6 Haziran 2008

Sorumlu İnsan,Demokratik Toplum

Sorumlu İnsan, Demokratik Toplum.(1)

Toplumsal yaşamın, herhangi bir yerinde, bir haksızlık yaşanıyorsa, o topluma demokratik bir toplum, diyebilmek mümkün değildir.

Demokrasi; İnsan Hak ve Özgürlüklerinin sınırsızca yaşandığı bir toplumsal alandır. Bu alanın, açık şeffaf olması; insanların taleplerinin demokratik tahammüller çerçevesinde, herkesimin ama mutlaka her bir bireyin özgürlük hakkının korunması ile mümkündür.

Pek bu nasıl olacak?

Kendiliğinden olur mu?

Hayır…

Kendiliğinden hiçbir hak verilmez, toplumsal yaşam demokratikleşmez!

Hiçbir hakkı, birileri getirip bize vermez?

“Kullanılmayan hiç bir hak, hak değildir…!”

Bu evrende belki de aklınıza bile gelmeyecek kadar birçok hak vardır. Ancak; bunu bilmediğimizden kullanamayız da..

Peki, bildik haklarımızı yeterince kullanabiliyor muyuz?

Evet diye bilmek mümkün değildir..

Neden..?

Gelin bunu birlikte inceleyelim.!

Demokrat toplumlarda,” birey hakkı” olmazsa olmaz haktır. Eğer; bir kişi, bir insan; eğitim hakkından, sağlık hakkından, özgürce iş seçme hakkından (çalışma hakkı) beğenmediği işte çalışmama hakkından, suçlu ise suça eşittir ceza hakkından, mağdur ise hakkını arama hakkından (mağduriyetin giderilmesi talebi hakkı) örgütlenme hakkı ve yaşama hakkından vb. ne ölçüde ve ne nitelikte yararlandığı ile ilgilidir.

Demokratik yönetimler; İnsan hak ve Özgürlükleri yasalarla belirlenmiş mevcut hakların, tüm yurttaşlarına bu hakkın kullanılmasında hiçbir ayrım gözetmeksizin kullandıran yönetimdir. Eğer; Yasalar ve Anayasa’larında bu haklar yok ise; yurttaşların hak ve özgürlüklerini koruyacak yasaları yapmak durumundadır. Bu hakları ” Evrensel İnsan Hakları ” çerçevesinde kullandırmak zorundadır. Zorundadır. Çünkü; Yukarıda belirttiğimiz haklardan birini veya bir kaçının kullandırılmaması durumunda o yönetim demokratik yönetim o toplumda özgürlükçü demokratik toplum olamaz.

Buraya kadar hangi hakların nasıl kullandırılacağına ilişkin kısa ama özet bilgiler paylaştık.

Öyle olmaz ise ne olacak?

İşin asıl can alıcı noktası da buradadır.!

Yukarıda belirtilen, hakların eksiksiz kullanımını sağlayabilmek için; Toplumu zapdurap altına almak isteyen ve çokta talep etmeyen, suskun ama itaatkar insan tipleri yaratmak isteyen anti-demokratik yönetimlere karşı örgütlü toplum olma zorunluluğu vardır. Yani; Örgütlü olmayan bir toplum, diğer hakların hiç birini kullanamaz, kullandırmazlar..

Haksızlıkların yaşanmaması için direnme hakları vardır. Meşru müdafa haklarını kullanarak bu zincirin halkalarını kıracak güce ancak; örgütlülüğü başarabildiği takdirde ulaşabilir. Bir toplum örgütlenme özgürlüğünü kullanmıyorsa ve/veya kullanamıyorsa, en temel hak olan Yaşama Hakkını” dahi koruyamaz.

Baştan belirtmiştik, bir hakkı siz kullanmıyorsanız hatta talebinizde yoksa hiç kimse getirip bu hak senin hakkın al bunu da kullan demez. Diyemezde!

Çünkü; bizler, “Evrensel Hukukta” yer alan bütün haklarımızı bilmek ve bu hakları kullanmak durumundayız. Bu hakkı kullanmak, ilk önce karşınızdakine, bir başkasına bir haksızlık yapılırken adam sende deyip seyrediyor, hatta birazda iyide oluyor diyorsak, işte; o zaman bizim haklarımızda elimizden alınyor ve biz farkında olamıyoruz demektir. Burada bize, bizim haklarımız üzerinden toplumsal bir sorumluluk yüklenmektedir. Bizler farkında olmazsak bile! Haklarımız, her gün birer, birer onun şahsında elimizden alınıyor, bunu bizler görmezsek bile!

Bir kişiye yapılan bir haksızlığı her insan yüreğinde, beyninde ve bilincine kazıyarak hissetmeli. Canı acımalı!

İşte; Bu noktada sorumlu insan olma bilinci gelişir. Her insan sorumluluk alır ve sorumluluk alış biçimi o kişinin toplumdaki yerini belirler. Sorumlu İnsan olmak; bu sorumluluğu ne oranda yerine getirdiği ile ilgilidir.

Birey, özelde kendi yaşadığı haksızlık, genelde toplumsal alanda yaşanan haksızlıklar karşısında dik duruş gösterebildi mi?

Toplumda demokratikleşir. İnsan da.!

Bu noktada insan özgürleşir!

Aksi durumda; baskıcı yönetimlere karşı suskun bir insan, sessiz toplumlar, ilk başta kendine, yanındakine yandaşına haksızlık eder.

Haksızlığa uğradığınız bir gün, karşınızdakine yüksek sesle, yüzüne bir kere bağırdınız mı?

İşte, sorumlulukta başlar” ” özgürlükte.

Toplum, demokratik olacaksa?

Haydar ATA

05.06.2008

Hiç yorum yok: