18 Kasım 2009

Türbanı değil de artık ekoevleri, güneş panellerini tartışsak!?!?

Türbanı değil de artık ekoevleri, güneş panellerini tartışsak!?!?
Tuğçe Baran tugce.baranotti@gmail.com

Son türban yasaklansın yasaklanmasın kavgamı da arkadaşımın lokantasının açılışında dayısı ve dünya tatlısı babasıyla yaptıktan sonra.. (ama ne açılıştı! Yakışıklı belediye başkanımız İsmail Ünal bile geldi!!)

İçtiğim iki yüz kadeh kırmızı şarabın berbat etkisiyle ertesi sabah dedim kendi kendime:

“Git geçen sene dağ başında aldığın tarlana yerleş. Madem böyle bir yere para kaptırdın git bari bir ‘eko ev’ yap. Elektrik güneşten, su kuyudan. Bahçeye ektiğin domates, biber, patlıcanla da karnını doyurursun. Gelecek olanlara da ‘erzakını da al gel’ programı çizersin, minimum seviyede, bir köylü gibi yaşar gidersin. Ne lan bu! Tartış tartış, ‘gafil’ hakareti işit işit nereye kadar?”

Zaten yabaniyim, zaten evden çıkmıyorum ha Arnavutköy sırtları ha Şirince dağları ne fark eder? Bari havası temiz olur. Türk şoförleri yerine yaban domuzlarıyla uğraşırım ki bin kat yeğlerim.

Böyle hayallene hayallene kahvaltı ettik Manita Bey ile. Köpeğin markasını seçmeye kadar vardı iş. “Domuz kaçıran elektrik sistemi” bile yaratıklandırdık sucuğa ekmek banarken.

***

Fakat eko ev hakikaten ciddi bir plan. Manyak gibi güneşi olan bir ülkede doğalgaz, odun, kömür yakıp duruyoruz.

Geçen gün Sharp’ın düzenlediği bir “güneş enerjisi” toplantısına katıldım. Zira hakikaten ilgilendiriyor beni bu.

Sharp markasını bilirsiniz. Meğer elektrik üreten güneş panelleri üretiminde dünya lideri imişler.

Güneş paneli muhteşem bir şey! Bir evin, bir fabrikanın, bir gökdelenin bütün elektrik, ısıtma ve soğutma ihtiyacını bu güneş panelleriyle karşılayabiliyorsun. İngiltere’de bir gökdelenin dış cephesi komple güneş panellerinden yapılmış, koca bina elektrik sisteminden bağımsız olarak yaşayabiliyor, yetmiyormuş gibi bir de elektrik satıyor. Avrupa’da devlet seni böyle teşvik ediyor. Temiz enerji ürettiğin için devlet senden fazla elektriğini satın alıyor. 3-4 yılda maliyetini çıkartıyorsun.

Hadiseye çok yabancı değiliz. Güneyde bütün çatılar sıcak su üreten panellerle kaplı.

Bu tabii hayli gelişmişi. Elektriği depoluyorsun da. Gündüz gece fark etmiyor.

En verimlisi güneş panelleriyle beraber rüzgar tribünü de takmak. Kaç tane takarsan o kadar enerji. Fıldır fıldır dönüyorlar.

Olabiliyor yani. Bir kere para veriyorsun ve bir daha elektrik, ısınma ve soğutma için para vermiyorsun. 4 kişilik bir ailenin tüm ihtiyacını karşılamak için 15 bin Euro’luk bir donanım yeterli. Çok gibi geliyor ama unutmayın: Sonsuza dek ve tam bağımsız enerji. Trafo patladı, doğalgaz kesildi, odun bitti derdi yok.

Gerçek bir “eko ev” yapılırsa maliyet daha da düşüyor çünkü eko ev demek aynı zamanda güneş mimarisi ve pasif iklimlendirme ilkelerinin de uygulandığı ev demek. Ev aldığı ışık ile kendi kendine ısıtıyor, aldığı rüzgar ile kendi kendini soğutuyor. Bunun için evin bakması gereken yönler, kullanılması gereken malzemeler gibi bir çok unsur var. Isıtma, soğutma, aydınlanma için gerekli enerjiyi bir kere minimuma indiriyorsun. Sonra da güneş panelinden ve rüzgar tribününden elde ettiğin elektrikle gerisini tamamlıyorsun.

***

Yer gök villa kaynıyor bakıyorsun hepsi beton hepsi yanlış yönlere bakıyor, hepsini ısıtmak veya soğutmak için iki kat enerji harcaman gerekiyor.

Çok acayip. Çook.

Bu iş ciddi.. Farkında bile değiliz. Memleket bitiyor, yakacak tek bir odunumuz kömürümüz kalmayacak biz hıyar gibi türban tartışıyoruz.

Tuğçe Baran tugce.baranotti@gmail.com
11.03.2008

Hiç yorum yok: