11 Ağustos 2011

AİLEDE VE OKULDA ÇOCUK EĞİTİMİ

AİLEDE VE OKULDA ÇOCUK EĞİTİMİ

EvcioğluHaber- Çalışma, bir insanın toplumsal üretime ya da o üretimin yani, maddi ve kültürel ya da başka sözçüklerle söylersek, toplumsal değerlerin yaratılmasının denetimine katılmasıdır.



Oyun aynı sonuçlara yönelmez, aynı toplumsal amaca hizmer etmez.. ya da ancak dolaylı yoldan hizmet eder.
Oyun bireyin ilerideki çalışmasında temel olan kol ve kafa çabasını eğitir.

Bu açıdan ana babalar çocuklarının oyunlarını yönlendirmede neyin esas olduğu açıktır.
İlk yapılacak şey; oyunun, çocuğun herşeyi ve herşeyin üstünde bir şey haline gelip dikkatinin tamamen diğer toplumsal konulardan ayıracak şekle gelmesini önlemektir.
İkinci olarak; oyunda, çocuğun ilerideki çalışmalarına temel olacak olan kafa ve kol alışkanlıklarıyla hünerlerinin geliştirmesini sağlamaktır.


Çok sık olarak ana babaların oyunu yanlış şekilde denetlediklerini gördüm.

Bazı ana baba, çocuklarının oyun etkinlikleriyle hiç ilgilenmezler, çocukların en iyi şekilde oynamayı kendilerinin bileceğini iddia ederler. Böyle ana babaların çocukları istedikleri gibi ve istedikleri zaman oynarlar, oyuncaklarını kendileri seçerler ve oyunlarını kendileri düzenlerler...
Diğer ana babalar, göstererek, açıklayarak, oyun gereçlerini kurarak bunları sık sık çocukların önünde yaparak ve onları eğlendirerek dikkatlerinin büyük bir bölümünü çocuklarının oyununa ayırırlar. Çocuklarına dinlemek ve yinelemekten başka yapacak bir şey kalmaz; bu durumda sanki oynayan çocuklar değil , ana babalardır. Eğer böyle ana babanın çocuğu bir şey kuruyorsa ve şu ya da bu sorunu çözmesi gerekiyorsa, babası ya da anası onun yanına oturup şöyle diyecektir: "bunu doğru yapmıyorsun! Bak, bunun yapılması işte böyledir"

Eğer bir çocuk kağıttan bir şey kesmeye başlarsa, baba ya da ana, bir zaman onun girişimlerini seyredecek ve sonra makası onun elinden alıp, "senin için ben keseyim. Bak nası güzel kesildi" diyecektir.
Böyle ana babaların çocukları sadece onları takit eder.
Zorlukları yenmek ya da "ürünlerinin" niteliğini bağımsızca yükseltmek için hiç deneyime gereksinimleri yoktur. Ve çok geçmeden sadece yetişkinlerin iyi şeyler yapabileceğini düşünmeye başlarlar. Bu çocuklar genellikle kendine güvenden yoksundurlar ve başarırsızlığa uğramaktan çok korkarlar.

Oyuna yanlış yönden yaklaşımları olan ana babalar, oyuncaklar için çok fazla para harcarlar. Çocuklarını oyuncak yağmuruna tutarlar ve böyle yapmaktan gurur duyarlar. Bu çocukların oyuncak köşeleri, muntazam bir oyuncak dükkanına benzer ve böyle yapmaktan gurur duyarlar.
Bu türden ana babalar, çocuklarını her şeyden yoksun bırakıp yaşamlarını oyuncaklarla hayali olarak doldurarak onları oyuncaklara emanet ederler.
Bu tür ailelerdeki çocuklar sadece en iyi oyuncak kolleksiyoncusu olurlar ya da en kötüsü daha çok olduğu gibi oyuncaktan oyuncağa amaçsızça koşarlar.

Oyunun doğru denetimi daha düşünceli bir yaklaşım ve ana babalarca oyuna karşı daha dikkatli bir tavır gerektirir.

Bir çocuğun çok küçükken kendi başına oyun oynaması ne kadar iyiyse gelecekte arkadaş edinmesinin o kadar iyi olduğundan hiç şüphe yoktur. Eğer bir çocuk kendi kendine oynarsa hayal gücü, kurucu ve düzenleyici hünerler vb. gibi hepside yararlı olan potansiyelini geliştirir.
Eğer çocuğu onun istememesine rağmen bir oyun grubu içerisine yerleştirirseniz bu onun saldırgan ve bencil eğilimlerini azaltacak yol değildir.

Tek başına oynanan oyunların tercih edildiği yaş, oyun arkadaşlarına karşı ilgilenmeye yol açar ve grup oyunu çocuktan çocuğa başkalık gösterir. Çocuğa bu oldukça zor geçişi başarması için en uygun zamanda ve uygun şekilde yardım edilmelidir.
Çocuğun akran çevresi ve oyun arkadaşlarının en uygun şekilde genişletilmesi önemlidir.
Çocuklara zorluklarla cesurca uğraşmayı teşvik etmek ve hayal kurmaya fikirlere yer vermek önemlidir.


"devam edecek"

Şahin Sağdıç

(MAKARENKO)

12.08.2011ı-Perşembe- EvcioğluHaber

Hiç yorum yok: