"Zorunlu Din Dersi" Açıklamaları
Zorunlu din dersi uygulamasının kaldırılması için yapılan oturma eyleminde okunan basın metinlerini yayınlıyoruz.
Haberin devamında PSAKD yöneticisi Feti Bölükgiray ve ABF Genel Başkanı Ali Balkız'ın basın açıklamaları yer alıyor.
"Laiklik karşıtı odak" olduğu tescil edilmiş bulunan AKP, yargı kararlarına rağmen Zorunlu Din Dersi İşkencesini Devam Ettiriyor
12 Eylül Askeri cuntasının yapmış olduğu 82 Anayasa'sındaki düzenleme ile Alevi çocuklarını, gençlerini asimile etme, onları Sünnileştirme amacıyla zorunlu din dersi verilmektedir.
Bilindiği üzere AİHM, Ekim 2007'de aldığı kararla zorunlu din dersinin "eğitim hakkı"nın ihlali olduğunu söylemişti.
Veli Hasan Zengin'in kızı Eylem için yaptığı başvurusunda mahkeme, dersin içeriğinin sadece İslam'ın Sünni yorumuna dayandığını vurgulamıştı. Mahkeme ayrıca gayrimüslim çocukların dersten muaf tutulmasının da "inanç özgürlüğünü" sağlamak için yeterli olmadığını belirtmişti.
Milli Eğitim Bakanı (MEB) Hüseyin Çelik, bu kararların "eski müfredata dair olduğunu" söylemiş, "Yeni müfredatta Aleviliğe de yer veriyoruz" diyerek kararın uygulanamayacağını iddia etmişti.
Alevi-Bektaşi Federasyonu (ABF) bir süre önce konuyla ilgili Başbakanlığa başvuruda bulundu ve zorunlu din dersi uygulamasına AHİM kararı doğrultusunda son verilmesini talep etti.
ABF 'nin başvurusu üzerinden birkaç ay geçmesine rağmen cevap verilmedi.
Bütün bu gelişmeler gösteriyor ki, Zorunlu din dersiyle ilgili açılan davaların ulusal mahkemede, kazanılması, Alevilerin yıllardır verdikleri mücadelenin hukuki düzlemde kabul edilmesi, zorunlu din dersinin insan haklarına, laikliğe, inanç özgürlüğüne, çağdaş eğitim anlayışına aykırı düştüğünün tescili anlamına gelmektedir.
Bu aynı zamanda, 12 Eylül askeri cuntasına karşı kazanılmış hukuki bir zafer olduğu kadar, Alevilerin ve demokrasi güçlerinin verdikleri mücadelenin seyri içinde de bir dönüm noktasıdır.
Alevilik, sinsi asimilasyon politikalarıyla yok edilmek istendi; Aleviler, bu zulüm altında kimliksizleştirilmeye çalışıldı.
Din dersinin varlığı ve zorunluluğu, Anayasa'nın 2. maddesi ile düzenlenmiş olan laiklik ilkesiyle, çelişki yaratıyor ve uygulamada sadece Sünnilik öğretiliyor. Zorunlu din dersi, dolayısıyla zorunlu bir işkence ve zulümdür.
Bunun sonucu, gerici anlayış ve çevreler, farklı inançlara saygı gibi temel bir haktan, yıllarca ülke insanını mahrum bırakmıştır. Ancak Aleviliği yok etmeye yönelik politikaların farkında olan Aleviler, demokratik yöntemleri kullanarak ve hukuksal mücadele vererek asimilasyon çemberini kırdı. Daha önce iç hukuk yollarında sonuç alınamadığı için AİHM 'ne taşınmış ve uygulamanın AİHS 'ne aykırı olduğu tespit edilmiş oldu. Aynı karar Danıştay'ın iki farklı kararında da kabul gördü.
Mevcut Hükümetin laikliğe, insan hak ve hukukuna, uluslar arası sözleşmelere aykırı olan zorunlu din dersi uygulamasına son vermesi gerekir. Ancak; aradan geçen zaman zarfında AKP Hükümeti türban ile sınırlı bir inanç özgürlüğü ile bu sorunu çözecek gibi görünmemektedir. AKP ve bu partinin anlayışına sahip diğer siyasal yapılar, Anadolu'daki inançsal-kültürel farklılıkları bir zenginlik değil, ayrılık unsuru olarak gördüler ve görmeye devam etmektedirler.
Ancak; Demokratik Alevi Hareketi'nin gücü zihinlerin köreltilmesine, gericileştirilmesine de seyirci kalmayacaktır. Zorunlu din dersiyle ilgili açılan davalarla birkaç Alevi genci, asimilasyon kuşatmasından kurtuldu. Keza milyonlarca Alevi genci aynı işkenceyi görmeye devam ediyor.
Bu durumda Anadolu'nun özgün inancının korunup yaşatılması için bu günden başlayarak okullar açılıncaya kadar her Pazar burada oturma eylemi yapacağız ve bu gerici iktidarın ayrımcı, hukuksuz, haksız tutumunu protesto edeceğiz.
AKP Alevi inancı üzerinde uyguladığı potansiyel baskıya son vermelidir.
Taleplerimizin ısrarla takipçisi olacağız.
YARGI KARARLARINA UYULSUN.
ZORUNLU DİN DERSİ KALDIRILSIN.
ÇAĞDAŞ, BİLİMSEL, DEMOKRATİK, LAİK EĞİTİM !
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkez adına
Feti BÖLÜKGİRAY GYK. Kültür sanat sekreteri –
Kadıköy Şube Başkanı
************************************************
BASINA VE KAMUOYU'na ·
ABF.
Zorunlu Din Dersleri Uygulaması Bir İnsan Hakları İhlalidir.
· Eğitim Hakkına, Din ve Vicdan Özgürlüğüne Aykırıdır.
·AKP'yi, AİHM ve Danıştay Kararlarını Acilen Uygulamaya Davet Ediyoruz.
Başta Alevi-Bektaşi çocukları olmak üzere; demokrat, laik,ilerici, devrimci, çağdaş ailelerin çocukları için de bir zulüm ve asimilasyon aracı olan Zorunlu Din Dersleri uygulamasına karşı verdiğimiz mücadele; Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin Ek:1 nolu protokolün 2. maddesine aykırı bulunmuş ve ilgili karar 09.01.2008 tarihinde kesinleşmişti.
Bir başka dava ise; Danıştay 8. dairede 28.12.2007 tarihinde kesinleşti. Bu davanın dosya numarası 2007-7481'dir. Bu iki örnek karara ilaveten, halen T.C. mahkemelerinde yürütülmekte olan yüzlerce dava bulunmaktadır. AİHM kararının uygulanması için 11.06.2008 tarihinde Başbakanlık'a yaptığımız başvuruya yanıt bile verilmemiştir.
Hükümetin bu kayıtsızlığı karşısında, 13.08.2008 tarihinde; sorunu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine iletmek zorunda kaldık. Bilindiği üzere Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM kararlarının uygulanıp uygulanmadığını da denetleyen bir organdır. Bakanlar komitesi'nden gelecek yanıtı hem T.C. Hükümeti, hem de biz taraflar olarak beklemekteyiz.
Ama bilinsin ki; daha fazla beklemeye tahammülümüz yoktur. 8 Eylül tarihinde okullar açılacak; Toriçelli, Faraday, Arşimet, Pastör, Galile vb bilim insanları ne diyor, fizik, kimya, biyoloji, mantık, felsefe sosyoloji derslerinde neler okutulup öğretiliyor gibi konular dikkate alınmadan çocuklarımıza zorla Sübhaneke, İhlas, Kevser, Tahiyyat, Allahümme Salli, Allahümme Barik, Rabbenâ A(tinâ öğretecekler. Sınıf sıralarının üstünde namaz tatbikatları yaptıracak, camilere geziler düzenleyecekler. Resmi adı; "Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi" olan bu ders; 12 Eylül Hukuku'nun bir sonucu olup; bugün AKP iktidarına zemin hazırlamıştır.
AKP bu iklimin yarattığı koşulların sonucudur.
Darbeciler, ayrıca bu nedenle de yargılanmalıdırlar.
Devlet; yurttaşlarının inancına, diline, kökenine, kültürüne, yaşam biçimine karışmamalıdır. Devlet, yurttaşlarının bir bölümünü diğerine veya diğerlerine göre daha saygın, daha avantajlı, öncelikli, üstün göremez. Her yurttaşa eşit mesafede durmak zorundadır. Laiklik bir anlamıyla da budur. "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" dersinin müfredat programı yeniden hazırlanmalı, çağdaş ve bilimsel olmalı, Dinler Tarihi, Din Sosyolojisi, Din Kültürü konularını içermeli. Elbette Alevilik de okutulmalı. Alevilikle ilgili bölümün yazımı Alevi eğitimcilere bırakılmalı. Ayrıca her halükarda seçmeli olmalıdır.
Şimdi burada; siz değerli basın mensuplarının tanıklığında bir eylem başlatıyoruz: Burada sessizce oturacağız. Şimdilik yarım saat, ilerleyen haftalarda yine Pazar günleri, yine burada, yine aynı saatte, bu eylemimiz okullar açılıncaya kadar devam edecek. AKP Hükümetinden bir ses gelmezse, giderek diğer şehirlerde, velilerimiz ve öğrencilerimizin de katılımıyla devam edeceğiz.
Onun için AKP Hükümetini, bir kez daha; mahkeme karalarını uygulamaya, dolayısıyla, Anayasal bir suç işlemekten çekinmeye davet ediyoruz.
Saygılarımızla.
ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU
Ali BALKIZ Genel Başkan
Alevionline/ 25.08.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder