Zirve Yayınevi baskınında neler yaşandı? T24 - 18 Nisan 2007 günü Malatya'da Zirve Yayınevi'ni basan bir grup, misyonerlikle suçladıkları 3 kişiyi boğazlarını ekserek öldürdü. Katil zanlılarına yakalandıktan 1 gün sonra tatbikat yaptırıldı. Tatbikatta yaşanlar bugün gün ışığına çıkarıldı. HÂLÂ KARANLIKTA 2007 yılı Nisan ayı... Türkiye Köşk'e kimin çıkacağı tartışmalarına kilitlenmişken Malatya'da yaşanan dehşet adeta deprem etkisi yarattı. 5 genç, Zirve Yayınevi'ni basmış, misyonerlikle suçladıkları Alman uyruklu Tilman Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel'i boğazlarını keserek öldürmüştü. Binadan atlayan Emre Günaydın (1988) yaralı halde bulundu. Abuzer Yıldırım (1988), Cuma Özdemir (1987), Salih Gürler (1987) ve Hamit Çeker (1988) bıçaklarla yakalandı. Yıl 2010... 29 duruşma geride kaldı, dava karar aşamasına geldi. Cinayetin perde arkasının aydınlatılması için çalışmalar halen sürüyor. Katliamın Ergenekon ve Kafes Eylem Planı ile bağlantısı araştırılıyor. Son duruşmada, çarpıcı bir olay yaşandı. Azmettirici olarak suçlanan Varol Bülent Aral, tanık ifadesi sonrası tutuklandı. Ve AKŞAM Malatya Katliamı'na ilişkin çok çarpıcı tatbikat görüntülerine ulaştı. O karelerde, bir gün önce 3 kişiyi gözlerini kırpmadan öldüren 4 genç, yaptıklarını anlatıyor. Emre Günaydın ise 1 ay sonra aynı mekanda cinayetlerle yüzleşiyor. EMRE GÜNAYDIN 'Boğaz kesemem, kalbine saplarım' Cinayet sonrası, 3. kattan atlayıp yaralanan Emre Günaydın, 1 ay sonra olay yerinde ifade verdi. Suçlamaları reddeden Günaydın, bir sigara içti ve şunları söyledi: - Abuzer'le geldim, sonra arkadaşlara gelin diye mesaj çektim. Zili çaldık. Kapıyı biri açtı. Girince Necati ile merhabalaştık. Sohbet etmeye başladık. Uğur ve Necati önümüzde oturuyordu. Ben bağırırlarsa ağızlarına şey yapayım diye lavabodan havluyu aldım. Elimde bıçakla geldim. Yat dedim, Abuzer silah çıkardı. - Aramızda Hıristiyanlıkla ilgili konuşmalar oldu. Lozan Antlaşması'na göre bu tür faaliyetlerde bulunmanız yasak değil mi? dedim. '953 kiliseniz var' dedim, inkar etmedi. Necati'yi yatırdım boğazına bıçağı dayadım. Bıçağı geniş salladım. Alman'ın elinde küçük bir sustalı bıçak vardı. Geri çekildim kendimi korudum. Abuzer ile Hamit onu yakaladı. Yere yatırdılar. Üçünün ellerini bağladık. - Abuzer, Necati'nin ağzına vurdu. Bayılmış gibiydi. Alman'ı yatırmadan önce elimdeki havluyu boğazına dayayıp ters yatırmak istedim. Hepsinin elleri ayakları bağlı. Abuzer'in 'Sen ne yaptın' deyip Necati'ye bıçak soktuğunu biliyorum. 'TADİLAT VAR' YAZMIŞ - Kana karşı biraz şeyim var, bakamadım. Alman'a 'Fuhuşa düşürdüğünüz kızların hesabını size Allah soracak, ben değil' dedim, tokat attım. Salih koşarak Alman'ı devirdi. Abuzer ve Salih bıçakladılar. Uğur'un beline Salih'in bıçak sapladığını hatırlıyorum. Uğur'un 'Mesih Mesih' diye bağırdığını biliyorum. Cuma ile Hamit silahları tutuyordu. Alman'a bıçak salladım ama girmedi. Alman'a Hamit'in bıçakla şey yaptığını biliyorum. Arkalarında kim olduğunu öğrenmeye çalıştım. Kimse rahatsız etmesin diye bilgisayardan 'tadilat var' çıktısı aldım.
'KANI GÖRÜNCE KENDİMDEN GEÇTİM' - Kanı görünce kendimden geçer gibi oldum. Yabancı uyruklu kişinin yanına geldim, şoktayım. Emre yanına çağırdı. 'Tut' dedi. Elimde bıçak vardı. Emre sallamaya başlayınca ben de bıçağı tuttum ama elimi kesti. Emre'ye 'çıkalım' dedik, 'Hayır, ben bunların arasında devamlı bulundum beni tanıyorlar. Çok rahat bulurlar, öldürmem lazım' dedi. Necati ile yabancı olanı öldürmüştü. Sonra Uğur'un başına havluyu geçirdi. Bağırmasın diye üstüne çullandık. Polis geldi. Telaşa bindik. Hepsi balkona kaçtı. 'Emre düştü' dediler, teslim olduk. HAMİT ÇEKER 'Öldürmeden olmaz' diyordu' - Salih, Abuzer, Cuma ve ben yan yana oturuyorduk. Emre karşımızdaydı. Bir süre konuştuk. Telefon çaldı. Necati telefondan sonra geldi. Onunla da tanıştık. Fikir tartışmaları yaşandı. - Emre köşeden giderek Necati'nin üzerine atıldı, elinde bıçak vardı. Sonra Alman'ı yere yatırıp bağladı. İçeri gittim. Dolaplara, kutuya baktım. Abuzer bilgisayarlarla uğraşıyordu. ARKANIZDAKİ KİM? - Emre 'arkanızda kim var' dedi. Uğur buranın kapatılacağını söyledi. O sırada kapı çaldı. Kadınla adam gelmişti. Arkadaşlardan birisi 'Kaçalım' dedi. Emre 'Öldürmeden olmaz' dedi. Salih iple Necati'nin boğazını bağladı. Emre de bıçakla ensesine vurdu. Sonra Alman'a geldi, üstünü örttü. Uğur'un sırtından bıçaklandığını gördüm ama kimin yaptığını hatırlamıyorum. ÇELİK YELEKLİ KORUMA - 5 zanlı, çelik yeleklerle binaya getirildi. Tatbikat sürerken çevrede de geniş güvenlik önlemleri alındı. - 2 polis kamerası onlar vahşeti anlatırken her an kayıttaydı. - Zanlılar, bazen soğukkanlılıkla yaşananları anlattı, bazen sustular. - Her biri diğerlerini suçladı, kendisinin masum olduğuna ikna etmeye çalıştı. '1. KATA ATLADIM' - İçeri geldiğimde Alman'ın kafasından kan akıyordu. Salih yanında duruyordu. Dedim 'ne yapıyorsunuz . Biz öleceğimize onlar ölsün' dedi. Kapı çaldı, bir adamla kadın vardı. Yerde yatan Uğur, 'X'dir o deyip aradı, yanlış bilgi verdi, gittiler. - İçeri geldim Emre, Uğur'un üzerine, Salih de öldürmesin diye Emre'nin üzerine çöktü. Emre o sırada boynunu kesmiş. O sırada kapı çaldı, polis olduğunu görünce telaşlandım balkona kaçtım. Beyaz borudan tutunarak aşağı inecektim. Aşağı baktım, Emre yerde yatıyor. Millet toplanmış. Birinci katın balkonuna atladım. İki kadın vardı başımda sonra kapıdan çıkarken polisler yakaladı. - İlk geldiğimizde ben de silah vardı ikinci gelişimizde Emre aldı. Necati'yi Cuma bağlarken yanındaydı. Emre diğer yanda. Salih de diğer yanda bağlıyordu. http://www.t24.com.tr/haberdetay/106195.aspx |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder