26 Ağustos 2009

Ali Balkız: Alevileri darbe şakşakçısı göstermek faşistliktir

Ali Balkız: Alevileri darbe şakşakçısı göstermek faşistliktir







27 Temmuz 2009 Pazartesi
Ali Balkız: Alevileri darbe şakşakçısı göstermek faşistliktir

Bir süredir Türkiye'nin gündemine oturan hâkim, savcı atamalarıyla ilgili tartışmalara Aleviler de karıştırıldı. Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız, işin ırkçılığa götürülüp, bölücülük yapıldığı görüşünde

Yazarımız Emre Aköz HSYK'da Alevi ağırlığına dikkat çekerek, son günlerde yaşananları üyelerin çoğunluğunun Alevi olmasına bağladı ve "Nüfusun %15'i Alevi olan bir ülkede HSYK üyelerinin yarısının Alevi olması doğru mu?" diye sordu. Aköz'ün bu sorusu Alevi yurttaşları kızdırdı. İşte, Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız'la, Baş Başa için yaptığımız o söyleşi.


Sevilay Yükselir, 26 Temmuz 2009 - SABAH

- Sizce neden Aköz, "Yargıda Alevilerin oranı yüzde 50'nin üzerinde" sonucuna varmış olabilir?
- Cahil ve bilgisiz de ondan.
Alevileri hiç tanımıyor da ondan.
Demiş ki; "Bu ülkenin yüzde 15'ini oluşturan Aleviler, nasıl oluyor da yüksek yargıda yüzde 50'nin üzerinde bir orana sahip olabiliyorlar?" Bu rakamları neye göre veriyor anlamadım? Nereden biliyormuş yüzde 15 olduklarını? Ben de diyorum ki Alevilerin bu nüfustaki oranı yüzde 30'dan aşağı değil. Hadi bakalım. Hodri meydan! Sanki yargı üyelerinin kimliklerinde tek tek Alevi ya da Sünni oldukları yazılıyor.
Saçmalık bu. Güya toplumu aydınlatacak bir köşe yazarı Emre Aköz. Sözüm ona sosyolog. Aydınlatmasını bırakın bir de cahillik yapıp, işi ırkçılığa götürüyor ve bölücülük yapıyor.

- Bir de Alevileri Cumhuriyet mitinglerine katılıp darbeyi desteklemekle suçladı. Aleviler darbeyi destekler mi gerçekten?

- "Cumhuriyet mitinglerine gittiler çoğunlukla" demekle demokrat bir şahsiyet olmadığını, meseleye demokratça bakmadığını tam tersine faşizanca baktığını görüyoruz. İnsanların yasal, legal, meşru, valilikten izin alınmış, gidilmiş, rotası, saati yeri belirlenmiş, bir mitinge gitmesi üzerinden Alevileri suçlamaya ya da sivilleri suçlamaya yönelik konuşmak kadar kötü bir şey olabilir mi?

- Siz o mitinglere kurumsal destek vermediniz mi?
- Biz kurum olarak bu mitinglere katılmadık. Destek vermedik.

Ama oraya giden Aleviler de o mitinglerin darbeye çağrı olduğunu düşünüp darbe şakşakçılığı yapmaya gitmedi. Kaldı ki bu ülkede yapılan darbelerden her zaman en büyük yarayı almış, canlarıyla bedel ödemiş bir toplumdan nasıl beklenir darbeye destek olmaları.

- Peki Alevilerin darbelere destek verdiği iddiası nereden çıkıyor?
- Yanlışlık burada. 12 Eylül'de ben de sorgulandım. Ceza da aldım. Benim sorgucumun bana ilk sorusu, "Sen Alevi misin?" olmuştu. Aleviyim deyince de yediğim sopanın miktarını çok iyi biliyorum. Ayrıca bir de Kürt olsaydım mahvolmuştum. Hatırlayın 1980'de harp okullarından henüz mezun olmuş ya da okumakta olan bir sürü gencimizi attılar. Alevilik üzerine fırtınalar estirdiler. Dedelerimizin üzerine neler yaptılar. Kaç ozanımızı sorguladılar, soruşturdular, zincire bağladılar. Aleviler nasıl darbeci olsunlar? Darbeden en çok çekmiş bir toplum kesimi olarak.

Emre Aköz'e sormak isterim;
O darbeyi yapan Kenan Evren'le dört arkadaşı Alevi miydi?
Şimdi bunun cevabını versin.

- Ayrıca size Ergenekoncular tarafından suikast yapılma planına Alevilerin sessiz kalmasını da eleştirdi.
- Asla öyle olmadı. Birey olarak, kişi olarak bana gelen telefonlar mailler, tanıdığım, tanımadığım gittiğim bulunduğum mekanlarda beni gören Alevilerin boynuma sarılması geçmiş olsun dilekleri muhabbetleri danışma duyguları bir tarafa, birçok Alevi sivil toplum kuruluşu basın toplantısı yaptı. Mesela Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş, "Bizim önderlerimize uzanacak olan eli kırarız. Dünyayı onlara dar ederiz" dedi. Emre Aköz nereden çıkarıyor ve uyduruyor bu saçma sapan iddiaları anlamıyorum. Kışkırtıcılık resmen bu! Bu kışkırtıcılık zaman zaman önümüze geliyor. Daha önce de oldu. Emre Aköz'e Güner Ümit'in durumunu hatırlatmak isterim.

İşte bazen bunlar sunucu kılığında bazen politikacı bazen bir imam cüppesinin içinde bazen de böyle köşe yazarı kılığında çıkıyorlar karşımıza.

- Ama bir sonraki yazısında, kendisini eleştirenlere, "Haksızlık ediyorsunuz. Ben demokratım ve Alevi dostuyum" dedi.
- Dostluk bu mudur? Sayısı 20 milyonu bulan bir toplumu darbeci, Ergenekoncu, CHP'nin kuyrukçusu olarak karalamak mıdır? Hacı Bektaşi Veli der ki; "Her zaman evin içindeki düşmandan kork!" Aköz kendini Alevilerin dostu kabul ediyor ise biz ondan çok korktuk o zaman!

- Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
- Var. Hani SABAH gazetesinin bir reklamı vardı. "Hangi tarafımızdan vazgeçelim?" sloganı ile verdiğiniz. "Alevimiz de var Sünnimiz de... Kürdümüz de Türkümüz de, Ermenimiz de" diyerek, Anadolu'nun o çeşitliliğine vurgu yapan reklam... O reklamı görünce SABAH'ın yöneticilerinden birini aramıştım. Tebrik etmiştim. "Muhteşem" demiştim. İşte Emre Aköz'ün Alevileri hedef gösteren ve karalayan yazısı SABAH'ın bu reklamını yaraladı. Yakışmadı... Aköz sözüm ona liberal olduğunu söyleyerek yazdığını savunuyor bu yazıyı ama onun bu yazdıkları liberallik değil faşistliktir. Tam hükümetin Alevi açılımı yaparak ortak bir zemin oluşturmaya çalıştığı, Alevilerin isteklerine ve taleplerine cevap aradığı bir barış ortamında yazılmış yazının nereye ve kimlere hizmet ettiğini iyi sorgulamak lazım. Sorarım size. Şimdi ne farkı var Ergenekoncuların Alevi-Sünni çatışmasını yaratmak için yaptığı provokatif eylemlerden bu yazının? Öyle değil mi?...

Kaynak:Sabah Gazetesi
Söyleşi:Ali Balkız


Hiç yorum yok: