SÖZÜN BİTTİĞİ YER; "MADIMAK KATLİAMI"

SÖZÜN BİTTİĞİ YER; "MADIMAK KATLİAMI" EvcioğluHaber- Bundan tam 18 yıl önceydi.. Beş gün sonra 2 Temmuz Vahşetinin yıl dönümü.. Yine boynu bükük, hala 12 yaşındak Koray Kaya'nın anasının.. Katiller serbest.. Bazıları hala kayıp bulunamadı.. İstanbul belediyesinde işçi olarak çalıştığı halde..? 2 Temmuz 1993 günü Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas'a giden aydın, yazar ve sanatçılardan oluşan 35 insan katledilmişti. Sivas-Madımak Oteli etrafında toplanan ve kendilerinden menkul sıloğanlar atan gerici ve faşist güçlerin saldırısına uyramış ve otel içindeki çocuklar olmak üzere onlarca aydın, yazar sanatçı yakılarak katledilmiş, dünya tarihinde eşi ve benzeri olmayan bir vahşet Türk tarihine yazılmış oldu.. VE 17 yıl boyuncada orası; Hem otel hemde ET LOKANTASI olarak faliyetine devam etti.. Bu ülkede laiklikten ve demokrasiden her gün dem vuranlar, siyasiler seyretti.. Çok garip ama; Oradaki Et Lokantasından (yangında can veren insanların kokusu karışık) nasıl vijdandır bilinmez ama, o lokantadan et yediler.. İnsanlar! ** Madımak yangınında yaşamını yitirenlerden Metin Altıok'un eşi Nebahat Altıok tarafından, katliamdan 6 yıl sonra 2 Temmuz 1999 kaleme alınan ve Metin Altıok'un şiirlerinden dizeleriyle bir gazete sayfasında Vahşeti ŞÖYLE anlatmıştı.. İşte size o dizeler.. VAHŞET.!.. ALTIYIL ÖNCEYDİ Nebahat ALTIOK "Metin Altıok'un sevgili anısına- ve bütün katledilenlere- kendi dizeleriyle. "Ben" diyorsam eğer bilin ki o sizsiniz. Ne çok şey paylaşıyoruz sizinle, Sessiz ve belli belirsiz. Kiminizle acıyı, umudu kiminizle. ** Gördüm yaşarken vadesiz ölümünüm. Ördümde ilmek ilmek, Sırtıma giyemedim ömrümü. ** Köpekler döneniyor çevremde, Ve sığınağım benim Dört yanı açık kameriye. ** Sağır kulaklara sözüm yok, Köre ne göstereyim. Duymazlıktan görmezlikten gelenler, Birde size soralım, ya ben nereye gideyim? ** Bağırsam neye yarar, nasılsa duymazlar. Ben bir kömür ocağının onulmaz göçüğüyüm. İçimde cesetler ve daha ölmemişler var. ** Dönüş yok,gereği düşünüldü; Bile bile geldim ben bu yarın başına. Geçtiğim yollar ardımsıra dürüldü. ** Ömrümce kendimi hep sözde buldu. Söz cehennemdi,yanıp kavruldu. Yeniden doğdum kendi külümden, Ben anka'ydım konuşuldum.. Metin ALTIOK **** Ve bir not; Altı yıl önceydi... Bir utanç tablosuna imza atanlar... O tabloya imza atanlara seyirci kalmak suretiyle destek olanlar.. Diri,diri yakıldığımızın resmine bakıp; bizi bir kez daha dehşete düşüren demeçleri veren siyasiler, iktidar sahipleri hepsi, hepsi altı yıl önceydi.. Ellerimize katledilen yakınlarımızın fotoğraflarını alıp, yollara düşmedik ama, bilinmelidirki; hala yanıyoruz, ve birde soru; "İnsanlar, güpegündüz, dualar- ayetler eşliğinde diri diri yakılırken, ne "Laiklik" vardı ortada, ne de göğsünü siper ederek, onu savunanlar.. Sahi, VAHŞET'in GÜNÜ'nde neredeydiniz??" Şiirler; " Gerçeğin Öteki Yakası" "Desenler ve Dörtlükler" Metin ALTIOK Not; Evet Madımak vahşetinin üzerinden 18 yıl geçti.. Yıllardır verilen mücadele sadece ve ancak Utanç yerinin adının otel ve et lokantası olması 17 yıl da ancak kaldırtılabilindi.. **** İşin bir canalıcı tarafıda; Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK) 2 Temmuz Madımak vahşetinin ve 3 Temmuz Çorum Katliamının yıl dönümü gününe denk gelen 2-3 ve 4 Temmuz da Olağan Genel Kurul düzenlemektedir.. Bu durum bilinmeyerek tesadüfen alınmış bir karar ise; en küçük deyimle çok kötü.. Emekten ve emekçiden yana olduğunu ve demokratik bir Türkiye yaratılacaksa bu ancak; sömürüye ve zulme karşı direnmekten geçer şiarıyla ortaya çıkmış olan KESK'e yakışmadı.. Bu olguyu atlayamaz.. Yok bilerek atlandı ise; bu durum tek kelime ile vahim....! Yani; 2 Temmuz Madımak katliamı da biliniyordu, 3 Temmuz Çorum katliamı da biliniyodu.. Bilinmemesinin olanağı yok......! Böylece KESK'in bu tarihlerle çkışan Genel Kurulu tam anlamıyla (en ufak deyimle iyi niyetten uzak ) vahşetler kadar da acı görüntü sergilemektedir.. Yazıklar olsun.. Yazıklar olsun..! demekten başka, Üyelerin, sendika üyeliklerini gözden geçirebilmeli ve bu günün KESK yöneticilerine faks telf. gb. pretestolarını bildirmeliler..!? Çünkü; bu tutum KESK'e yakışan bir tutum olamaz.. Emekçilerin en büyük değeri KESK, kendine yakışanı en kısa ve derhal yapmalı.. Aldığı bu kararı gözden geçirmeli ve ileride yakasına yapışacak bu lekeden kurtulmalıdır.. Tarih bu tutumu da kaydına almıştır.... Tarih karşısında o kişiler sorumludurlar.. Yapacakları Genel Kurulu, bir kere erteleye bilirler ve iki olayında şehitlerine olan saygı gereğidir.. Bu saatten sonra yapacakları eniyi şey bu olabilir.. Aksine KESK yöneticileri, inandırıcılığını emekçi halk kesimi tarafından yitirmek üzeredir.. EvcioğluHaber-28 Haziran 2011