1 Şubat 2009

Kayıp Annelerinin Eli Ergenekon’un Yakasında



01/02/2009
Kayıp annelerinin eli Ergenekon’un yakasında
Ceren Saran
‘90‘lı yıllarda gözaltında kaybedilenlerin bulunması mücadelesinin simgesi olan ‘Cumartesi Anneleri’, eylemlerine yeniden başlıyor
Onları 1990’lı yıllarda, ellerindeki üzerlerinde “kayıp” yazan fotoğraflarla tanıdık. Her cumartesi Galatasaray’da oturuyor, “gözaltında kayıplar son bulsun” diyorlardı. Şili’de kaybedilen çocuklarını arayan Plaza Del Mayo annelerinin mücadelesi ışığında, her hafta Galatasaray’da oturan Cumartesi Anneleri, kayıplarını ararken birçok kez polis saldırısıyla karşılaştı, gözaltına alındı.
Cumartesi Anneleri, yeniden “silahlar yetmez, kayıplarımızı istiyoruz” diyerek mücadelelerine devam ediyor. Kayıp yakınları, Ergenekon operasyonuna faili meçhuller ile kayıpların dahil edilmesi ve sorumluların yargılanması için yeniden Galatasaray’da.
Yeniden sokaktalar
Cumartesi Anneleri, kırmızı karanfilleri ve kaybedilen yakınlarının fotoğraflarıyla dün Galatasaray Meydanı’ndaydı. Kayıp çocukları, kurum temsilcileri, adalet, demokrasi ve sorumluların yargılanmasını isteyen onlarca kişi de karanfilleriyle Galatasaray’a geldi. Yere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) Türkiye’nin mahkum olduğu kayıp Ali İhsan Dağlı’nın fotoğrafı ve dosyasıyla ilgili bilgilerin yazılı olduğu döviz serildi. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, her cumartesi bir kayıp dosyasının inceleneceğini ve Ergenekon savcılarına gönderileceğini söyledi.
‘Kayıp dosyaları savcılara verilecek’
Kayıp yakınları adına basın açıklamasını yapan İHD üyesi Sebla Arcan, Ergenekon operasyonunun niyetinden bağımsız olarak, gözaltında kayıpların ve faillerinin bir kez daha kamuoyu gündemine geldiğini belirtti.
Gözaltında yaşanan kayıpların da bu soruşturma kapsamına alınmasını isteyen Arcan, “Burada gözaltında kaybedilenleri kamuoyuna anlatacak, kendileriyle ilgili hazırladığımız dosyaları davaya dahil edilmesi talebiyle Ergenekon savcılarına verecek, bu davanın takipçisi olacağız” dedi.

Türkiye mahkum oldu
1995’te Diyarbakır Silvan’da gözaltına alınıp kaybedilen Ali İhsan Dağlı ile ilgili dosyadan bahseden Arcan, Dağlı’yı karakola götürülürken ve gözaltındayken gören tanıklara rağmen devlet tarafından kabul edilmediğini hatırlattı. Arcan, İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürülen Dağlı’nın piyade er B.G. tarafından fotoğraflarının çekildiğini ve merkezi New York’ta bulunan İnsan Hakları İzleme Merkezi’ne gönderildiğini dile getirdi. Arcan, bu delillere rağmen Türkiye’nin “Biz almadık, bizde yok” dediği Dağlı dosyasından AİHM’de 2007 Mayısında mahkum olduğuna dikkat çekti. Dağlı’nın kaybedildiği operasyonu yöneten askerlerin de bilindiğini vurgulayan Arcan, “Bugüne dek tüm kayıp vakalarında olduğu gibi Ali İhsan Dağlı’yı kaybedenler de korundu” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

Kemikleri de olsa insanlarımız istiyoruz


Oturma eyleminde kayıp yakınları, yıllar önce yaşadıkları acıları ve mücadelelerini anlattı. Kardeşi Cemil Kırbayır 1980’den beri kayıp olan Mikail Kırbayır, “Bu insan nerede? Çeyrek asırdır bu sorunun yanıtını bulamadık. Sorumluların yakasına yapışılmasını, mezarların bulunmasını istiyoruz” dedi.
2001’de Silopi’de gözaltına alındıktan sonra haber alınamayan Ebubekir Tanış’ın kardeşi Hakim Tanış, Ergenekon Davası’na müdahillik taleplerinin reddedildiğini belirterek, JİTEM eski komutanı Levent Ersöz’ün yargılanmasını istedi.

Ergenekon mühimmatının bulunduğu Ankara Gölbaşı’nda gömülü olduğu tahmin edilen Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, Tansu Çiller, Mehmet Ağar ve JİTEM’ci Ayhan Çarkın’ın bazı açıklamalarına dikkat çekti.
Bilgin, “Bunlar itiraftır.
Ama devletin hiçbir savcısı bu kişileri yargılama cesareti gösteremiyor. Bin operasyonun failleri yargılansın. Sadece silahların çıkarılması yetmez. Biz insanlarımızı istiyoruz. Kemikleri de olsa istiyoruz”
diye konuştu.


Evrensel Gazetesi

Hiç yorum yok: