7 Nisan 2009

CHP'yi, samimiyetsiz yeniden yapılandırma kurtarmayacaktır.

CHP'yi, samimiyetsiz yeniden yapılandırma kurtarmayacaktır.

CHP'yi samimiyetsiz yeniden yapılandırma kurtarmayacaktır
Turan ESER

Yerel seçimler sonrası, Aleviler, sol-sosyal demokrat partiler, dernekler, sendikalar ve yeni toplumsal hareketler tarafından cevap arayan en can alıcı soru?

Şimdi Ne Yapmalı?


5 Nisan 2009 16:31

Yerel seçimler sonrası, Aleviler, sol-sosyal demokrat partiler, dernekler, sendikalar ve yeni toplumsal hareketler tarafından cevap arayan en can alıcı soru "şimdi ne yapmalı?" olur. Çünkü bu soruya verilecek politik ve örgütsel cevabın kendisi, Türkiye'deki siyasal hayatta, solun ve sosyal demokratların geleceğini tayin edecektir.

Bu nedenle bugünden itibaren başlayan; "sol ve sosyal demokratlar ne yapmalıdır" sorusuna ilişkin "lider" odaklı sunulan çözümlerin, baştan çözüm olmadığı belirtmek gerekir. Çünkü kendini "sol" ya da "sosyal demokrat" olarak tanımlayan parti liderlerinin "çözüm" sunma hakkını bu süreçte halka devretmesi gerektiği kanaatindeyim.
Çünkü sol ve sosyal demokrasinin evrensel ilkelerinin toplumsallaşmasını sağlama konusunda aciz kalan solun politik tavrı sayesinde, rantçı, muhafazakar, milliyetçi ve İslamcı sağın yükselişi engellenemedi.
Solun yenilgisine zemin yaratarak, sol politika ve örgütsel güç açısından sorun üretenlerin, ne "yenilenme", ne "değişim" adı altında çözüm üretmesi mümkün değildir.

Her secim sonrası samimiyetten uzak "öz eleştirilerin", tabanı dışlayan ve sorunun asli unsurlarının "yeniden yapılanma" stratejileri ve halktan kopmuş yöneticilerin "toplumsallaşacağız" ifadeleri inandırıcılıktan uzaktır. CHP gibi sözde sosyal demokrat merkezin, Türkiye'de yeni bir umut oluşturması mümkün değildir. CHP'den yeni bir umut beklemek ise, dipsiz kuyudan su çekmeye benzeyecektir. Alevileri, Kürtleri, işçileri, emekçileri, kadınları, gençleri, yoksulları, gayri Müslimleri, yeni toplumsal hareketleri görmeyenlerin ve solun siyasi Rönesanssını bu kesimlerle başlatmayanların, solun yeniden seçenek olmasını sağlaması mümkün değildir.

Bu çerçeveden bakarak CHP liderinin "değişim ve yeniden yapılanma" ifadesinden medet umanlar ve buradan umut bekleyenleri, gelecekte yaşayacak hüsranlarından korumak için, CHP'de yeniden yapılanma tartışmasına, başta Aleviler olmak üzere tüm toplumsal kesimlere uyarılarımı yapmak istiyorum.

KILIÇDAROĞLU VE KARAYALÇIN'I CHP MYK'SINA TAŞIMAK;
DSP'NİN 5 MİLLETVEKİLİNE ÇENGEL ATMAK, ÖRGÜTSEL VE POLİTİK ZEMİNDE BİR YENİDEN YAPILANMA DEĞİLDİR.


Baykal'lı CHP, hüsranla sonuçlanan son 7-8 seçim sonrası bu türden açıklamaları yapmıştır. 29 Mart seçimlerinden başarılı çıktığını ifade etmektedirler. Oysa yükselen gerici, dinci siyaset karşısındaki, CHP'li olmayan çaresizlerin oyunu alan CHP başarılı değildir.
Dolaysıyla her seçim sonrası olduğu gibi, Baykal hizbi, yüksek dozlu eleştirileri ve tartışmaların önünü kesmek, kendi kişisel egemenliğini korumak için koltuk siyaseti uğruna her türlü popülizm ve pragmatizme başvurmuştur. Parti içi ve parti dışı sol muhalefetin "gazını almak" için, bir iki değişiklik ile bu süreci geçiştirecek ve solun önünü tıkamaya devam edecektir.
Şu an CHP karşısında, kitlesel ve politik açıdan güçlü bir siyasi seçenek yaratılmadığından, gerek iş dünyası, gerekse medyanın bir kesimi, Baykal'lı bir yönetimi tasvip etmese de CHP'nin, AKP karşısında bir süre daha desteklenmesi yönünde yayın yapmaya devam edecektir. Bunun bilincinde olan Baykal hizbi, eski muhaliflerinden "herkesin satın alınacağını" düşünerek, şu anki CHP'sine, eski CHP'lilerden "yama" yaparak, politik olarak yamalı bohçaya dönmüş partisini, "yeniden yapılandırdık" diyerek, halkı kandıramaya devam edecektir. Sayın Kılıçdaroğlu'nu, Sayın Karayalçın'ı MYK'ya almak ya da önemli görevlere getirmek, DSP yönetimine muhalif olan milletvekillerini kışkırtmak ve onlara çengel atmak, siyasi etik açısında sorunlu olduğu gibi, Baykal CHP'sini iktidara taşımaz, ancak bir süre daha koltuğunu taşır.

CHP'DE YENİDEN YAPILANMA YOK, ESKİ KREMLERLE YENİ MAKYAJ VAR
CHP lideri tarafından ifade edilen "yeniden yapılanma" ile kast edilen, Baykal hizbinin egemenliğini etkilemeyecek bazı önemli isimlerin merkez vitrinine alınmasından ibarettir. Önümüzdeki günlerde muhtemelen, bu seçim öncesi ve sürecinde siyasi popülaritesi artan sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile bir ihtimal eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'ı CHP MKY'sına alabilir. Eskiden olduğu gibi katılımcılık ilkesi ihlal edilmiş, sadece Baykal hizbinin ihtiyacına göre hazırlanmış program ve tüzük kurultayı yapılabilir. Böylece CHP "yeniden yapılanma" gerçekleşti mesajı vermeye çalışabilir. Oysa bu türden lider egemenliğini korumaya hizmet eden, zihniyet ve örgütün yapılanmasının değil, kişilerin değiştiği vitrinle, "CHP'de değişim" ve "yeniden yapılanma" sağlanmış olmaz.

CHP'de gerçek anlamda değişimi sağlanmak isteniyorsa, o zaman üç şey yapmak lazım. Bir, CHP'yi statükocu, elitist, Ergenekon'cu ve resmi ideolojik ezberden kurtarıp, solun ve sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri ile buluşturacak toplumcu bir politik programı halkın katılımıyla yaratmak.
İkincisi, CHP'de Baykal hizbinin diktatörlüğünü koruyan tüzük yerine, katılımcılığı ve parti içinde tam demokrasiyi sağlayan tüzük kurultayı yapmak. Üç, sahil şehirleri ve üç büyük metropol kentte, halktan kopuk, insana yabancı ve parti binasına sıkışmış örgütü halkın yaşam alanları taşıyacak bir örgütlenme modelini yaratmak gerekir.

Peki bu üç şeyi başarmak mümkün mü? Baykal hizbinin, etkisi ve egemenliği kırılmadan zor. Baykal'ın yanında yer alarak "CHP'de değişim ve yeniden yapılanma" beklentisi içinde olanlar bir kez daha hüsrana uğrayacaktır. Sahil güvenliğinde sorumlu parti haline gelenlerin, varoşların, yoksulların, farklı kimliklerle barışık olması, siyasi kibirlerinden ve rahata düşkünlüklerinden dolayı mümkün değildir.

CHP SOLDA YENİLENMENİN ÖNÜNDE ENGELDİR. BU ENGELLİ ANCAK ALEVİLER KALDIRABİLİR.
CHP'nin karşısında, Alevilerin, solcuların ve sosyal demokratların bir seçenek sunma çabası içine girmemesi, Baykal hizbinin işini kolaylaştırıyor. CHP'nin samimiyetten uzak siyasi manevralarıyla dile getirdiği "yeniden yapılandırma" ve "olağanüstü kurultay" adımları, soldaki siyasi ve örgütsel boşluğu doldurmayacağı gibi, gerçek anlamda bir sol ve sosyal demokrat kimlikli partinin kurulmasını da geciktirmektedir. Çünkü gerek kamuoyu, gerekse sol seçmen tarafından bilinen bir gerçek var; CHP soldaki siyasi ve örgütsel boşluğu doldurmadı, başka bir sol-sosyal demokrat partinin doldurmasını da hep engelledi. CHP'ni her türlü manevralarla işgal ettiği siyasi alanı, gerçek bir sol-sosyal demokrat partinin doldurması gerekir. Solun ve sosyal demokrasinin gerçek evrensel ilkelerine bağlı partinin kurularak, toplumsal kesimleri CHP'nin sahte değişim imajlarından kurtarmalıdır.

CHP'nin ve Baykal hizbinin yıllardır yanlışlarına rağmen ayakta kalmasının sağlayan, başta Aleviler olmak üzere, tüm gerçek solcuların ve sosyal demokratların hızla cevap vermesi gereken soru şudur; Bizler CHP'nin sahte imaj değişimine, satılacak irademiz ve oyumuzun olmadığını söyleyip, CHP dışında yeni bir siyasal hareket mi yaratacağız? Yoksa, CHP'nin samimiyetten, sol değerlerden ve halktan uzak "yeniden yapılanması" karşısında seyirci mi olmak?

Bu sorunun en doğru cevabının, tüm toplumsal kesimleri, politikalarını ve örgütlenme tarzını beğenmediği partilere oy vermekten kurtarmak olmalıdır. Bunun yolu ise, tüm toplumsal kesimlerin katılımcılığını sağlayarak, onun sahipleneceği ve katılacağı politikaları ve örgütlenme tarzını oluşturmak geçiyor.

HALK CHP'Yİ ÇÖZÜM PARTİSİ OLARAK GÖRMÜYOR.
Bu ihtiyacı destekleyen ve "neden yeni bir sol parti gereklidir?" Sorusunun yanıtını bulmak için elimizde önemli araştırma verileri mevcuttur. Halk mevcut siyasi partilerden memnun değil. Özellikle CHP'den memnun değiller.

Tarhan Erdem yönetimindeki KONDA şirketinin araştırma sonuçları bile halkın YENİ PARTİ istediğini ortaya koyuyor. KONDA seçim öncesi yaptığı araştırmaya katılan deneklerine soruyor "Türkiye'nin en önemli ve en acil sorunlarını hangi parti çözer?" Halkın bu soruya verdiği cevap oldukça ilginçtir. Ankete katılanların yüzde 26'sı "Bu sorunlar sürer, gider'" derken yüzde 23'ü de "Yeni parti lazım" diyerek cevaplamıştır. Yani yüzde 49'u mevcut partilerden memnun değil ve çözümün siyasi adresi olarak görmüyor.

KONDA araştırmasında gözardı etmememiz gereken diğer bir önemli ve ilginç bulgu ise, AKP'li seçmenin yüzde 70'i AKP'nin "sorunları çözebileceğine güvenerek oy verdim" derken, CHP seçmeninin sadece yüzde 39'u, CHP'ye güveniyor.
"Peki bu sorunları kim çözer" sorusuna verilen cevaplar daha da ilginçtir.
CHP seçmenlerinin yüzde 33'ü, "Sorunları çözebilmek için yeni parti lazımdır" demektedir. Seçim öncesi bile, CHP'ye oy verenlerin nerdeyse yarısı YENİ PARTİ istiyor. Yani halk CHP'yi değil, yeni parti istiyor. Yani CHP'nin ne "değişim" ne de "yeniden yapılanma" kılıfı, sahte makyajını korumaya yetmeyecektir.

SADECE ARAŞTIRMALAR DEĞİL, CHP'Yİ YAKINDAN TAİP EDEN GAZETECİLERDE BAYKAL HİZBİNDEN BUKMIŞ DURUMDADIR.
Baykal CHP'sini tanımamıza yardımcı olacak önemli bir değerlendirmeyi Milliyet Gazetesindeki köşesinde, Melih Aşık şöyle tarif ediyor; "Deniz Bey, liderliğini, parti içi demokrasiyi sürekli daraltarak sürdürebiliyor. Enerjisinin yarıdan fazlasını koltukta tutunmaya harcıyor. O nedenle parti içinde biatçılar, teşrifatçılar, yağcılar öne çıkıyor. Nitelikli insanlar geri plana düşüyor. Parti kaliteden uzaklaşıyor. Deniz Bey'in artık herkesin öğrendiği bir yaşam kuralı var:"İktidarı almam, muhalefet liderliğini de başkasına kaptırmam."
Sayın Melih Aşık, halkın aklından geçene tercüman oluyor, "O yüzden ısrarla bir iktidar programı yapmaz, CHP iktidara geldiği takdirde neyi nasıl çözeceğini halk dahil kimse bilmez... Bilmediği için de oy vermez. Deniz Bey'in politikası sosyal demokratları ömür boyu muhalefete mahkûm eder. Deniz Bey CHP'nin önünden biraz olsun çekilmelidir" önerisinde bulunuyor.

Yıllardır Baykal CHP'sinin siyasi tutsağı haline gelmiş Alevilerin, bugün Baykal hizbinden kurtulmasının tam zamanıdır. Bu durumu fırsata çevirmeyenlerin, halkın ihtiyaç ve talebini ertelemeyi tercih edenlerin, gelecekte şansı olmayacaktır. CHP içinde kalarak "biatçılar, teşrifatçılar, yağcılar" grubuna dahil olmak istemeyenler için doğru yol, Alevilerin CHP'den hızla uzaklaşmasını sağlamak ve YENİ SOL PARTİYİ kurmak için diğer toplumsal dinamiklerle birlikte hareket etmek için, ilişkiye geçmesidir.

86 YILLIK CHP, BAYKAL'LA TÜRKİYE'YE VEDA ETTİ. TÜM TÜRKİYE ÖRGÜTLENMEDİ.
CHP'nin bir Türkiye ve halk partisi olmadığını ısrarla herkese anlatmamız lazım. Baykal hizbinin egemenliğine destek olmak, onun koltuğunu parlatmak için siyaset yapılmayacağını belirtmek gerekir.
86 yıllık CHP, 2009 yılında 2946 Belediye Başkanlığı seçimi için, aday göstermekten aciz parti haline gelmiştir.
AKP 2946 Belediye Başkanlığının tümü için aday gösterirken, CHP sadece 2018 yerde aday göstermiş ve 928 belediye için aday çıkaramamıştır. Yani CHP seçim yapılacak belediyelerin yüzde 31'inde aday göstermedi. Seçim sonuçları bize, CHP'nin Doğu ve Güneydoğu'da silindiğini gösterdi. Anadolu'da % 5'in altına düştüğünü gösterdi. Sadece sahil güvenliğinden sorumlu parti haline geldi.
Geçen seçimlere göre, İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya adaylarının kişiliğine verilen oylar sayesinde, oy artışı, bir CHP başarısı değildir.

DEVAM EDECEKTİR..

Turan ESER

Renk Haber.com-05.04.2009 16:31:23

Hiç yorum yok: