5 Mart 2010

ALEVİLER VE PARTİ TARTIŞMALARI

PSDK GENEL BAŞKANI FEVZİ GÜMÜŞ: ÖZGÜRLÜKÇÜ, DEMOKRATİK, SOL YAPILANMAYA GEREKSİNİM VAR
18 Şubat 2010

»ABF’nin, şube ve taban açısından en büyük Alevi kurumlarından birisisiniz. Siz Alevi kurumlarının parti kurma girişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Demokratik Alevi örgütlenmesinin Alevi toplumun inançsal sosyal, kültürel ve siyasi dünyasına tekabül eden bir faaliyet yürütmesi gerektiğine inanıyorum. Alevi örgütleri elbette, Alevilerin demokratik istemleri, eşit yurttaşlık hakkı temelinde, yaşadıkları sorunların çözümüne yönelik çalışmalar yapması, gerekli ve elzemdir. Ve asıl işleri de budur... Yine Alevi toplumun inançsal olarak karşılaştığı sorunların çözümü konusunda da Alevi toplumunu örgütlemek ve inançsal hizmetlerin alt yapısını oluşturmakta asıl görevleridir.
Ama Alevi toplumunun yaşadığımız çağda, yaşadığımız ülkede sorunlarını sadece inançsal, kültürel, sosyal bir temelle sınırlandırmak; onların siyasi ihtiyaçlarını, siyasi beklentilerini, siyasi özlemlerini görmezden gelmeyi, Alevi örgütlerinin bu çerçevenin dışında görülmelerini de doğru görmüyorum. Bugün gerçekten Türkiye’nin gelişmesine, özgürlüklerin genişlemesine, mağduriyet yaşayan çeşitli toplumsal kesimlerinin özlem ve dileklerini karşılayacak dahası gerçekten sol değerleri sadece Aleviler için değil, bir bütün olarak Türkiye için, geçerli kılacak bunları savunacak, daha aydınlık, adil, vicdanlı, daha eşit, daha özgür bir ülke olmasını sağlayacak çok açık bir politika geliştirecek bir aygıta ihtiyaç var. Böyle tarif etiğinizde, Alevileri böyle bir ihtiyacın dışında düşünülmesi mümkün değil.
Dolayısı ile Alevi örgütleri gerçekten Alevi dünyasının duygusal ve düşünsel dünyasının bir yansıması ise böyle bir ihtiyacı görmezden gelip, onun üzeen atlama haklarının olduğuna inanmıyorum.

»Gelen eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Nasıl bir partiye ihtiyaç var?
Birincisi şu; Alevi örgüt yöneticilerine siyaset yasağı yok. Alevi örgüt yöneticileri de bu ülkede her bir yurttaş gibi siyaset yapma hakkına haiz, var olan partilerde görev alma hakkına haiz ve var olan siyasi arayışlar arasında siyaset yapma hakkına haizdir. Dolayısı ile Alevi örgüt yöneticilerinin Alevi örgütlerinde yönetici olmak bu kişilere olsa olsa daha fazla toplumsal bir yük getirir. Bu anlamda Alevi örgütlerindeki yönetici arkadaşlarımızın, Türkiye’deki siyasi gelişmeler hakkında duyarlıklarının artması ve bu temelde bir çalışma içerisinde olmasını olağan kabul etmek gerekir. Nasıl bir Türkiye istiyoruz çalışma grubu esasen, kendisini Türkiye’nin gidişatından sorumlu gören ve Alevilerin siyasette etkin olmasının Türkiye’ye, Türkiye toplumuna önemli bir kazanç olacağını düşünen yönetici arkadaşlarımızın başlattığı bir çalışmadır. Bu çalışma şüphesiz kendilerini bu örgütlerde konsantre ettiği için, buralardan filizlenmiş. Ama sonuç itibari ile nasıl bir Türkiye istiyoruz çalışması, biraz öncede söylediğim gibi birebir örgütlerin yürüttüğü bir çalışma değildir.
Bu arkadaşlarımız Türkiye çapında bir çalışma yürüttü, 22 bölgede toplantılar düzenledi, bir broşür hazırladılar. O broşür çerçevesinde ulaşabildikleri kadar, Alevi yurttaşın siyasi beklentilerini, siyasi tespitlerini, analizlerini, bir araya getirdiler harmanladılar ve oradan da Türkiye’nin biraz evvel söylediğim gibi, daha özgürlükçü, daha demokratik, bir sol yapılanmaya ihtiyacı olduğu tespitini yaptılar.

»Alevi örgütlerinin siyasetle ilişkisine karşı çıkan, bir kesimi daha öncede vardı… Bunlarla zaten ayrı düşünüyordunuz. Ama bu kez, örneğin ABF Genel Başkan yardımcınızda dahil olmak üzere, ABF bileşenlerinden önemli bir kısmı ABF’nin bu işin içinde olmaması gerektiği konusunda bir açıklama yaptılar. ABF içindeki bu itirazın nedeni nedir?
itiraz eden, itiraz ediyor görünenlerin birkaç tane kategorize edilebilecek yaklaşımları var: Birincisi, bunlar henüz erken Alevi örgütlenmesi için Alevilerin örgütlülük seviyelerini düzeylerini artırmak gerekir, Alevi örgütlerini güçlendirmek gerekir daha sonra bu tür bir arayışın gerekli olduğunu söyleyenler var. Bizzat bu çalışmanın federasyon düzeyinde yürütülmesinin yanlış olduğunu söyleyenler var. Bir de başka siyasi angajmanlar içinde olanların kendi siyasi angajmanlarının en doğru olduğu varsayımı ile itiraz edenler vardır. Bunların yanı sıra baştan beri arkadaşlarımızın yaptığı çalışmanın çarpıtılması suretiyle bir Alevi partinsin Türkiye için gerekli olmadığını söyleyenler var.
Çok da takıyye yapmaya falan gerek yok… ‘Nasıl bir Türkiye istiyoruz çalışma grubu’ sonuç itibari ile, uzaydan gelen insanlardan oluşan bir şey değil, oluşacak bir şey de değil… Ekseriyeti ile bu işe sıcak bakan Alevi örgüt yöneticilerinin federasyon yöneticileri de dahil olmak üzere, ve federasyonlarda örgütlerde görev almayan, belki üye, belki üye olmayan insanların yürüttüğü, bir çalışma. Şu anda sayısı 40 kişiden oluşuyor. içinde eski siyasiler var. Bürokratlar var. Alevi örgütlerinden siyasi arkadaşlar var. Geçmişte siyasi partilerde yöneticilik yapmış ama bugün siyasetin dışında kalmış insanlardan oluşuyor. Yani bir siyasi arayışın odaklandığı bir yerde insanların uzaydan gelmesi beklenmiyor. Doğal olarak var olan ilişkilerin üzerinden yürüyor. Orta bir Alevi partisi arayışı varmış gibi, Türkiye’de böyle bir Alevi partisine ihtiyaç yok diyorlar. ‘Nasıl bir Türkiye istiyoruz grubu’ çok açık bir şekilde çalışma broşüründe de belirttiği üzere, eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, bir sol parti iradesinin oluşturulması gereklidir, tespitinden yola çıkan ve bu temelde çalışmalarını yürüten bir çalışma grubu. Alevi partisi reel midir, ihtiyaç mıdır, gerekli midir, gereksiz midir tartışmalarını kendi içinde tüketip, doğrudan bir sol parti arayışında olan bir çalışma grubudur. Dolayısı ile Alevi partisi gündemimizin konusu değil.

»“9 ve 8 Kasım’da başarılı mitingler gerçekleştirildi. Burada ABF’nin ciddi bir meşruiyet kazandı, ama bu parti kurma çalışmaları ile, bu meşruiyet ve temsil hakkını biraz elinden kaçırıyor” eleştirisine katılıyor musunuz?
Ben buna katılmıyorum. Böyle bir şey yok. ABF bu mitingleri yapmadan önce de, Alevilerin çatı örgütü idi. Alevi kamuoyunda ve demokratik kamuoyunda bir yeri vardır. Örneğin Alevi Bektaşi Federasyonu 29 Mart yerel seçimlerinden önce de Türkiye’de siyasetin gidişatına yaklaşımları, hatta aday önerileri olan bir örgüttü… Mesele biraz samimiyet ve inanç meselesi…

»Buradaki eleştirilerde, samimiyet eksikliği mi buluyorsunuz?
Bir kısmında buluyorum, ancak söylemeye çalıştığım şu; aslında herkes, nasıl bir dünyada, nasıl bir Türkiye’de, yaşadığımızı, bu Türkiye içinde Alevilerin neyi ifade ettiğini; Alevilerin, Türkiye’nin siyasi gelişmeleri karşısında nasıl bir taraf olacağı konusunda somut bir yaklaşım sergilerse belki de biraz daha anlaşılabilir hale gelir. Örneğin Aleviler ve Alevi örgütleri, bugün Türkiye’deki siyasetin gidişinden memnun mudurlar, değiller midir? Bunu bilmek lazım… Alevi örgütleri, Türkiye’nin siyasi gelişmelerinden siyasi gidişatından kendilerini ayrı mı tutuyorlar? Bu eleştirileri getirenlere ben bunun sorulmasını önemserim. Ve Türkiye’de ki siyasi hayat bizi ilgilendirmeyen bir hayat mıdır?
Biz sadece Alevilerin inançsal hizmetlerini gören, Alevilerin sorunları için mücadele eden ve bununla kendini sınırlayan örgütsel yapılar mıyız? Meseleye böyle yaklaştığımızda, verdiğimiz cevaplar ve yaklaşımlar bizim ne kadar samimi olup olmadığımızı göstereceğini düşünüyorum.

»Bu çalışmaların, bu tartışmalarda dahil olmak üzere, hem Türkiye demokrasisi açısından hem de, Aleviler açısından bir kazanımla sonuçlanacağını düşünüyor musunuz?
Nasıl bir Türkiye istiyoruz siyasi çalışmaları, Alevi kesiminin dinamik kesimleri içinde hem kişisel anlamda hem de, fiili mücadele anlamında çok büyük bir dinamizm kazandırdığı inancındayım. Müthiş bir şekilde bizim örgütlerimizde siyaset tartışılmaya başlandı. insanlar fikirlerini tartışıyorlar. Dolayısı ile ben bunun bizim bu Alevi örgütlerinin daha da ilerleten, zenginleştiren, çoğaltan bir tartışma zemini olduğunu düşünüyorum.
Elbette çeşitli siyasi yapılar içinde kendini ifade eden ve var olan statükoya tabi olanların buna karşı bir direnç göstermeleri beklenen bir şeydir.
Alevilerin birliği de öyle üç tane Alevi örgütünün yan yana gelmesi ile kurulmaz. Asıl birliği 9 ve 8 Kasım’da sokakta Alevilerin duygusal ve düşünsel dünyasında siyasi dünyasına hitap ederek sağlayabilirsininiz. O yüzden de Alevilerin bir kısmının ‘Nasıl bir Türkiye istiyoruz’ çalışma grubu üzerinden yürütmüş olduğu yeni arayışlar, olumsuz veya olumlu bakmalarının onların bir ayrışma içerisinde olduğunun göstergesi değildir. Artık Alevilerin birliği çok açık sokakta sağlanacaktır.

BirGün

Hiç yorum yok: