Demokrat Alevi Girişimi’nin öncüsü Yalçın Özdemir, 1. Alevi Çalıştayı’nda AKP’de kendisine nasıl ayrımcılık yapıldığını anlattı desem, acaba kıyamet kopar mı? Kopmazsa da kimilerinin yüzü biraz kızarır mı? Özdemir, AKP için bakın neler diyor… Kelime ATA
Salı, 21 Eylül 2010
Ey sevgili okur; Sen de bilirsin ki, mütevazı olanaklarla kurulmuş habercek’in köşe yazarları bölümünde ev sahibi sıfatıyla en alt sıralarda görülmeyeceğimi düşünerek, keyfime göre karalama yapıyordum. Köşeyi kapmışım ya, el ense yattım. Tembelliğimin de farkına varılmadığını düşündüğüm için benden rahatı yoktu. Gök Tanrı’ya da dua ediyordum arada…
-Herkese böyle bir köşe ihsan eyle sen.
Yarı esrik yarı uyanık halimle kendi içimdeki erdeme sığınarak yaşayıp gidiyordum ki, bir yerlerde “erdeme, erdemliliğe” vurgu yapan cümlelere rastladım.
“Su tv akp ne satılmayacak kadar erdemleri olan bir yayın kuruluşudur”
Bir başka cümle daha:
-Aleviler, darbecilerle yüzleşmeli..
Daha neler, neler….
Köşemdeki bütün rahatım kaçmaz mı? Kaçtı tabi…
Pek de hazzetmediğim şekilde bir polemik yazısı yazma ihtiyacı hasıl olunca Demokrat Alevi Girişimi’nin öncüsü olduğunu söyleyen Yalçın Özdemir’e dokundurmak farz haline geldi.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Alevilerle ilgili bölücü ve ayrımcı ifadelerine ses çıkarmayıp, Alevilerin anayasa referandumunda blok denilebilecek şekilde “hayır” demesi bir türlü hazmedilememiş görünüyor. Çoğunluk iradesinden dem vuranlar nedense Alevilerin çoğunluğunun “hayır” tercihini yorumlarken bu kez başka argümanlara sarılıyorlar. O argümanları hepiniz biliyorsunuz, hiç değinmeyeceğim.
Benim dikkat çekmek istediğim konu başka…
Miting meydanlarında Alevilere yönelik nefret söylemini ifrada kaçıran, başına düşen saksıdan bile Alevileri sorumlu tutan, açıkça bölücülük ve ayrımcılık yapan Erdoğan’ın partisi el altından dernekler kurduruyor. Sabah yazarı Mahmut Övür’e Su TV Genel Müdürü sıfatıyla açıklamalar yapan Yalçın Özdemir’in, “Demokrat Alevi Girişimi” de bu derneklerden biri. Güya, Kılıçdaroğlu ile Alevilere tuzak kurulmuş. Yalçın Özdemir de bu tuzaklara karşı “Demokrat Alevi Girişimi”ni başlatacakmış…
Çünkü, Özdemir’e göre, Aleviler darbecilerle hesaplaşmalı imiş… Beyefendi, Fetullah’ın yayın organlarında, zaten uzun zamandır boy gösteriyor, milletvekili seçilebilmek için Alevilerle ilgili ipe sapa gelmez laflar ediyordu.
Nuriye Akman’la bir söyleşisinde “Alevi önderler Türkiye'de derin devlet menşeli politikaların içinden beslendi” diyor. Lafın büyüklüğüne baksanıza !… Tarihe geçecek mübarek…
Galiba Özdemir, Alevileri de kendisi gibi dumura uğramış sanıyor.
Bereket versin ki, Aleviler, kıyısından köşesinden tırtıklanmış olsa bile hala solduyularını kaybetmediler ve darbecileri bilecek, AKP’ye de kanmayacak kadar zekiler…
Lafı uzatmayayım… 1. Alevi Çalıştayı’ndayız. Çalıştaya, Alevilik alanında yaptığım araştırmalar nedeniyle çağrılmışım. Alevi Çalıştayı’nın katılımcıları arasında bugünlerde “Demokrat Alevi Girişimi”nin öncüsü olarak lanse edilen Yalçın Özdemir de bulunuyor. U masanın bir tarafında ben, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin Genel Başkanı Fevzi Gümüş ve yazarlarımız arasına yeni katılan Necdet Saraç var. Üçümüz yan yanayız, karşımızda Yalçın Özdemir... Arada bir göz göze geliyoruz.
Kendisi, Su TV’nin yöneticisi sıfatıyla çalıştaya davet edildi. Çalıştayın medya mensuplarının katılacağı aşaması da vardı ve Yalçın Özdemir oraya çağırılabilirdi. Ama, ağırlıklı olarak Alevi örgüt yöneticilerinden oluşan 1. Çalıştayın katılımcısı olmuştu. İşin usul yönünü bir kenara bırakıp esasa geçeyim.
Yalçın Özdemir, benden sonra söz aldı. Eğer, o Alevi çalıştayının tutanakları birgün söylendiği gibi yazılı hale getirilirse ve sansür edilmez ise herkes şu ifadelere şaşıracaktır.
Yalçın Özdemir, konuşmasının bir bölümünde şöyle diyor:
“Çankaya Belediyesi’nde meclis üyesiyim. Grup yönetimi seçimleri yapılıyor. Benim için yerel yönetimleri biliyor, liberaldir, solcudur ama Alevidir dediler. Seçilemedim”
Demek ki neymiş… AKP için liberal olmak suç değilmiş, hatta solcu olmak bile hazmedilebilir bir durummuş da –Buradan AKP’nin solculuğu sevdiği gibi bir sonuç asla çıkarılmasın, AKP’nin solcusu, olsa olsa eskidir- Alevi olmak iflah olmaz bir derde düşmekmiş, ölürken bile kurtulamayacağın bir damganın alnına vurulması imiş…
Şimdi anlaşıldı mı acaba; Tayyip Erdoğan’ın referandum mitinglerinde Aleviler için kullandığı ayrımcı ve bölücü ifadelerin nedeni…. Ve dikkatinizi çekti mi? Referandum sonuçları açıklandıktan sonra Tayyip Erdoğan, herkese teşekkür etti ve hatta “solculara da teşekkür ediyorum” dedi. Herkesi saydı da Yalçın Özdemir gibi “evet” diyenleri anımsayıp “Mahalle baskısına direnerek evet diyen Alevilere de teşekkür ederim” demedi, diyemedi…
Herhalde Yalçın Özdemir, Tayyip Erdoğan’ın bu sözlerine alındı ki, “Demokrat Alevi Girişimi”ni hızlandırdı. Anlaşılan o ki, bir sonraki seçimlerin sonrasında kendisine de teşekkür edilmesini istiyor.
Ama, geçmiş silinemiyor… Küçük anımsatmalarla yetineyim. Bugün Alevi televizyonu olarak bilinen SU TV’nin logosunda, Pir Sultan figürü vardı. Özdemir, gelir gelmez bu figürü değiştirdi, “niye değiştirildiğine dair” sorular yöneltildiğinde de “Ben gelmeden değiştirilmişti” yanıtını verdi. Külliyen yalan…
Sonra, televizyonun yayın politikası değişti. Seyirci aptal değil ki, yutturasın. AKP’liler satın aldı diye dedikodu çıktı; o reddetti. “Hayatımda AKP’li olmadım” dedi. “Genç İmranlılar”ın forum sayfasına şöyle yazdı:
“Genç İmranlılara merhaba Ben yalçın özdemir ,su tv nin yeni yönetim kurulu başkanıyım ve bugüne kadar hakkımızda anti propagandaları yapılan ne kadar demeç ve yazı var ise tamamı yalandır. Su tv akp ne satılmayacak kadar erdemleri olan bir yayın kuruluşudur. Bundan böyle de yayınlarına ilkeleriyle devam edecek olup yolundan dönmeyecektir. Hayatımda hiç akp li olmadım.Kökünü koçgiri den alanlar kolay insan değillerdir. Dedikoduları bir yana bırakıp işimize bakıyoruz. Su tv hepimizin ve hepimiz izlemeye devam edelim.”
De, gel de sorma şimdi... AKP gelince erdem gidiyormuş… Şimdi AKP’li olduğuna göre Yalçın Özdemir’in “erdemi” nereye gitti acaba?
Kendileri, “Aleviler darbecilerle yüzleşmeli” demiş… O darbelerin en çok Alevilerin ocağını söndürdüğünü bildiği halde böyle demiş…
Aleviler, “Kırmızı noktalı haritaları”, Milli Siyaset Belgeleri’ni iyi bilirler. Ama aynı Aleviler, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın daha birkaç ay önce açığa çıkan strateji belgesinde “dini tehdit edenler” listesine yazıldıklarını da bilirler… Ergenekon’un bir ayağında da milliyetçi- dinci ittifakların olduğunu görürler.
Kısacası Aleviler, darbecileri bilirler ve tanırlar; ama Aleviler darbe istismarcılığı yaparak kendi diktatörlüklerini kuranları, ayrımcılık ve bölücülük yapanları, Muaviye oyunlarını, AKP’nin doğası gereği asla demokrat, laik ve özgürlükçü olamayacağını da bilirler…
Yalçın Özdemir, Alevilere demokratlığı öğretmek gibi boyunu aşan bir işe girişmek yerine, mensubu olduğu AKP’de, sırf Aleviğinden dolayı grup yönetimine seçilmesini engelleyen parti yöneticilerine Türk- Kürt, Alevi- Sünni olup olmadığına bakmaksızın tercih yapmak gerekliliğini yani “adam olmayı” öğretse, kendisi bu zihniyetle yüzleşse daha hayırlı ve anlamlı bir işi başarmış olur.
Güya kendisi “Demokrat Alevileri” toplayacak, dışarıda kalanlar da antidemokrat Aleviler olacak… O “demokrat Aleviler” üzerinden de Çankaya Belediye meclisinden, TBMM’ye transfer olunacak…
Bu çaba boşuna… Bu bağda ne Yalçın Özdemir’e ne de partisine üzüm var. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder