Mustafa Sönmez
Krizin derinleşeceği 2009’da, emekçilerin bütçeden alacakları payı artırmanın mücadelesi verilmeli
Sosyal devlete düşen görevlerin daraltıldığı, giderek piyasalaştırılıp metalaştırıldığı, devletin görevinin ağırlıkla “savunma-güvenlik” olarak tanımlandığı azgelişmiş neoliberalizm batağı Türkiye gibi ülkelerde yeniden-bölüştüren adil yönetimler uzun zamandır yok artık.
Bütçe harcamalarının her kesiti bize şunu gösteriyor. Bütçe, rantiyelere, baskıcı devlet aygıtlarına öncelikle ayrılırken eğitim, sağlık, yoksulluğu azaltma hizmetlerinde devlet harcamaları hep geride kalıyor.
İhtiyaç duyduğu kaynakları hakça bir vergileme sistemi ile toplayamadığı, dolayısıyla devasa boyutlu borçlanmalara gittiği için bütçesinde faizin en önemli yerin yıllardır hiç azalmadığı Türkiye’de, bütçe tam bir adaletsizlik tablosu.
8 aylık tablo çarpıcı
2008’in ilk 8 ayında yıllık bütçe ödeneğinin yüzde 64’e yakınına yakını, yani 142.2 milyar YTL harcanırken bütçeden en büyük payı faiz harcamaları aldı. 2008 için 56 milyar YTL olarak öngörülen faiz harcamalarının yüzde 64’ü, yani 36.3 milyar YTL’si 8 ayda gerçekleşmiş bulunuyor.
* Bütçenin yüzde 13 dolayındaki bölümü eğitime harcanmış görünüyor. İlk ve orta öğrenim öğrenci sayısının 15 milyonu, yüksek okul öğrenci sayısının 3 milyonu aştığı Türkiye’de böylece bütçeden öğrenci başına ayda ancak 134 YTL, yıllık 29 milyar YTL’ye yakın bütçe ayrılmış görünüyor.
* Bütçede “savunma ve güvenlik” yani ordu-emniyet harcamaları için bütçeden yüzde 12’lik tutarda 26.7 milyar YTL ayrılmış ve bunun 15.5 milyar YTL’si 8 ayda harcanmış görünüyor. Ordu-emniyetin bütçeden aldığı ödeneğin 8.5 milyarı silah-teçhizata kalanı personele maaş olarak ödeniyor. Ancak, başta AB olmak üzere çeşitli kuruluşlar, Türkiye’nin ordu-emniyet harcamalarının sadece bütçe kaynaklı olmadığını, diğer kaynaklardan da bu harcamaların artırıldıklarını her fırsatta ifade ediyorlar.
Böylece eğitim ile “savunma-güvenlik” için bütçeden ayrılan kaynağın biri birine çok yakınlaştığı anlaşılıyor.
* Faizin bütçenin dörtte birini yuttuğu 2008’in ilk 8 ayında, tarıma, yoksullara, küçük esnafa, sahipsiz çocuklara ayrılan pay toplamda bütçenin yüzde 6’sının altında kaldı.
* Tarıma , doğrudan gelir desteği, destekleme ödemeleri ağırlıklı verilen bütçe desteği , bütçenin yüzde 3.6’sında kaldı. Yılın tamamında tarım için ayrılan 5.4 milyar YTL’nin yüzde 95’inin ilk 8 ayda harcandığı görülüyor. Öngörülen ödeneğin , özellikle yerel seçimler dikkate alınarak aşılması muhtemel görünüyor.
* Sayıları 12 milyona ulaşan yoksullara yeşil kart ile verilen sağlık harcamaları 2.6 milyar YTL ve diğer eğitim, giyecek- yiyecek , konut yardımları ilk 8 ayda 600 milyon YTL’de kaldı. Böylece yoksullara bütçeden ayrılan pay 3.2 milyar YTL ile toplamın yüzde 2.2’ sini ancak buldu. Bir başka deyişle, yoksullara ayrılan bütçe payı, faiz bütçesinin yüzde 8’inden ibaret kalırken, ordu-emniyet bütçesinin de ancak beşte birine ulaşabildi. Bütçeden Çocuk Esirgeme Kurumu’na yapılan transferler de 228 milyon YTL’de kaldı.
* Bütçeden , milyonlarca küçük sanayici için, KOBİ’ler için merkezi bütçeden 8 ayda ancak 362 milyon YTL’lik bir destek çıkabildi.
Hak mücadelesi
Mali disiplin adı altında, bütçenin sosyal harcamalarının IMF denetiminde her geçen yıl azaltıldığı, artan nüfusa rağmen eğitim, sağlık harcamalarının , tarıma desteğin azaltıldığı AKP iktidarı yıllarında, bütçenin ağırlıkla rantiyelerin bütçesi ve devletin baskı aygıtlarına öncelik veren bir bütçe olduğu ortada iken, Başbakan’ın gelir bölüşümünün iyileştirildiğini, bütçeden paylarının artırıldığını iddia etmesi inandırıcı değil.
Hele ki, krizin kendini iyice hissettireceği, büyümenin durup vergi gelirlerinin azalacağı 2009’da, bütçenin anti-sosyal yanının iyice hissedileceğini bilerek şimdiden 2009 bütçesi için adil ve sosyal bir bütçe talebi geliştirmek, eğitime, sağlığa, yoksulluk yardımlarına ait payların artırılmasını istemek ve bunun hak mücadelesini yükseltmek gerekiyor.
Sosyal devlete düşen görevlerin daraltıldığı, giderek piyasalaştırılıp metalaştırıldığı, devletin görevinin ağırlıkla “savunma-güvenlik” olarak tanımlandığı azgelişmiş neoliberalizm batağı Türkiye gibi ülkelerde yeniden-bölüştüren adil yönetimler uzun zamandır yok artık.
Bütçe harcamalarının her kesiti bize şunu gösteriyor. Bütçe, rantiyelere, baskıcı devlet aygıtlarına öncelikle ayrılırken eğitim, sağlık, yoksulluğu azaltma hizmetlerinde devlet harcamaları hep geride kalıyor.
İhtiyaç duyduğu kaynakları hakça bir vergileme sistemi ile toplayamadığı, dolayısıyla devasa boyutlu borçlanmalara gittiği için bütçesinde faizin en önemli yerin yıllardır hiç azalmadığı Türkiye’de, bütçe tam bir adaletsizlik tablosu.
8 aylık tablo çarpıcı
2008’in ilk 8 ayında yıllık bütçe ödeneğinin yüzde 64’e yakınına yakını, yani 142.2 milyar YTL harcanırken bütçeden en büyük payı faiz harcamaları aldı. 2008 için 56 milyar YTL olarak öngörülen faiz harcamalarının yüzde 64’ü, yani 36.3 milyar YTL’si 8 ayda gerçekleşmiş bulunuyor.
* Bütçenin yüzde 13 dolayındaki bölümü eğitime harcanmış görünüyor. İlk ve orta öğrenim öğrenci sayısının 15 milyonu, yüksek okul öğrenci sayısının 3 milyonu aştığı Türkiye’de böylece bütçeden öğrenci başına ayda ancak 134 YTL, yıllık 29 milyar YTL’ye yakın bütçe ayrılmış görünüyor.
* Bütçede “savunma ve güvenlik” yani ordu-emniyet harcamaları için bütçeden yüzde 12’lik tutarda 26.7 milyar YTL ayrılmış ve bunun 15.5 milyar YTL’si 8 ayda harcanmış görünüyor. Ordu-emniyetin bütçeden aldığı ödeneğin 8.5 milyarı silah-teçhizata kalanı personele maaş olarak ödeniyor. Ancak, başta AB olmak üzere çeşitli kuruluşlar, Türkiye’nin ordu-emniyet harcamalarının sadece bütçe kaynaklı olmadığını, diğer kaynaklardan da bu harcamaların artırıldıklarını her fırsatta ifade ediyorlar.
Böylece eğitim ile “savunma-güvenlik” için bütçeden ayrılan kaynağın biri birine çok yakınlaştığı anlaşılıyor.
* Faizin bütçenin dörtte birini yuttuğu 2008’in ilk 8 ayında, tarıma, yoksullara, küçük esnafa, sahipsiz çocuklara ayrılan pay toplamda bütçenin yüzde 6’sının altında kaldı.
* Tarıma , doğrudan gelir desteği, destekleme ödemeleri ağırlıklı verilen bütçe desteği , bütçenin yüzde 3.6’sında kaldı. Yılın tamamında tarım için ayrılan 5.4 milyar YTL’nin yüzde 95’inin ilk 8 ayda harcandığı görülüyor. Öngörülen ödeneğin , özellikle yerel seçimler dikkate alınarak aşılması muhtemel görünüyor.
* Sayıları 12 milyona ulaşan yoksullara yeşil kart ile verilen sağlık harcamaları 2.6 milyar YTL ve diğer eğitim, giyecek- yiyecek , konut yardımları ilk 8 ayda 600 milyon YTL’de kaldı. Böylece yoksullara bütçeden ayrılan pay 3.2 milyar YTL ile toplamın yüzde 2.2’ sini ancak buldu. Bir başka deyişle, yoksullara ayrılan bütçe payı, faiz bütçesinin yüzde 8’inden ibaret kalırken, ordu-emniyet bütçesinin de ancak beşte birine ulaşabildi. Bütçeden Çocuk Esirgeme Kurumu’na yapılan transferler de 228 milyon YTL’de kaldı.
* Bütçeden , milyonlarca küçük sanayici için, KOBİ’ler için merkezi bütçeden 8 ayda ancak 362 milyon YTL’lik bir destek çıkabildi.
Hak mücadelesi
Mali disiplin adı altında, bütçenin sosyal harcamalarının IMF denetiminde her geçen yıl azaltıldığı, artan nüfusa rağmen eğitim, sağlık harcamalarının , tarıma desteğin azaltıldığı AKP iktidarı yıllarında, bütçenin ağırlıkla rantiyelerin bütçesi ve devletin baskı aygıtlarına öncelik veren bir bütçe olduğu ortada iken, Başbakan’ın gelir bölüşümünün iyileştirildiğini, bütçeden paylarının artırıldığını iddia etmesi inandırıcı değil.
Hele ki, krizin kendini iyice hissettireceği, büyümenin durup vergi gelirlerinin azalacağı 2009’da, bütçenin anti-sosyal yanının iyice hissedileceğini bilerek şimdiden 2009 bütçesi için adil ve sosyal bir bütçe talebi geliştirmek, eğitime, sağlığa, yoksulluk yardımlarına ait payların artırılmasını istemek ve bunun hak mücadelesini yükseltmek gerekiyor.
EVRENSEL-(EKONOMİ SERVİSİ)
25.09.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder