27 Kasım 2008

İşçi bileniyor grev dalgası geliyor!

İşçi bileniyor grev dalgası geliyor!
Necati Doğru
Yazara ulaşmak için : ndogru@gazetevatan.com
Gebze Sanayi Bölgesi izlenimleri...

Şimdi sinemalarda filmi gösteriliyor, fırsat bulursanız mutlaka gidin, ilk Türk otomobili “Devrim” Orgeneral Cemal Gürsel’in istek ve takipçiliği sonunda Eskişehir Devlet Demiryolları Atölyesi’nde tasarlandı.

1961’de üretildi.

Mühendisler yerliydi.

Parçalar da yerliydi.

“Devrim otomobili” sadece 4 adet üretildi, otomobili oluşturan 5 bin parçanın 5 bini de yüzde 100 yerliydi. Yıl 1961’di ve aynı yıllarda Amerikan Ford firmasının lisansı ile özel sektör kuruluşu Otosan tümü yerli mühendis ve işçi kadrosuyla günde sadece 8 Ford Thames kamyon ve günde sadece 4 Ford Consul binek otomobili üretmeye başladı. Otosan’ı Çiftçiler’in ikinci ve üçüncü kamyon fabrikalarının kurulması izledi.

Yıllar yılları kovaladı.

42 yıl geride kaldı.

Bugüne geldik Türkiye devlet sektörü 1960 darbesi lideri Cemal Gürsel’in “Devrim otomobili”ni filmlere senaryo konusu olmak üzere terk etti, başaramadı. Anadol otomobilini üretmeyi deneyen özel sektör ise otomobilde “bir dünya markası” yapamadı fakat “dünya markası olmuş tüm otomobilleri, kamyonları, otobüsleri, traktörleri, yabancı sermaye ile ortaklığa girerek İstanbul Gebze-İzmit ve Bursa üçgeninde” üretmeye başladı.

***

Son 2 gündür buradayız.

Bu sanayi üçgenindeyiz.

Ana sanayi fabrikaları:

Tofaş, Renault, Otosan...

Toyota, Honda, Ford...

Ve toplamı 20 fabrikaya ulaşan diğerlerinin bin dönüm, iki bin dönüm genişlikte bahçeleri silme dolu. Renk renk, model model, sıfır kilometre yerli alıcı ve dış pazar için üretilmiş bekleyen stokları koyacak yer kalmamış. Bu otomobilerin üretimine fardan koltuğa, torpido gözünden jant kapağına, radyatörden aküye, küçük bir somundan, tampona bir otomobilde bulunan 5 bin parça ve bir otobüs ile kamyonda bulunan 8 bin parçanın tamamını (motor ve şanzıman hariç) işte bu “Gebze-Kocaeli-Bursa üçgenindeki” yan sanayi fabrikaları üretiyor.

Sektörün iş gücü tablosu:

Ana sanayi 50 bin işçi.

Yan sanayi 200 bin işçi.

10 bin mühendis.

5 bin (alt-orta-üst) yönetici.

***

Siparişler düştükçe, ihracat azaldıkça, stoklar kabardıkça bankalar devlet, özel ve yabancı tümü rotatif kredileri yenilemede faizleri yüzde 33-34’ün üzerine sıçrattıkça, 1 lira kredi açıp 3 lira teminat istedikçe ve Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ni gezerken fabrikasına uğrayıp konuştuğumuz sırada Yücel Güngör’ün, bize gösterdiği bir bankadan gelmiş “Otomotiv sektörünün içinde bulunduğu sıkıntılar nedeniyle, Kredi Komitemiz bu dönem için, adı geçen sektöre ilişkin firmalara destek vermeme kararı almıştır” şeklindeki uyarılar çoğaldıkça, fabrikalardan “işçi çıkarmalar” da artıyor.

İşçiler bileniyor.

Grev dalgası geliyor.

Taşıt Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Genel Sekreteri Özlem Gülşen, “Kriz henüz sona gelmiş değil Şubat ve Mart’ta dibe vuracağımızı tahmin ediyoruz, işçilerin örgütlü olduğu sendikalar (Türk-Metal, Hak-İş, Birleşik-Metal, Çelik-İş, Petrol-İş) ücretlere ilk altı ay için yüzde 20 zam istiyor” diyor. Gebze Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Yücel Güngör ise şu anda hiç kimsenin farkında olmadığı dipten-derinden gelmekte olan bir tehlikeyi de şöyle işaret ediyor: “Sendikalar fabrikalardan tek işçi çıkartılmasına bile hiç de olumlu bakmıyor. Önümüz toplu sözleşme ayı ve krizin arkasından bir büyük grev dalgası da geliyor.”

***

Krizin salladığı üretim.

Arkasından grevler.

Satışlar yüzde 40 inmiş.

Stoklar dağ olmuş.

Otomotivin ana sanayi fabrikaları, krizden önce bu yıl 1 milyon 200 bin otomobil satışını hedefledi. 2009 için ise 2 milyon satış olacağını planladılar. Ana sanayi ile yan sanayi, büyüme gazına köküne kadar bastı, kendini iç pazara ve dış pazara 2 milyon otomobil-kamyon-otobüs-traktör satacak şekilde hazırlardı. Bankalardan krediler alındı, yatırımlar yapıldı. Bugüne kadar Türkiye’de üretilmeyen ve dışardan ithal edilen motor ve şanzımanın yerli üretilmesi için de yatırımlar gerçekleşti.

Kriz bunun üstüne geldi.

Fabrikalar, yeni yatırım içindeyken ve yeni yatırımlar için aldıkları, (özellikle ucuz ve bulunabilir olduğu için) dolar kredilerini ve dış finansman kaynakları geri ödeme yükümlülüğü altındayken krize tutuldu.

Şu benzetmeyi yapıyorlar:

Hızı 200’e çıkartmıştık.

Üretim hedefi 2 milyondu.

Yollar aniden buzlandı.

200 kilometre hızla giderken, buzlanmış yola girdik. 2009 için 2 milyon adet olarak programladığımız üretimi 960 bine çektik. Bu hedefi tutturabilirsek çok çok iyi... Tofaş, Ford, Renault, Honda, Toyota ve ana fabrikaların hepsi krizden önce (yaklaşık 2 ay önce) günde 3 vardiya ve ayda 26 gün çalışıyorlardı.

Bugün vardiya 2’ye indi.

Çalışılan gün sayısı ise 12’ye!


YARIN: Kimyası da... Haritası da değişiyor.
*****

UNUTMA!

Krizin memleketi nasıl sallayıp sarstığını anlatmak için ben Anadolu’da geziye çıktım,yazıları uzun uzun yazmaya başladım, “Unutma Köşesi” ni koyacak yerim kalmadı.

Siz sakın unutmayın.

Deniz Feneri soygunu dosyası Almanya’dan gelecekti, Türk adaleti de Alman adaleti gibi harekete geçecekti. Bu soygunu yapanların Türkiye bağlantıları da ortaya çıkacaktı.

48 gün doldu.

Dosya hâlâ gelmedi.

Ramazan Bayramı’nda gelecekti, Kurban Bayramı’na geldik, dosya henüz gelmedi.

Niçin gelmedi?

Unutma, önemlidir.
Vatan Gazetesi-27.11.2008

Hiç yorum yok: