5 Kasım 2010

TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİ


TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİ

Tüketici olarak mal ve hizmet satın aldığımız kamu ve özel kuruluşlar ile aramızda yapılan her çeşit yazılı ya da sözlü akit bir sözleşmedir.
Firmalar ile tüketiciler arasında yapılan sözlü akitlere firmaların uymadığına ilişkin pek çok örneği Tüketici Hakları Derneğine gelen şikayetlerden görmekteyiz. Tüketicilerle yapılan yazılı sözleşmelerin ise daha önceden hazırlanmış standart sözleşmeler olduğu görülmektedir.
Kamu kuruluşları, belediyeler, bankalar, ve özel firmaların büyük bir çoğunluğunun daha önceden düzenlenmiş oldukları standart ya da iltihaki sözleşmelerin içeriğine etki etmemiz ve kendi koşullarımızı ileri sürmemiz pek olanaklı değildir. Özellikle elektrik, su, doğalgaz hizmetleri aldığımız kamu kuruluşu ve belediyelerin düzenlemiş olduğu standart sözleşmelerin içeriğine etki etmemiz pratikte hiç olanaklı değildir. Ancak, standart sözleşme hazırlamayan firmalarla ya da mal siparişi verdiğimiz firmalarla aramızda yapılan sözleşmelerin içeriğine etki edebilir veya kendi koşullarımızı sözleşmeye koydurabiliriz.
İçeriğine etki edemediğimiz ya da yüz yüze tartışarak kendi koşullarımızı koyduramadığımız tüketici aleyhine olan haksız şartları içeren standart sözleşmelere karşı ne yapabiliriz? Bunun yanıtı aşağıda belirtilmektedir.

SÖZLEŞMELERDEKİ UYGULAMA NASIL ?
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “ Sözleşmelerdeki Haksız Şartlar” başlıklı 6.maddesinin 1.fıkrasında “Satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır.” denilmektedir.

Diğer taraftan, 6.maddenin 2.fıkrasında, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartların tüketici için bağlayıcı olmadığı belirtilmektedir.
Ayrıca, 6.maddenin 3.fıkrasında “Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir.” denilmektedir.
Elektrik, su, doğalgaz gibi kamu kuruluşları ve belediyelerin verdikleri hizmetlere ilişkin sözleşmeler ile kredi kartları ve tüketici kredilerine ilişkin düzenlenen banka sözleşmelerinin tamamı iyi niyet kurallarına aykırı ve tüketici aleyhine koşul içeren sözleşmelerdir.
Bu sözleşmeler ilgili kuruluşlar tarafından daha önceden tüketicilerle müzakere edilmeden tek taraflı olarak hazırlanmış standart sözleşmelerdir. Bu sözleşmelerin hiçbirisinin içeriğine tüketiciler var olan yasal düzenlemeler kapsamında etki edememektedir. Buna ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Örneğin, kredi kartları için bankalar tarafından düzenlenen sözleşmelerde yer alan Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) ile Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ( BSMV) gibi kesintiler bankaların kendileri tarafından ödenmesi gerekirken, bu vergiler ve kesintiler tüketicilerden alınmaktadır.
Elektrik, su, doğalgaz gibi kamu kuruluşları ve belediyeler tarafından verilen hizmetlerin fiyatları belirlenirken ya da bu hizmetlere zam yapılırken tüketicilerin ya da tüketici örgütlerinin görüşleri alınmakta mıdır, ya da bu fiyatlar ve zamlar belirlenirken iyi niyet kuralına ne kadar uygun davranılmaktadır? Doğal olarak uygulamada böyle olmamakta, konulan koşullar, alınan kararlar genel olarak tüketicilerin aleyhine olmaktadır.
Sözleşmelerdeki haksız şartların belirlenmesine ve bunların sözleşme metninden çıkartılmasının sağlanmasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından düzenlenen “ Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik” hükümlerine aykırı olan ve haksız şart taşıyan her bir sözleşme için Bakanlık tarafından Tüketicinin korunması Hakkında Kanun’un 25.maddesine göre idari para cezası uygulanması gerektiği halde, sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın bu görevini yapmadığı görülmektedir.
Diğer taraftan, tüketicilerin de bu konuda ilgili ve duyarlı davranmadığını ve haklarını aramak için gerekli ve yeterli girişimlerde bulunmadığını gözlemekteyiz.

HAKSIZ ŞART TAŞIYAN SÖZLEŞMELERE KARŞI NE YAPABİLİRİZ ?
Kredi kartı sözleşmelerinde belirtilen ve tüketicilerden haksız olarak alınan Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) ile Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisinin (BSMV) tüketicilerden alınmaması konusunda Tüketici Dernekleri Federasyonu ( TÜDEF) tarafından açılan dava devam etmektedir.
Bundan 3 yıl kadar önce konutlarda kullanılan elektrikte 150kw/h üzerindeki tüketime uygulanan %50 zamlı tarife uygulamasının iptali için Tüketici Hakları Derneği tarafından açılan dava sonucunda bu uygulama iptal edilmiştir.
ASKİ’nin kademeli fiyat uygulaması ve 45 günlük okuma döneminin iptali için Tüketici Hakları Derneği önümüzdeki günlerde dava açacaktır.
Diğer taraftan, elektrik, doğalgaz, iletişim gibi hizmet sözleşmelerindeki haksız şartların iptali konusunda da Tüketici Hakları Derneği’nin çalışmaları devam etmektedir.
Tüketicilere önerilerimiz:
Hiçbir sözleşmeyi okumadan ve anlamadan imzalamayınız. Sözleşmeler en az 12 punto ve koyu siyah harflerle düzenlenmek zorunda olduğundan, böyle düzenlenmeyen sözleşmelere imza atmayınız. Haksız şart taşıyan sözleşmeler için hem Sanayi ve Ticaret Bakanlığına hem de tüketici örgütlerine başvuruda bulunarak haklarınızı arayınız. İmza attığınız sözleşmenin bir suretinin tarafınıza verilmesinin zorunlu olduğunu düşünerek sözleşmenin bir suretini isteyiniz.

Sahibi ya da temsilcileriyle yüz yüze gelebileceğiniz ya da daha önce standart sözleşme düzenlemeyen firmalardan satın alacağınız veya sipariş vereceğiniz mal ve hizmetlerde sözlü akit yerine sağlam bir yazılı sözleşme yapmayı ya da içeriğine etki edebileceğiniz standart sözleşmelere kendi koşullarınızı yazdırmayı unutmayınız.

Turhan ÇAKAR
Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkanı

http://www.tuketicihaklari.org.tr/

Hiç yorum yok: