BU ÜLKEDE YURTTAŞLIK GÖREVİNİ YERİNE GETİRENLER VERGİ İÇİN CEZALANDIRILIYOR
13:27 26 Mayıs 2009
Kaçağa teşvik niteliği taşıdığı gerekçesiyle tartışmaların hedefi haline gelen Kat Mülkiyeti Yasası'nda yapılan yeni değişikliklere meslek odaları tepki gösterirken, vatandaşlar tapu müdürlüklerine akın ediyor
ONURKAN AVCI Yaklaşık bir hafta önce gündeme gelen Kat Mülkiyeti Yasası'nda yapılan değişiklikleri, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir "İskan affı anlamına gelmiyor" sözleriyle savunurken, kent bilimcileri tepki gösteriyor. Vatandaşın duyar duymaz tapu sicil müdürlükleri ve belediyelere hücum ettiren yasa değişikliğini kent bilimcileriyle konuştuk.
KAÇAĞA TEŞVİK YASASI MI?
Yapılan son değişikliklerle tekrar gündeme gelen Kat Mülkiyeti Yasası, meslek odalarının itirazlarına yol açarken, AKP tarafından savunulmaya devam ediyor. Yurttaşları "Acaba beni ilgilendiriyor mu” korkusuyla tapu müdürlüklerine akın ettiren yasa değişikliği aslında ‘kaçak yapılara kısmi af niteliği taşımasıyla’ herkesi ilgilendirir nitelikte.
Hararetli tartışmalara neden olan yasa değişikliğini çözmek içinse önce konuyla ilgili kavramları anlamak gerekiyor. Yasa değişikliğinde adı geçen ve karışıklığa yol açan kavramlar ve işlevleriyse şöyle:
Son değişiklikler en çok kat irtifakı kurulmuş ve yapı kullanma izin belgesi alınmış yapıları ilgilendiriyor. Kat irtifakı ve Kat Mülkiyeti tanımlarını ayıran çizgiyse şu: Kat irtifakı işlemi, inşaatı yarım kalmış ya da başlanmamış yapılar için yapılırken, kat mülkiyeti işlemiyse inşaatı tamamlanarak yapı kullanma izin belgesi alınmış yapıları ilgilendiriyor. İki kavram arasındaki diğer bir fark ise tapu kütüğünde kat irtifaklı taşınmazların ana taşınmaz niteliği arsa olarak görülürken, kat mülkiyetli taşınmazlarda ise ana taşınmazın niteliği bina olarak görülüyor.
YASANIN SON HALİ NE DİYOR?
»Yapı kullanma izin belgesi (iskân belgesi) almamış taşınmazlar için herhangi bir ceza öngörülmüyor. Böylece kurallara uyup bedel ödeyerek yapı kullanma izin belgesini alanlar, bu belgeyi almaya tenezzül etmeyenlerle aynı meşru zemine oturtuluyor.
Yapı kullanma belgesini önemli kılan unsurlar ise şunlar: Yapı kullanma izin belgesi, ruhsatlı binalar için ruhsat ve eklerine uygun olarak tamamlandığını gösteren; ruhsat bilgilerini inşaatın bitim tarihini, tapu kaydını, adresini, bağımsız bölümlerin cinslerini, numaralarını, arsa paylarını, metrekarelerini, sınıflarını, mal sahiplerini gösteren ve Belediyenin İmar Müdürlüğü Yapı Kullanma İzni birimince düzenlenen bir belge. Bu belgenin zorunlu olmaktan çıkarılmasıyla mevcudun yüzde 70’ini oluşturan kullanma izin belgesi almayan yapı sahipleri haksız mutluluklarını yaşıyorlar. Çünkü yasa özetle şöyle diyor:
»28 Kasım 2007’de yürürlüğe giren Kat Mülkiyeti Yasası’na göre bu tarihten sonra kat irtifakı kurulan yapılarda; yapı kullanma izin belgesi alınmasından sonra 1 yıl içerisinde, kat mülkiyetine geçilmezse her hak sahibine, kendine ait her bağımsız bölüm için 1.000 TL para cezası kesilecek.
»28 Kasım 2007 tarihinden önce kat irtifakı kurulmuş ve yapı kullanma izin belgesi almış yapılarda da; 28 Kasım 2009’a kadar kat mülkiyete geçilmezse yine ceza uygulanacak.”
ODA BAŞKANLARI TEPKİLİ
Yapılan yasa değişikliğiyle ilgili görüş aldığımız Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ve İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Büyükkent Şubesi yönetimleriyse uygulamaya tepkili.
‘HUKUKA UYANLARA CEZA’
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Eyüp Muhçu: 5711 sayılı kanunla 634 Sayılı Kat Mülkiyeti kanununda değişiklikler yapıldı. Değişikliklerle kat mülkiyeti ile ilgili konularda karar süreçlerini kolaylaştıran ve hızlandıran kimi hususların yasa kapsamına alındığı görülüyor. Yapılan düzenlemeler ilk bakışta haklı ve zorunlu gibi görünse bile tüketicinin korunması bakımından ciddi sakıncalar taşıyor. Örneğin;
» E.M: 3/4 oranında oyla yapılar hakkında yıkım dahil her türlü karar alınabiliyor. Dar gelirli mülkiyet sahiplerine hiç bir güvence sağlanmadan bu tür düzenlemelerin yapılması; bu insanların zamanla evlerinden olmaları gibi sonuçları doğurabilecek. Ayrıca, büyük hissedarların kendi çıkarları doğrultusunda bir takım kararları alma ve uygulamalarının yolu açılıyor.
» Geçici madde 1 ile; İskanlı yapıların kat mülkiyetine geçiş zorunluluğu getirilmektedir. Bu zorunluluğun yerine getirilmemesi 1000 TL’lik bir cezai yaptırıma bağlanmıştır.
İskanlı yapı; bütün imar ve uygulama kurallarına uyulmuş yapı demektir. Türkiye’de yapı stokunun yüzde 60’ının, İstanbul’da yüzde 70’inin tamamen kaçak ve hiç bir kurala bağlı olmaksızın yapıldığı biliniyor. Kaçak yapıların dışında kalan miktarının büyük kısmı ruhsatlı ve iskansız, az bir kısmı ise iskanlı. Kuralsız yapılaşmanın egemen olduğu ortamda iskanlı yapılar hukuka saygılı ve örnek yapılar niteliğindedir. Bu yapılarla getirilen cezai yaptırım, adeta hukuka uyanların cezalandırılması anlamına geliyor. Yapı fiziğini ilgilendirmeyen ve sadece küçük bir prosüdürle yerine getirilmesi söz konusu olan işlemden dolayı cezalandırılma işlemi amacını aşan ve bir tür gelir elde etme yöntemi olarak yapılan bir uygulama olarak değerlendirilmeli. Bu düzenlemelerin getirdiği sakıncalar nedeniyle mutlaka değiştirilmesi ve Geçici madde 1 ile getirilen hükümlerin iptal edilmesi gerekir”
‘TOPRAK VE YAPILAR RANT YAPILIYOR’
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe ise değişikliği ve sakıncalarını şöyle yorumluyor:
“Ülkemizde bulunan yapıların yüzde 62’sinin iskansız olduğunu Başbakanlık adına hazırlanan raporlardan biliyoruz. Bu oran İstanbul gibi kentlerde yüzde 90 meretebesinde. Kaçak olarak üretilen yapıların zaten herhangi bir ruhsatı yok. Projeleri yapılarak ruhsat almış olan yapıların önemli bir kısmının da, projelerine uygun olarak üretilmediği biliniyor. Bu tür yapıların iskanları bulunmuyor. Açıkçası ülkemizde ve İstanbul gibi büyük kentlerimizde bulunan yapı stokunun önemli bir kısmı kaçak veya proje ve eklerine uygun olarak üretilmediler. Toprak ve yapılar birer rant ve spekülatif kazanç aracı olarak kullanıldı ve kullanılmaya da devam ediliyor.
Üstelik iskan almış olmak yapı üreticileri ve kullanıcıları açısından son derece önemli bir konu. İskan alındıktan sonra kat irtifak tapusunu, kat mülkiyet tapusuna çevirmek son derece kolay.
Oysa İstanbul Başta olmak üzere, projesi olmayan, projesi olsa bile projesine uygun olarak yapılmayan, bir kısmı ruhsatlı, bir kısmı ruhsatsız olan yapılara elektrik, su, doğalgaz, telefon bağlanmakta ve kullanılması sağlanıyor. Açıkçası İskansız yapılar özendiriliyor.
İskan almış olan yapıların kullanılması yasal iken, Kat mülkiyet tapularının alınmamış olması bir eksikliktir. Fakat bir ceza aracı olarak kullanılmış olması da doğru değil. Yapılan yurttaşlık görevini yerine getirenlerin cezalandırılmasıdır. Temel sorun, iskanı olmayan yapıların iskan alabilir olmasının sağlanması.
İmar yasasında bir yapıya başlanabilmesinin ve o yapının iskanlı hale getirilmesinin kuralları belirlendi. Bir yapının iskanlı hale getirilmiş olması ve iskan belgesinin alınması, yapıyla ilgili tüm yasal prosedürlerin yerine getirilmesi anlamını taşıyor.”
‘AKP VERGİ ARTTIRMAYA ÇALIŞIYOR’
“İskan belgesi almadan kullanılan yapılar genel olarak ruhsat ve eklerine uygun olmadan üretilmiş olan yapılar. Ayrıca, hiç ruhsat almadan üretilmiş olan yapıların kullanıldığını, alınıp satıldığını ve içerisinde de oturulduğunu biliyoruz.
İskanlı yapıların kat mülkiyet yasasına dönüştürülmesinin yasal bir zorunluluk haline getirilmiş olmasıyla, iskanı olmadan kullanılan yapıların mevcut durumlarının sürdürülmesinin sağlanmasıdır. Bu konu da sürekli bir af anlamına geliyor.
Olsa olsa, ruhsatlı, iskanlı fakat kat mülkiyetine dönüştürülmemiş yapılardan alınan arsa emlak vergisinin, kat mülkiyet vergisine dönüştürülerek alınacak verginin arttırılmasının sağlanması olabilir.
Bir yandan seçim dönemlerinde göz yumularak yapılması sağlanan gecekonduların yıkılması, diğer yandan iskanlı yapıların kat mülkiyet tapularını almalarının istenmesi, daha fazla emlak vergisi almanın bir yolu olarak düşünülmüş olabilir.
Ruhsatlı iskanlı fakat kat mülkiyeti tapusu olmayan yapıların kat irtifak tapuları arsa emlak vergi değerleri kat maliklerinin arsa oranları ölçüsünde alınıyor. Oysa konutların ve işyerlerinin kat mülkiyetine dönüştürülmesi durumunda arsa oranlarıyla birlikte kullanılan mekanında vergilendirilmesi yasal bir zorunluluk.
Ruhsatlı, iskanlı fakat kat mülkiyetine dönüştürülmemiş yapılardan alınan arsa emlak vergisinin, kat mülkiyet vergisine dönüştürülerek alınacak verginin artırılmasının sağlanması olabilir.”
Yapılan son değişikliklerle tekrar gündeme gelen Kat Mülkiyeti Yasası, meslek odalarının itirazlarına yol açarken, AKP tarafından savunulmaya devam ediyor. Yurttaşları "Acaba beni ilgilendiriyor mu” korkusuyla tapu müdürlüklerine akın ettiren yasa değişikliği aslında ‘kaçak yapılara kısmi af niteliği taşımasıyla’ herkesi ilgilendirir nitelikte.
Hararetli tartışmalara neden olan yasa değişikliğini çözmek içinse önce konuyla ilgili kavramları anlamak gerekiyor. Yasa değişikliğinde adı geçen ve karışıklığa yol açan kavramlar ve işlevleriyse şöyle:
Son değişiklikler en çok kat irtifakı kurulmuş ve yapı kullanma izin belgesi alınmış yapıları ilgilendiriyor. Kat irtifakı ve Kat Mülkiyeti tanımlarını ayıran çizgiyse şu: Kat irtifakı işlemi, inşaatı yarım kalmış ya da başlanmamış yapılar için yapılırken, kat mülkiyeti işlemiyse inşaatı tamamlanarak yapı kullanma izin belgesi alınmış yapıları ilgilendiriyor. İki kavram arasındaki diğer bir fark ise tapu kütüğünde kat irtifaklı taşınmazların ana taşınmaz niteliği arsa olarak görülürken, kat mülkiyetli taşınmazlarda ise ana taşınmazın niteliği bina olarak görülüyor.
YASANIN SON HALİ NE DİYOR?
»Yapı kullanma izin belgesi (iskân belgesi) almamış taşınmazlar için herhangi bir ceza öngörülmüyor. Böylece kurallara uyup bedel ödeyerek yapı kullanma izin belgesini alanlar, bu belgeyi almaya tenezzül etmeyenlerle aynı meşru zemine oturtuluyor.
Yapı kullanma belgesini önemli kılan unsurlar ise şunlar: Yapı kullanma izin belgesi, ruhsatlı binalar için ruhsat ve eklerine uygun olarak tamamlandığını gösteren; ruhsat bilgilerini inşaatın bitim tarihini, tapu kaydını, adresini, bağımsız bölümlerin cinslerini, numaralarını, arsa paylarını, metrekarelerini, sınıflarını, mal sahiplerini gösteren ve Belediyenin İmar Müdürlüğü Yapı Kullanma İzni birimince düzenlenen bir belge. Bu belgenin zorunlu olmaktan çıkarılmasıyla mevcudun yüzde 70’ini oluşturan kullanma izin belgesi almayan yapı sahipleri haksız mutluluklarını yaşıyorlar. Çünkü yasa özetle şöyle diyor:
»28 Kasım 2007’de yürürlüğe giren Kat Mülkiyeti Yasası’na göre bu tarihten sonra kat irtifakı kurulan yapılarda; yapı kullanma izin belgesi alınmasından sonra 1 yıl içerisinde, kat mülkiyetine geçilmezse her hak sahibine, kendine ait her bağımsız bölüm için 1.000 TL para cezası kesilecek.
»28 Kasım 2007 tarihinden önce kat irtifakı kurulmuş ve yapı kullanma izin belgesi almış yapılarda da; 28 Kasım 2009’a kadar kat mülkiyete geçilmezse yine ceza uygulanacak.”
ODA BAŞKANLARI TEPKİLİ
Yapılan yasa değişikliğiyle ilgili görüş aldığımız Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ve İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Büyükkent Şubesi yönetimleriyse uygulamaya tepkili.
‘HUKUKA UYANLARA CEZA’
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Eyüp Muhçu: 5711 sayılı kanunla 634 Sayılı Kat Mülkiyeti kanununda değişiklikler yapıldı. Değişikliklerle kat mülkiyeti ile ilgili konularda karar süreçlerini kolaylaştıran ve hızlandıran kimi hususların yasa kapsamına alındığı görülüyor. Yapılan düzenlemeler ilk bakışta haklı ve zorunlu gibi görünse bile tüketicinin korunması bakımından ciddi sakıncalar taşıyor. Örneğin;
» E.M: 3/4 oranında oyla yapılar hakkında yıkım dahil her türlü karar alınabiliyor. Dar gelirli mülkiyet sahiplerine hiç bir güvence sağlanmadan bu tür düzenlemelerin yapılması; bu insanların zamanla evlerinden olmaları gibi sonuçları doğurabilecek. Ayrıca, büyük hissedarların kendi çıkarları doğrultusunda bir takım kararları alma ve uygulamalarının yolu açılıyor.
» Geçici madde 1 ile; İskanlı yapıların kat mülkiyetine geçiş zorunluluğu getirilmektedir. Bu zorunluluğun yerine getirilmemesi 1000 TL’lik bir cezai yaptırıma bağlanmıştır.
İskanlı yapı; bütün imar ve uygulama kurallarına uyulmuş yapı demektir. Türkiye’de yapı stokunun yüzde 60’ının, İstanbul’da yüzde 70’inin tamamen kaçak ve hiç bir kurala bağlı olmaksızın yapıldığı biliniyor. Kaçak yapıların dışında kalan miktarının büyük kısmı ruhsatlı ve iskansız, az bir kısmı ise iskanlı. Kuralsız yapılaşmanın egemen olduğu ortamda iskanlı yapılar hukuka saygılı ve örnek yapılar niteliğindedir. Bu yapılarla getirilen cezai yaptırım, adeta hukuka uyanların cezalandırılması anlamına geliyor. Yapı fiziğini ilgilendirmeyen ve sadece küçük bir prosüdürle yerine getirilmesi söz konusu olan işlemden dolayı cezalandırılma işlemi amacını aşan ve bir tür gelir elde etme yöntemi olarak yapılan bir uygulama olarak değerlendirilmeli. Bu düzenlemelerin getirdiği sakıncalar nedeniyle mutlaka değiştirilmesi ve Geçici madde 1 ile getirilen hükümlerin iptal edilmesi gerekir”
‘TOPRAK VE YAPILAR RANT YAPILIYOR’
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe ise değişikliği ve sakıncalarını şöyle yorumluyor:
“Ülkemizde bulunan yapıların yüzde 62’sinin iskansız olduğunu Başbakanlık adına hazırlanan raporlardan biliyoruz. Bu oran İstanbul gibi kentlerde yüzde 90 meretebesinde. Kaçak olarak üretilen yapıların zaten herhangi bir ruhsatı yok. Projeleri yapılarak ruhsat almış olan yapıların önemli bir kısmının da, projelerine uygun olarak üretilmediği biliniyor. Bu tür yapıların iskanları bulunmuyor. Açıkçası ülkemizde ve İstanbul gibi büyük kentlerimizde bulunan yapı stokunun önemli bir kısmı kaçak veya proje ve eklerine uygun olarak üretilmediler. Toprak ve yapılar birer rant ve spekülatif kazanç aracı olarak kullanıldı ve kullanılmaya da devam ediliyor.
Üstelik iskan almış olmak yapı üreticileri ve kullanıcıları açısından son derece önemli bir konu. İskan alındıktan sonra kat irtifak tapusunu, kat mülkiyet tapusuna çevirmek son derece kolay.
Oysa İstanbul Başta olmak üzere, projesi olmayan, projesi olsa bile projesine uygun olarak yapılmayan, bir kısmı ruhsatlı, bir kısmı ruhsatsız olan yapılara elektrik, su, doğalgaz, telefon bağlanmakta ve kullanılması sağlanıyor. Açıkçası İskansız yapılar özendiriliyor.
İskan almış olan yapıların kullanılması yasal iken, Kat mülkiyet tapularının alınmamış olması bir eksikliktir. Fakat bir ceza aracı olarak kullanılmış olması da doğru değil. Yapılan yurttaşlık görevini yerine getirenlerin cezalandırılmasıdır. Temel sorun, iskanı olmayan yapıların iskan alabilir olmasının sağlanması.
İmar yasasında bir yapıya başlanabilmesinin ve o yapının iskanlı hale getirilmesinin kuralları belirlendi. Bir yapının iskanlı hale getirilmiş olması ve iskan belgesinin alınması, yapıyla ilgili tüm yasal prosedürlerin yerine getirilmesi anlamını taşıyor.”
‘AKP VERGİ ARTTIRMAYA ÇALIŞIYOR’
“İskan belgesi almadan kullanılan yapılar genel olarak ruhsat ve eklerine uygun olmadan üretilmiş olan yapılar. Ayrıca, hiç ruhsat almadan üretilmiş olan yapıların kullanıldığını, alınıp satıldığını ve içerisinde de oturulduğunu biliyoruz.
İskanlı yapıların kat mülkiyet yasasına dönüştürülmesinin yasal bir zorunluluk haline getirilmiş olmasıyla, iskanı olmadan kullanılan yapıların mevcut durumlarının sürdürülmesinin sağlanmasıdır. Bu konu da sürekli bir af anlamına geliyor.
Olsa olsa, ruhsatlı, iskanlı fakat kat mülkiyetine dönüştürülmemiş yapılardan alınan arsa emlak vergisinin, kat mülkiyet vergisine dönüştürülerek alınacak verginin arttırılmasının sağlanması olabilir.
Bir yandan seçim dönemlerinde göz yumularak yapılması sağlanan gecekonduların yıkılması, diğer yandan iskanlı yapıların kat mülkiyet tapularını almalarının istenmesi, daha fazla emlak vergisi almanın bir yolu olarak düşünülmüş olabilir.
Ruhsatlı iskanlı fakat kat mülkiyeti tapusu olmayan yapıların kat irtifak tapuları arsa emlak vergi değerleri kat maliklerinin arsa oranları ölçüsünde alınıyor. Oysa konutların ve işyerlerinin kat mülkiyetine dönüştürülmesi durumunda arsa oranlarıyla birlikte kullanılan mekanında vergilendirilmesi yasal bir zorunluluk.
Ruhsatlı, iskanlı fakat kat mülkiyetine dönüştürülmemiş yapılardan alınan arsa emlak vergisinin, kat mülkiyet vergisine dönüştürülerek alınacak verginin artırılmasının sağlanması olabilir.”
Birgün Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder