31 Ekim 2009

Adli Tıp'a kasten öldürme davası

Adli Tıp'a kasten öldürme davası

Adli Tıp'a kasten öldürme davası

Güler Zere'nin babası Haydar Zere ve avukatı Taylan Tanay konuştu


30 Ekim 2009 20:16

İstanbul Tabip Odası'nda kanser hastası mahkum Güler Zere'nin son sağlık durumuna ilişkin düzenlenen son basın toplantısında, Zere'nin sağlığının geri dönülemez noktada olduğu yönünde açıklama yapılmıştı.

Güler Zere'nin babası Haydar Zere ve avukatı Taylan Tanay'dan, Zere'nin son durumuyla ilgili bilgi aldık.

Zere'nin durumunun çok kötü olduğunu söyleyen babası Haydar Zere, Adli Tıp Kurumu'nun kendilerini hep oyaladıklarını söyleyerek "Pazartesi günü annesi görüştü. Durumu çok kötü. Bir şey yiyemiyor, serum da gitmiyor artık damardan. Kızımı göz göre göre ölüme mahkum ettiler. Hep engeller çıkardılar evraklar eksik diye." diye konuştu.

Umutlarının artık kesildiğini söyleyen baba Haydar Zere, "İnsanlıktan çıktık artık. Annesi de ben de çok üzgünüz. Yasalar çalışmıyor. Artık ne diyeyim." diyerek tepkisini dile getirdi.

ADLİ TIP KURUMU BAŞKANI'NA "TAAMMÜDEN ÖLDÜRME" DAVASI


Zere'nin hukuki ve tıbbi sürecini bize özetleyen avukatı Taylan Tanay şöyle konuştu: "Güler 40 kiloya kadar düştü. Radyoterapiden dolayı ağzında ciddi yaraları var. Ağızdan mama dahi yiyemiyor, damardan besleniyor. TTB'nin Kanser Danışma Kurulu raporu da bunu gösteriyor zaten."

Hukuki girişimlerinin hala sürdüğünü bildiren Tanay, "Kendisi hakkında 5 ve 22 Haziran'da düzenlenmiş 2 ayrı raporda da Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından serbest bırakılması gerektiği vurgulanıyordu. En son 6 Temmuz'da Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu tarafından 5 dakikalık bir kontrol yapıldı. Ağız içi kanseri ve boyun ve ağızdan iki ameliyat geçirmiş biri için bu kurulda iki uzmanın (Onkolog ve KBB uzmanı) bulunması gerekirdi. Bu iki uzman bulunmadan ve daha önce Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilimdalı tarafından verilen raporların niçin kabul etmediklerine dair hiçbir açıklayıcı bilgi vermeden, hastanenin mahkumlara ayrılmış koğuşunda infazına tamamlanmasına karar verdiler.

Biz bu iki uzmanın bulunmaması ve bu raporda daha önce verilen Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilimdalı raporlarıyla çelişkiler olduğu yönünde itirazımızı yapmıştık.
27 Ağustos'ta Adli Tıp Genel Kurulu görüştü.
Toplantı tarihi 20 gün öncesinden belli olmasına rağmen bazı evraklar eksik denerek görüşme yeni bir tarihe bırakıldı.
Sonra 10 Eylül'de tekrar toplandı, ve yine eksik bazı evraklar icat ettiler. Buraya kadar geldik. Genel kurul hala 17 Temmuz tarihli itirazımızı görüşmüş değil. Ve bu süre içerisinde Güler'in sağlık durumu artık geri dönülemez bir noktaya gelmiş durumda. TTB Kanser Danışma Kurulu 26 Ağustos tarihinde Güler Zere'nin bir an önce sağlığına kavuşması için derhal salıverilmesi gerektiğini açıklamıştı. Bundan sadece iki ay sonra, 26 Ekim'de ki raporda bu sefer "veda ve huzur hakkı" için serbest bırakılması gerektiğini söylediler. Yani şu aşamadan sonra sağlığına kavuşması mümkün değil ama son anlarını ailesiyle geçirsin diye."

Siyasal iktidarın ve Adli Tıp Genel Kurulu'nun kayıtsızlığının görüldüğünü söyleyen Tanay, "Bu kadar uzun süre dosyayı bekletmek ihmal değil, açık bir kasıt. Ki görüşeceğiniz dosyada bir kanser hastası var. Bu taammüden öldürmektir" diyerek önümüzdeki hafta Adli Tıp Kurumu Başkanı hakkında "taammüden ödürme" suçundan suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

KELEPÇELER SÖKÜLDÜ

Avukat Taylan Tanay, üçüncü ameliyatı sonrası yoğun bakım ünitesinde Adalet, Sağlık ve İçişleri Bakanlıkları tarafından uygulanan bir protokol gereği ranzaya zincirlenen Zere'nin kelepçelerinin artık çıkarıldığını da sözlerine ekledi.

Türk Tabipleri Birliği Kanser Danışma Kurulu, Güler Zere'nin sağlığının tıbben geri dönülmez bir noktada olduğunu ve infazının iyileşinceye kadar tehirinin sağlanmasını istemişti.

Ya da Cumhurbaşkanına tanınan ve toplum vicdanını temsil eden salıverme yetkisinin kullanılarak toplumun vicdanında açılan yaranın Güler Zere'ye "Vedalaşma ve Huzur Hakkı" verilerek kapatılmasının uygun olacağını söyleyen Danışma Kurulu, bunu objektif bilimsel yorum, insani değerler ve toplum vicdanı adına talep ettiklerini ifade etmişti.


30.10.2009- Renkhaber.com GG

Hiç yorum yok: