27 Nisan 2008

Vaka-i Hayriye ( Hayırlı olayı)

Vaka-i Hayriye ( Hayırlı olayı)


Reha ÇAMUROĞLU ismiyle tanışmam, "Son Yeniçeri" romanını okumamla başlamıştı. Romanında Osmanlı tarihinin, önemli bir dönüm noktası olan, Vaka-i Hayriye ( Hayırlı olay ) diye tabir edilen, Osmanlı kıyımını anlatıyordu. II Mahmut Yeniçeri ocaklarını ve buna bağlı olarak ta Bektaşi Tekkelerini kaldırmak istiyordu. 1826 yılında ulemayı da yanına alarak, sancak-ı şerifle birlikte yeniçerileri ve kafir sayılan Bektaşileri öldürmeleri için, halkı savaşmaya çağırdı.

Halk yeniçeri ocaklarını topa tuttu. Binlerce yeniçeri öldürüldü ve yakalanan Bektaşiler kılıçtan geçirildi. Bektaşi dergahları yerle bir edildi. Bektaşi mezarlarında ki, taşların başları bile kırıldı. Hayli kanlı geçen bu olay, Devlet tarafından hayırlı olay olarak tarihe geçti.

Adını ilk yazar olarak duyduğum ÇAMUROĞLU, gel zaman git zaman sonra, ulemadan oluşan bir partiye ( Ak Parti), milletvekili oldu. Hem de bu ulema partisinin başında ki şahıs, ne tesadüftür ki ! tıpkı Romanında anlattığı II Mahmut gibi , 600 yıllık bir Alevi Bektaşi dergahını ( Karaca Ahmet Dergahı) yıktırma girişiminde bulunmuştu.

Yine aynı partiden, İstanbul belediyesi başkanı Kadir TOPBAŞ, Sütlücede ki tarihi Karaağaç tekkesi kalıntılarını yok etmek istemiş, Rumeli hisarında ki Nafi baba tekkesini, İslam müzesi haline getirerek, Bektaşi tekkesi olmaktan çıkarmaya çalışmıştı.

Niyeti Osmanlıda ki zihniyetten farksız olan, İslam için kafir sayılan toplulukları yok etme eğilimi gösteren fakat, II Mahmut'un giriştiği şekliyle yok edilemeyeceğini anlayan ulema takımı, günümüze uygun bir yok etme politikası geliştirdi. Asimilasyon !

Zamana yayılarak yapılacak olan, Asimilasyon çalışmalarına zemin oluşturacak, Asimize edilebilecek biri gerekliydi. Bunun için AKP, Reha ÇAMUROĞLU'NU Alevi milletvekili olarak vitrinine aldı.

Alevilerin Muharrem ayında, sansasyon yaratma çabasına girişen fakat, oyunları ellerinde patlayan Alevi Açılımı adı altında verilen AKP - ÇAMUROĞLU iftarı ile, Alevilerin sorunları gündemi enine boyuna meşgul etti.

AB nin dayattığı, Alevi sorununu çözme zorunluluğu, AİHM de kazandığımız davalar ve Ortadoğu projesiyle sinsice bekleyen ABD ile birlikte, AKP açılım yapmaya zorlandı.

AKP bu dayatmalara karşı, şimdilik direniyor fakat zamanla direnişi kırılacak, bazı konulara geçici de olsa çözümler üretmesi gerekecek. Çözüm üretebilir üretmesine ama, bunun karşılığı ne olacak? Bir verirken, bizden neler götürecek? Sorusunu düşündürücü...

Zorunlu din dersleri kaldırılabilir, Cemevleri ibadethane statüsüne getirilebilir. Bunlar Alevilerin nefes almas‑5?nı sağlayacak mı? Hayır ! Bakın size çözüm ürettik, daha ne istiyorsunuz? Susun oturun yerinize diyecekler. Çözüm olmadı dendiğinde ise, hiçbir şeyden hoşnutluk duymayan, bir toplum olarak lanse edecekler.

Peki sorunun ana kaynağı ne? Ülkenin, Evrensel Laiklik ilkesine uygunsuz bir yapısının olması ! Laiklik ilkesi evrensel anlamıyla işlerse, zaten Alevi sorunu diye bir şey kalmaz. Devlet elini Din konusundan çekerse, Diyanet işleri adlı kurum olmaz, zorunlu din dersleri olmaz, Alevi köylerine cami yapılmaz, imam atanmaz.

Aleviler laik ve demokratik bir ortam içinde, zaten yaşam bulup inançlarını sürdürebilirler. Kimseden bir ayrıcalık istenildiği yok ! Sadece Evrensel Laiklik sisteminin, bu ülkede yaşamasını ve devletin toplumun tüm bireylerine, bunu g_ fcvence etmesini istiyoruz.

Alevilerin AKP - ÇAMUROĞLU ittifaklı sofralarda, masaya yatırıp pazarlığa sunulacakları bir şeyleri yoktur. Alevi sorunları gayet açık ve hak üzerine kuruludur.

Aleviliğe karşı çıkan, yok etmeye çalışan, sorunlara kulak tıkayan kişilerle sofraya oturanlar, dedeler tarafından düşkün ilan etmiştir. Kendini bilen Alevi kurumları da, o sofraya oturmamıştır.

Bütün bu yanılsamaların üstüne yetmiyormuş gibi, Dedelerin hedef gösterilmesi kimin, Hangi amaca hizmet ettiğini anlamamız için yeterlidir. Yemeğe sembolik tepki gösteren Alevi dedelerine ÇAMUROĞLU; Dede midir?, papaz mıdır? belli olmayan engizisyon üyeleri kimi nereden kovuyorlar? Kimin bahçesinden kimi kovuyorlar? Demiştir. Kendisi Alevilik inancı v e felsefesinden uzakta, uzun hava söylemektedir.

Alevi düşmanı olan, Zaman gazetesinin uyanık yazarları, bu uzun havayı kaçırır mı? Köşe yazarlarından Mümtaz er Türköne; Reha ÇAMUROĞLU'nu Muharrem orucu iftarının ( Alevilikte iftar yoktur) mimarı olduğu için, Yaşayan en büyük Alevi - Bektaşi olarak göstermiş ve eklemiş : Alevîliğe özgü aforoz kurumunu yani "düşkünlük" cezasını işleten "mahallenin abileri"nin bu durumdan rahatsız olmaları normal.

Neden?

Çünkü; bu iftar, Alevî inancının devlet katında "normalleşmesi" kapalı devre işleyen güç merkezlerinin anlamsız hale gelmesi demek. (Bunun açılımını yapmama, gerek yok sanırım)

Sözlerine şöyle devam etmiş Türköne: Reha Çamuroğlu'nu, Alevî-Bektaşî toplumuna ve dolayısıyla Türkiye'nin huzuruna yaptığı büyük katkıdan dolayı kutlamamız gerekir. Sayesinde siyaset de itibar kazandı; çünkü karşımızda bir toplumun temsilcisi olarak o toplum üzerinde siyaset yapan biri değil, o topluma hizmet için siyasette var olan biri duruyor

Reha ÇAMUROĞLU' nu Alevi Toplumu olarak bizde kutluyor, Vaka-i Hayriye yaptığı için, Süleymaniye camisine şükür namazı kılmaya uğurluyoruz.


Serpil Yildizın yazısı

Not: Almanya’dan Ali Baran tarafından yayınlanmak üzere gönderilmiştir.

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba Dostlar;
Bu denli önemli bir konuyu işlemişsinizki: Yaşam alanımızın her alanını en olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Hem tarihsel süreç boyunca ve hemde taptaze yaşanmaktadır.Bu çember bu asilimasyon çalışmaları ile,gittikçe yaşam alanımızı elimimizden almaya ve yaşanmaz hale getirilmeye çalışıyorlar. Kimler? Hınzır ve işbirlikçi Hızır Paşalar. Ama buna güçleri tarih boyunca yetmedi ve bu günde yetmeyecektir. .. Yukarıdaki yazının yazarı Sn;Serpil YILDIZ'a eline ve ağzına sağlık diyorum.. Ve bu yazıyı bize ulaştıran Sn;Ali Baran'a da teşekür ediyorum.. Sağlıkla ve güzel günler görmek umuduyla.. Hoşca ve dostcakalın.. Saygılarımla Haydar ATA

Adsız dedi ki...

Sevgili Haydar Dost ,
Ben birkacdefa yazi yazdim cikmadi hatta Cengiz Dogan, yazmis sanirim yazi size ulasmiyor galiba biz siteyi takip ediyoruz .
Birde bizim koyun sitesini Cagdasa hazirlatalim .
Hamburgdan :
Selamlar:
Ali Baran

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Yönetici dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Yönetici dedi ki...

Sn;Ali Baran tarafından gönderilen, Anadolu Aleviliğinde Ocak Sistemi ve Dedelik Kurumu * Adıyla yayınlanan üste yayından kaldırılan yorum yazısı, Menülerde Alevi/Bektaşi bölümü içinde ayrı bir başlık altında ve aynı ad ile yayınlanmıştır.

Eleştiri ve yorumlarınızı bekliyoruz.
Saygılarımla