumsal kesimlerin krizden zarar görmeden çıkması için hiçbir ciddi adım atmamıştır.

Emek örgütlerinin aylardır dile getirdiği “sosyal tedbirleri” almak yerine, var olan tepkileri küçümsemeyi tercih etmiştir.

AKP hükümeti de tıpkı kendinden önceki hükümetler gibi ekonomik alanda içine düştüğü sıkıntıyı aşmak için antidemokratik uygulamaları ve baskıları arttırmaya yönelmiştir.

Kriz dönemleri, yalnızca ekonomik süreçleri değil, toplumsal ve siyasal yapıyı da derinden etkileyen dönemlerdir. Krizlerin toplumsal maliyetinin en aza indirilebilmesi için, krize karşı oluşturulacak mücadele programının ekonomik alanda olduğu gibi, sosyal ve siyasal alanlarda alınacak tedbirlerle de desteklenmelidir. Gerçek anlamda bütünlüklü bir program etrafında toplumun geniş kesimlerinin mutabakatı ve işbirliği olmaksızın ortaya atılan çözümlerin etkili ve kalıcı olması mümkün değildir.

» TÜİK tarafından açıklanan rakamları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hükümet, TÜİK tarafından açıklanan istatistik rakamlarıyla gizlemeye çalışsa da, enflasyon ve hayat pahalılığı emekçi ve yoksul kesimlerin gündelik yaşamlarını olumsuz etkilemektedir. Doğalgaza yüzde 72, elektriğe yüzde 57, temel gıda maddelerine ise yüzde 50 düzeyinde gelen zamlar nedeniyle nüfusun büyük bir kısmı geçim ve yaşam sıkıntısı çekmektedir.

Yaşanılan geçim sıkıntını uzunca süreden beri borçlanarak telafi etmeye çalışan yurttaşlarımız, artık kredi kartı ve banka borçlarını ödeyemez duruma gelmiştir. Merkez Bankası’nın verilerine göre uluslararası krizin patlak vermesinden önce ferdi kredilerini ve kredi kartı borçlarını ödeyemeyen kişi sayısı 500 bin kişiyi aşmıştır. Aynı dönemde ödenmeyen çek sayısı ise 156 bin 888’e yükselmiştir. Hayat pahalılığının artması ve döviz kurunun yükselmesiyle Ekim ve Kasım aylarından itibaren bu rakamlar da katlanarak artmaktadır.

Bugüne kadar yaşadığımız deneyimler göstermiştir ki, geniş toplumsal kesimlerin talepleri dışlanarak, sermaye kesimlerinin çıkarları doğrultusunda hazırlanan kriz reçetelerinin hiçbirisi kalıcı bir çözüm üretememiştir. Krize çözüm üretmek adına uygulamaya konulan her tedbir, bir sonraki krizin nedeni olarak ortaya çıkmıştır. Yaşadığımız bu kısır döngünün farkında olan emekçiler, 2001 yılındaki krizde, IMF programına karşı, Emek Platformu çatısı altında ortak bir “alternatif program” ortaya koymuş, ne yazık ki, hükümet bu programı ciddiye almamıştır. Krize emekten yana çözüm üretmek isteyenleri görmezden gelen dönemin iktidarının ve sonrasındaki AKP İktidarının Türkiye’yi sürüklediği nokta maalesef yeni bir kriz olmuştur.

ÖZGÜR GÜRLEYEN

Birgün Gazetesi-25.11.2008

Hiç yorum yok: