30 Mayıs 2008

İLK YARDIM

ıÜü

İLK YARDIM

Herhangi bir kaza veya hayatı tehlikeye düşüren bir durum karşısında sağlık personelinin yardımı sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması yada durumun daha kötüye gitmesini önlemek amacıyla ilaçsız olarak yapılan uygulamalara ilkyardım denir.

İlkyardımcı kişiler aldıkları eğitimlerle sağlık mesleğine mensup kişilerin yetki ve sorumluluklarını kazanmadıklarını bilmelidirler. İlkyardım eğitimi kişilere sağlık personelinin yetkisinde bulunan bazı uygulamaları yapabilme yetkisi vermeyecektir.
İlkyardımcı uygulamalarda kesin karar verme yetkisinin sağlık personelinde olduğunu bilmelidir. Onun yardımcısı durumunda hareket etmeli ve tartışmamalıdır. Hasta en yakındaki sağlık kuruluşuna götürülmeli uzak hastanelere götürülmeye çalışılmamalıdır.

İlkyardım yapan kişinin özellikleri:

Sakin olmalıdır, telaşa kapılmamalıdır.
Hasta ile onu rahatlatacak tonda konuşmalıdır.
Hiçbir zaman kendi can güvenliğini tehlikeye atmamalıdır.
Kendi can güvenliğini aldıktan sonra müdahale etmelidir.
Çevrede bulunanları organize etmeli (polis, itfaiye, ambulans çağırma konusunda) Hastaya müdahalede önem sırasını iyi bilmeli örneğin nefes almayan bir hastanın ayağında kanayan bir yara ile uğraşmamalıdır.

İlkyardım ilkeleri ve öncelikler:
Öncelikli amaç yaralı kişinin hayatının korunması ve mevcut sağlık durumunun daha kötüleşmesini önlemektir.
Kanaması olan bir hastanın kan kaybı devam ettikçe mevcut durumu da kötüleşecektir. Kanama durdurulursa mevcut durum korunmuş olur ve sıra iyileşmeyi kolaylaştırıcı önlemlere gelir. Örneğin yara su ve sabunla yıkanır ise enfeksiyon oluşma riski azalır ve iyileşme hızlanmış olur.
Hastanın boynunu sıkan kravat düğme vs. gibi şeyler gevşetilir. Solunum kontrol edilir. Durmuş ise yapay solunum yapılır. Hastanın kalbi kontrol edilir. Eğer kalp atımı yok ise gecikmeden kalp masajı uygulanır. Kanama kontrolü yapılır kanama varsa daha sonra anlatılacak olan tekniklerle durdurulur.
Çevredekilerin hastanın başına toplanıp onu huzursuz edecek biçimde konuşmaları engellenir. Kazazede kendine gelse, kendini iyi hissetse bile durumundan emin olunmadan ayağa kalkmasına izin verilmemelidir. Bilici kapalı hastalara ağızdan hiçbir yiyecek yada içecek verilmez. Hastanın üzerine bir battaniye örtülerek ısıtılması gereklidir. Kaza ortam koşullarına bağlı ise hemen ortamdan uzaklaştırılmalıdır (örneğin gaz zehirlenmesi) ancak böyle bir neden yoksa hastanın yerinden kıpırdatılmaması esastır. Kırık varsa kırık bölgesi hareketsiz bırakılır. Şok var ise şokla savaşılır. Bilinci açık ise sakinleştirilir. Hastanın ağzında toz toprak kırık diş vs. olabileceği akla getirilmeli ve temizlenmelidir. Hastaya turnike uygulanmış ise bu bildirilmelidir. İlkyardımcının kaza yerinde kalmasını gerektirecek bir neden yoksa hastaneye kadar yaralı ile birlikte gitmelidir.

İlkyardımın A B C si:
A: Hava yolunun açılması
B: Solunumun düzenlenmesi
C: Dolaşımın sağlanması
Hastaya saplanmış herhangi bir şey varsa bunlar çıkartılmaz. çıkartılmaya çalışılırsa hasta ölebilir. Ameliyatla hastanede çıkartılır. Mümkünse kesilir veya sökülür. Elbiselerin çıkartılmasında hırpalayıcı hareketlerden kaçınılmalıdır. Önce sağlam kol ve bacak çıkartılır. Hırpalanma olacaksa kesilip çıkartılmalıdır. Yanık olan bölgelerde elbiseler kesinlikle sıyrılmamalı kesilip çıkartılmalıdır.
Hastanın veya ilkyardımcının hayatını tehdit eden bir durum yoksa hastanın durumu kontrol altında değilse hareket ettirilmemelidir taşımaya en elverişi araç sedyedir.

Bilinç Kaybı ve Koma:
Bilinç kapalı kişilerde 5 duyu ile algılama ortadan kalkar. İleri derecede komada ise ağrılı uyaranlara cevap veremez.bilinci kapalı kişiler.
1- Yardım isteyemez.
2- Dikkatli değerlendirilemez ise ölü sanılabilirler.
3- Nedene yönelin tahmin hayat kurtarabilir.
4- Kolayca zarar görebilirler.
5- Solunum yolu tıkanmış olabilir.
6- Hasta kusabilir kusmuk solunum yollarına kaçabilir.
7- Refleksler ortadan kalkmıştır.
En ileri bilinç kaybına koma denir. Çeşitli nedenlerle oluşabilir. İlk olarak hava yolu açılır. Soluk alıyor ise koma duruşuna getirilir. Soluk almıyor ise yapay solunum başlanır. Nabız kontrol edilir. Kalp durmuş ise yapay solunumla birlikte kalp masajı ile birlikte yapay solum devam ettirilir. Kalp ve solunum geri döndükten sonra koma duruşuna getirilerek hastaneye nakledilir.

Kafa travmalarına bağlı komalar:
Beyin sarsıntısı, zedelenme, kanama koma nedeni olabilir. Kaza sonrası kulaktan veya burundan kan veya beyaz bir sıvı gelmesi kırık riskini ve ileri derecede beyin sarsıntısını gösterir. Kafa travmasına uğrayan kişinin muayenesi normal olsa bile 24 saat süre ile yalnız kalmamalıdır. Derin uykuya dalar ve uyanmazsa, fışkırır tarzda kusarsa en yakın hastaneye götürülmelidir. Bu süre içinde ağrı kesici ve uyku ilacı verilmemelidir.

Ölüm:
Çevre ile anlamlı iletişim kurma yeteneği kaybolur. Bilinç kaybı ve hava yolu tıkanıklığı bunu izler dil kökü geriye kayarak soluk borusunun ağzını kapatır. Daha sonra solunum durur. Solunum ile sağlanan oksijenin kesilmesinin 1-2 dk ardından kalpte durur. Kalbin durmasına klinik ölüm denir. Kalbin durması ile bütün hücrelere oksijen gitmesi engellenir. Oksijensizliğe en duyarlı hücreler beyin hücreleridir. 4-6 dk sonra beyinde geri dönüşü olmayan doku ölümü olur. Beyin hücreleri öldükten sonra kalp çalışacak olursa kişi bitkisel hayata girer. Soğukta beyin ölümü gecikebilir. İlkyardımcı kişinin ölüp ölmediğini değerlendirmelidir. Nabız alınmıyorsa (boyundan, bilekten, kasıktan) kulak göğse dayanıp dinlendiğinde ses duyulmuyorsa. Soluk almıyorsa, gözler mat bulanık ve kaymış durumda ise her iki gözbebeği de ileri derecede genişlemişse vücut gittikçe soğuyorsa ölmüş demektir.

Görüldüğünden daha önemli olan durumlar:
Bilinç kaybı, İç kanama olasılığı kuşkusu, Püskürür tarzda kusma kafaya darbe geldikten sonra veya darbe ile birlikte bilinç kaybı olması. Delici yaralar, Eklemlere yakın yaralanmalar, Kırık olasılığı, Göz yaralanmaları, Elektrik çarpması, Etkeni bilinmeyen zehirlenmeler.

Hava Yolu Tıkanıklığı:
Oksijen olmazsa hücreler kaçınılmaz olarak ölürler. Beyin hücreleri oksijene en duyarlı olanlardır. Genellikle oksijensizliğe 3 dk dayanabildiği kabul edilir. Kalp hücreleri oksijensizliğe 20-30 dk dayanabilirler. Deri ve tırnaktaki hücreler oksijensizliğe en çok dayanan hücrelerdir. Solunum dakikada 12-20 kez olur. Ve beyin sapı tarafından kontrol edilir. Solunum yolu tıkanırsa 2 dk içinde bilinç kaybı olur. 5-10 dk içinde kalp durur. Hava yolu tıkanıklığına dilin geri kaçması, yabancı cisimler nefes borusunun şişlikleri ve ödemi neden olur.
Dil tabanının geriye sarkmasına bağlı tıkanıklıklarda hava yolu birkaç yöntemle açılabilir. Sırtüstü yatırılır. Baş geri bükülür boyun desteklenerek kaldırılır. Boyun kırığı riski varsa yapılmamalıdır. Bebekler dede uygulanabilir.
Baş bükülürken çene kaldırılması. Buda boyun kırığı riski varsa yapılmamalıdır.
Üçlü havayolu manevrası: Baş geri bükülürken çene öne çekilir alt dudak aşağı itilir.
Çeneye baskı yöntemi hasta sırtüstü yatarken çene öne çekilir baş nötral durumda kalır. Boyun kırığı riskinde uygulanabilir.

Koma duruşu: Hasta sol yana çevrilir.sol bacak ve kalça içe bükülür. Baş kol üzerinde yarı yüzüstü durumudur. Boyun kırığı tehlikesi varsa kullanılmaz.

Yabancı Cisim :
Hasta birdenbire konuşamaz hale gelir. Soluk alamadığını belirten işaretler yapar. Hastanın öksürükle yabancı cismi çıkarabilmesi için akciğerlere kısmen hava girmesi gereklidir.
Sırta darbe yöntemi ile kürek kemiklerinin arasına el tabanı ile 4 kez sert darbe vurulur. Göğüsten desteklenmelidir.
Elle bası. Karnın üst kısmına veya göğse bası yaparak adeta yapay öksürük oluşturma durumudur. Çocuk ve bebeklerde karna baskı uygulanmamalı sırta darbe ve göğse baskı uygulanmalıdır.
Parmakla sıvazlama. Bu yöntemler etkisiz kaldı ise çene ve dil başparmak ve parmaklarla yukarı çekilir. Nefes borusunun ağzı görülür. Bu uygulama ile öksürük refleksi uyarılır elin işaret parmağı ile boğaza yakın cisimler çıkartılır. Başka bir cisim sokulmalıdır.

Solunumun Durması:
Solunumu durmuş kişilerde vakit kaybetmeden yapay solunuma geçilmeli buda ağızdan ağza veya ağızdan buruna hava verilerek yapılmalıdır. Çoğu zaman suda boğulmalarda hastanın midesindeki ve akciğerindeki suyu çıkartmak için gereksiz yere zaman kaybedilmektedir. Oysaki midedeki suyun herhangi bir zararı yoktur. Akciğerdeki suyunda çıkarılması mümkün değildir.
Hasta sert bir zemine sırt üstü yatırılır. Ağız içi sıvazlanarak içinde kusmuk, toprak, yosun, kırık diş, takma diş vs varsa çıkartılır. Çene yukarı çekilirken baş hafif geri yatırılır. Ağızdan solunum yapılacaksa burun burundan yapılacaksa ağız kapatılır. Derin nefes alınır. Çapraz olarak ağız ağza yerleştirilir. Göğsün kabarmasına yetecek kadar nefes verilmelidir. Baş yana çevrilerek yeniden nefes alınır. Bu işlem 3-4 sn de bir tekrarlanır. Hastanın kendi solunumu gelene kadar tekrarlanır.

Kalp Durması:

Kalp Durmasında hastanın bilincinin kapalı olduğunu kalp atımlarının nabız hissedilmediğini görürüz. Boyunda şah damarı kalp atımlarının en kolay hissedildiği yerdir.
Kalp Masajı: kesinlikle kalp durduğundan emin olduktan sonra yapılmalıdır. Hasta sert bir zemine sırt üstü yatırılır. Hastanın ayaklarının altına bir yastık konur. Kalbe kanın dönüşü kolaylaşır. Göğüs kemiğinin 1/3 alt kısmına gelecek şekilde el ayası altta diğer el ayası alttaki elin üstünde olacak şekilde baskı uygulanır. Parmaklar göğse değmemelidir. Kollar dirsekten bükülmeden baskı uygulanır. Normal bir erişkinde göğüsün 4-5 cm aşağı inmesi yeterlidir. Dakikada 80-100 kez masaj yapılır. Her 5 kalp masajından sonra 1 kez yapay solunum yaptırılır. Eğer tek kişi var ise her 15 kalp masajından sonra 2 kez yapay solunum yaptırılır.

Suda Boğulma:
İster tuzlu suda ister tatlı suda boğulma olsun yapılacaklar aynıdır. Boğulma sırasında soluk borusunun kasılmasına bağlı olarak çok az miktarda su akciğere gider. Soğuk havada suda boğulanlarda 20-30 dk geçse bile yapay solunum ve kalp masajına başlanmalıdır.

Şok :
Kan dolaşımının etkin olarak çalışabilmesi için kalbin pompa görevini yapması, kapalı damar ağının ve dolaşım sisteminin bütünlüğünün korunması ve yeterli miktarda kan hacminin bulunması gereklidir. Bu bölümlerden herhangi birinde bir eksiklik olursa dokulara kan iletimi bozulacak ve şok oluşacaktır. Kalp dakikada yaklaşık 8 litre kanı damarlara pompalar. Kalp krizi, şiddetli kanamalar, aşırı sıvı kayıpları, büyük yanıklar, aşırı isal, kusma, karın içi iltihaplanmalar, karın ve başa şiddetli darbelerde aşırı korku ve heyecanlanmalarda şok görülebilir.
Başlıca Şok Belirtileri: Huzursuzluk, endişe hali, aşırı susama, dudakların kuruması, bulantı, kusma, soğuk ve nemli deri. Nabız zayıf ve hızlıdır. Solunum yüzeysel ve hızlıdır. Bilinç bozulur, uyku hali ve komaya doğru giden evreler olabilir. Kan basıncında düşme olur.
Kanama Nedeniyle Olan Şokta İlkyardım: Kan kaybı olunca vücut bunu kendi çabalarıyla önlemeye çalışır. Damarlar büzülür ve daralır.kalp atımı hızlanır. Eğer bunlar etkili olmaz kan kaybı devam ederse şok gelişir. Kan kaybı durdurulmalı ve ilkyardımın ABC si yerine getirilmelidir. Eğer imkan varsa hastaya oksijen verilmelidir. Ayaklarının altına bir yastık konularak ayaklar yükseltilir. Çok fazla yükseltilmemeli solunum sıkıntısı oluşabilir. Şoktaki hastaya ağızdan hiçbir şey verilmez. Çok susamış ise ıslak pamukla ağız silinir. Kırık varsa sabit hale getirilmeli. Hastanın üzerine battaniye örtülerek üşümesi engellenmelidir.

Kanamalar:
Damarlar atardamar, toplardamar, kılcal damar olarak ayrılmıştır. Atardamarlar kalpten dokulara kan taşıyan damarlardır. Atardamarlarda basınç yüksektir ve her kalp atımıyla daha da yükselir.kılcal damarlar dokular arası dağılmış olan küçük ince damarlardır. Toplar damarlar ise dokulardan kanı tekrar kalbe getiren damarlardır.negatif bir basınç vardır ve sürekli bir kan akımı vardır.
Atardamar kanamalarında kan nabızla birlikte kan ritmik olarak fışkırır. Kısa sürede çok miktarda kan kaybına neden olabilir. Toplardamar kanaması ise daha yavaştır ama süreklidir.

Kanama Tedavisi:


1- Direk Bası uygulama: En basit ve en etkili yoldur. Kanayan bölgenin üzerine mikropsuz bir gazlı bez ile el ayası ile baskı uygulanır. Kanama nedeniyle bezin dış kısmı ıslanırsa bez kaldırılmadan üzerine bir bez daha konarak baskı uygulanır.
2- Basınç Noktalarına Baskı: Büyük damarların kolayca bastırılarak kan akımının kesilebileceği noktalarına baskı uygulanarak kanama durdurulabilir bunlar genellikle nabız noktalarıdır.
3- Turnike Veya Boğucu Sargı Uygulaması: Turnike uygulaması istenen bir uygulama değildir. Bütün yollar denendikten sonra kanama durmazsa uygulanmalıdır. Alttaki dokuları ezme damar ve sinirlere kalıcı zararlar verme riski vardır. Turnike ince olmamalıdır. Genişliği 7-8 cm olmalıdır. Sıkıştırma işlemi kanama durana kadar yapılmalıdır. Daha fazla sıkılmaz 15 dk da bir gevşetilmeli ve kan geçişi sağlanmalıdır. Elbise kolları vs turnikeyi ötmemelidir. Hastaya turnike uygulandığı belirtilmelidir. Dikkatli olunmalıdır.

Küçük dış kanamalar: kısa süreli basınç uygulama kolayca pıhtılaşmayı sağlar hiçbir zaman yaradaki pıhtı silinmez. Yara kirli ise su ve sabunla yıkanır. Yaranın üzerine mikropsuz sargı bezi ile baskı uygulanır. yara kolda elde veya bacakta ise kalp seviyesinden yukarı kaldırılırsa kanama durması kolaylaşır. Yaraya herhangi bir ilaç vs. sürülmemelidir.

Büyük dış Kanamalar: Kanama çok fazla olursa şok gelişebilir. İlkyardımın ABC si unutulmamalıdır. Kanama durdurulmaya çalışılır. Gerekirse turnike uygulanır.

Kol ve Bacak Kopmaları: Kopan kol ve bacak gibi uzuvların yerine dikilmesi mümkündür. Güdük bölümüne baskı uygulanarak kanama durdurulur. Kopan bölümler plastik bir torba içinde buz dolu bir kaba konur. Buz ile doğrudan temas engellenmelidir. Hasta hemen en yakın sağlık kuruluşuna iletilmelidir.

İç Kanmalar: Vücut boşluklarına olan kanamalardır. Karın içi, göğüs içi veya kafa içi kanamalardır. Biriken kan dışarı akmıyor olsa da damar içinden kayıp olduğundan şok gelişebilir. Büyük kemik kırıklarında önemli miktarda kan kayıpları olabilmektedir.
Hasta başı aşağıda ayakları hafif yükseltilerek yatırılır. Boğazını sıkan şeyler kravat düğme vs. gevşetilir. Hasta rahatlatılmaya çalışılır. Şok önlenmeye çalışılır. Hastada başka yaralanma ve darbe olup olmadığı kontrol edilir. Bilinç kapanır ise kalp atımı ve solunum varsa koma yatışına getirilir. Üzerine battaniye örtülerek üşümesi engellenir. En yakın sağlık kuruluşuna iletilir.

Delici Göğüs Yaralanmaları: Hemen göğüsteki delik kapatılır. Göğüs içinde kanama varsa hasta sağlık kuruluşuna yarı oturur biçimde iletilmelidir.
Burun Kanamaları: Eğer kafatası kırığından kuşkulanılıyorsa burun kanamasını durdurmak için uğraşılmamalıdır. 35 yaş üzerinde burun kamalarında yüksek tansiyon akla gelmelidir. Hasta oturtulur sakinleştirilir. Başı öne eğilerek kendisine burun delikleri sıkıca tutturulur. Gerekirse buruna buz torbası uygulanabilir. 30 dk üzerinde devam ederse sağlık kuruluşuna iletilmelidir.

Kulak Kanamaları: Kafa darbesi sonucu olursa çok önemlidir. Kanama dış kulak veya iç kulaktan olabilir. Hasta yarı oturur pozisyonda baş kanayan tarafa eğilir. Kulk ilaçsız ve mikropsuz bir sargı bezi ile sarılır.

Saçlı deri Kanamaları: Önemli miktarda kanama olur. Kafatası kırığı olabileceği unutulmamalıdır. Bilinç kaybı varsa bu ihtimal yüksektir. Doğrudan bası uygulanarak kontrol altına alınabilir. İçinde yabancı cisim varsa doğrudan bası uygulanmamalıdır. Simit sargı konulur.

YARALAR:
Deriye gelen darbeler soncu kapalı doku zedelenmeleri olabilir. Bu durumda ağrı ve şişlik meydana gelebilir. Bazen morarma ve şişlik içinde kan birikebilir. Şiş olan bölgeye sıkı bandaj uygulanır soğuk uygulanır. Yalnız bandaj kan dolaşımını engelleyecek derecede sıkı olmamalıdır. Açık yaralarda tetanos riski unutulmamalıdır bu neden tetanos aşısı yapılmalıdır.

YANIKLAR:
1. derece yanık: yüzeysel yanıktır. Kızarıklık ve ağrı vardır. İz bırakmadan 1 haftada iyileşir.
2. Derece yanık: cilt ve cilt altı dokularda yanmıştır. Benekli kırmızı renkli kabarcık oluşumu vardır. Derideki sinir uçları da zarar görmüştür. Enfeksiyon gelişmezse 2-3 hafta da iyileşir.
3. derece yanık: Deri tamamen yanmıştır. Alttaki kas tabakasına kadar uzanır.
Tehlikeli yanıklar: Vücudun %30 dan fazlasının yanması, solunum sistemini içine alan yanıklar, vücudun %10 dan fazlasında 3. derece yanık olması, yüz, el, genital bölge yanıkları, göz yanıkları, derin asit ve elektrik yanıkları, boyunda halka şeklinde yanıklar.
Yanık yüzeye hiçbirşey örtülmez. Soğuk su ağrıyı azaltır. Kabarcıklar patlatılmaz yanık alanındaki kolye yüzük bilezik vs. çıkartılmalıdır. Elbiseler kesilerek çıkartılmalı sıyrılmamalıdır.

Kimyasal Yanıklar: Etken hızla uzaklaştırılmalı 10-20 dk bol su altında tutulmalıdır. Daha sonra yumuşak sabunla yıkanır. Sönmemiş kireç su ile karşılaştığında yakıcı etki gösterir. Tozlar fırça ile alındıktan sonra bol su ile yıkanır.
Elektrik yanığından şüphelenilen her hasta durumu normal olsada hastanede değerlendirilmelidir.

SARGI VE ATELLER:
Sargıların çok sıkı ve gevşek sarılmaması gerekir. El ve ayak parmakları dışarıda kalacak şekilde sarılmalıdır. Parmaklarda uyuşma karıncalanma morarma olduğu görülürse sargı sıkı sarılmış demektir. Sargılar mikropsuz olmalıdır.
Ateller ise herhangi bir vücut bölgesini hareketsiz olarak bırakmak için kullanılan desteklerdir. Kırık bacağa sağlam bacağı kırık kola gövdeyi destek yapmakta mümkündür. Mümkünse şişme ateller kullanılmalı bunlar kırığı her yönden desteklerler. Tekrar tekrar kullanılabilirler.

Kırık çıkık ve incinmelerde ilkyardım: kemik üzerine darbe gelen yada zorlanma olan bölgelerde ağrı, şişme, kabarıklık, olağan dışı görünüm, biçim bozukluğu, eklem olmayan yerde eklem görünümü, kol veya bacağın boyunda kısalma, yarada kırık uçlarının görülmesi. O bölgede kırık olduğunu gösterir.
Kırık olup olmadığını belirlemeden hasta yerinden oynatılmamalıdır. Eğer hasta kırık bölgesi hareketsiz hale getirilmeden kıpırdatılmaya çalışılırsa kırık uçları kemiğe yakın veya paralel uzana damar ve sinirlere zarar verebilir. Hasta taşınmadan önce kırık atele alınmalıdır. Kırığın ilerisindeki nabız kontrol edilmelidir. Atel kırığa yakın yerdeki eklemide hareketsiz hale getirmelidir. Açık kırıklarda kanama kontrol altına alınır. Kırık bölgesinde kopmuş kemik parçaları varsa dokunulmaz, kırık uçları uçuca getirilmeye çalışılmaz. Hastaneye nakledilirken ağızdan yiyecek verilmemelidir. Çünkü hasta ameliyat olacaksa bu nedenle gecikebilir.

Çıkıklar: Hareketle artan ağrı olur. Yapısal şekil bozukluğu olur. Hassasiyet vardır. Şilik erken dönemde olmayabilir. Hareket kısıtlılığı olabilir. Anatomik yapıyı iyi bilen kişiler tarafından oturtulması gerekir. Burkulmalarda eklem sabitleştirilir ve hastaneye iletilir.
Boyun Kırığı: Kafası üzerine düşen kafasına darbe gelen herkeste boyun kırığı akla gelmelidir. Ani frenlerde kamçı hareketi sonrasında boyun kırığı oluşabilir. Hastanın boynu boyunlukla desteklenmelidir. Hasta yerinden oynatılmamalı bu konuda eğitim görmüş personelce taşınmalıdır.

Zehirlenmeler: Kusturulur. Alınan maddenin sulandırılması için bol miktarda su veya süt verilir. Bilinç kaybı varsı havale geçiriyorsa yakıcı madde içti ise petrol ürünü içmiş ise kusturulmaz. Gaz zehirlenmelerinde hasta hemen açık havaya çıkarılmalı oksijen verilmelidir.
Böcek, Yılan Sokmaları: Yara bol su ile yıkanır. Hasta sakinleştirilir. Yara bölgesindeki şişliğin 5 er cm altından ve üstünden turnike uygulanır. Turnike venöz dolaşımı engelleyecek arteryel dolaşımı engellemeyecek şekilde sıkılmalıdır. Hastanın yürümesine izin verilmez. Isırılan extremite atele alınmalıdır. Isırılan alanda diş izleri arasında yarım santim derinliğinde kesi yapılır. Zorunlu olmadıkça ağız kullanılmadan kanama sağlanır. İlkyardımın ABC si yönünden izlenir. Yılan serumu uygulanmak üzere hastaneye iletilir.

Soğuk ve Donma: Yüzeyel soğuk çarpması: deri mumsu bir görünüm alır. Dokunmakla serttir. Ellerde küntlük hissedilir. Şişlik ve kabarcık olabilir. Hasta sıcak biryere alınır üşüyen bölge vücut ısısıyla ısıtılır. Doğrudan ısı kaynağı ile ısıtılmamalıdır. Ovmaktan masajdan kaçınılmalıdır.

Derin soğuk çarpması kısmi donma: dokunmakla his alınmaz. Travmadan kaçınılmalıdır. 37.7-40,5 C arasında ısıtılır. Kabarcıkların patlatılması tehlikelidir.

------------------------------

"

Hiç yorum yok: