15 Ağustos 2011

BES'te Neler Oluyor ki: Dedin mi ?

BES'te Neler Oluyor ki: Dedin mi ?

EvcioğluHaber- Büro Emekçileri Sendikası (BES) yaklaşık on yıldır Sendikada Avukatlık yapan Avukatını işten attığını öğreniyoruz. Konunun ne olduğu ile ilgili biraz araştırma yapıyoruzki; bu konuyla ilgili Sendika.org internet sitesinde bir yazı yer alıyor. Yazının detayları çok ilginç; ama, yazıya cevap olarak yazıldığı anlaşılan diğer yazının uslubu ise çok daha dikkate değer..





G. Ulusan tarafından yazıldığı belirtilen yazıdan, ilk başta özellikle Büro Emekçileri Sedikalarının sade üyeleri, temsilci ve yöneticilerinin gerçekten kendi içinde, korkusuzca, açık yüreklilikle ve gerçek bir tartışma sürecin bitmediği, yapılmadığı/yapılamadığı anlaşılmaktadır.

Kaldi ki, bu süreç yapılmış bile olsa, yine de farklı düşünenler olacak, hatta olmalıdırlar da. Bu durum orada bir şeylerin sağlıklı üretildiğinin bir göstergesi olarak algılanmalıdır. Herkes aynı tıpa, tıp her konuda mutabık olmayabilir.. Bu duruma ve yapılacak aykırı eleştirilere de cevabı muhatapları vermelidir.

Ayrıca; bunu yaparken usluba da asgari düzeyde özen gösterilmelidir.

Yani, yapılan eleştirinin muhatabı doğrudan Büro Emekçileri Sendikası Genel Merkezi'nin dir..

Sanıyorum bu durum atlanmış olacak ki; haklı yada haksız, yapılan eleştiriye cevap da Avukata havale görülmektedir.
Oysa; bu eleştiri yazısını yazan arkadaş, zaten kendisinin BES 2. Nolu Şb. Yöneticisi olduğunu belirtiyor..

Ancak; cevaben yazılan ve yazıyı yazan şahıs kendisini Sendikanın anlaştığı belirtilen "Özel Hukuk bürosu"nun Avukatı olduğunu belirtiyor. Cevaben yazılan yazının uslubu; oldukca sert. Hemde haddini bildirir cinsten..
Deyim yerinde ise tedirgin edici..!

Üstelik, Sendikanın Şube yöneticisi olduğu çok net bir şekilde yazının altında belirtilmiş olan
yazının sahibine hitaben Sendika.org da yer alan yazı girişi şöyle;

Sayın ULUSAN,

Bu yazıyı büromuzda yapmış olduğumuz değerlendirmeyi temsilen hepimiz adına yazıyorum.

I.

Sizi tanımıyoruz. Sizin de bizi tanımadığınıza ve adımızın geçtiği yazınızı, mensubu bulunduğumuz hukuk bürosu hakkında kurumsal ve kişisel bilgi eksikliği ile yazdığınıza inanmak istiyoruz.

Yazınızın bizi ilgilendiren kısmını son derece yakışıksız bulduğumuzu bilmenizi isteriz. Yaşınızı, sıfatınızı veya siyasal eğilimlerinizi bilmiyor olmakla birlikte, imzanız altındaki ibareden, en azından bir kamu emekçisi sendikasına üye olduğunuz anlaşılmaktadır.

Sendikal siyaset açısından görüş farklılığı taşıdığınız üye, yönetici veya gruplarla tartışırken takınacağınız adap elbette karşılıklı olarak sizleri ilgilendirir. Ama bizler sendikanızın üyesi değiliz. Doğrudan veya dolaylı olarak büromuz ile ilgili konuşmak istiyorsanız, hemen aşağıda tırnak içerisine aldığımız örneklere oranla daha seviyeli ve ölçülü olmanızı tercih ederiz.


“Sendikanın tüm hukuksal iş ve işlemlerini taşeronlaştırarak bir hukuk bürosuna havale ettiler…”

“KESK bile bu hukuk bürosu ile çalıştığına göre, bu avukatlık bürosunun bir sırrı, bir hikmeti olsa gerek...”

“Yani avukatların beşi bir yerde…”

“Bu avukatlık bürosu ister sigortalı avukat istihdam eder, ister sigortasız...”

“Bu altı avukattan oluşan hukuk bürosu sadece BES’in avukatlık hizmetlerini yürütmeyecek. KESK dahil, bu hukuk bürosu ile başka sendikaların ya da başka demokratik kitle örgütlerinin de çalıştığı sonucunu yazıdan çıkartıyoruz. Ayrıca ilgilenmiyoruz da, bizim sorunumuz değil. Eminiz ki, KESK’te de bu avukatların sigortalı olması ve Sürekli, ve Düzenli, ve Mütemadiyen, ve İvedilikle, ve Münhasıran çalışıyor olmaları önemli bir kriter olmuştur. Ayrıca, BES Yönetimi bu işi taşeronlaştırırken, eminiz ki iyi bir “piyasa araştırması” yapmış olsa gerektir…”

“Ne mutlu bize ki, hukuk bürosunun yanı sıra, sürekli ve düzenli bir avukatımız olacak ki, mitingler pazar günü yapılsa bile pazartesi işinin başında olacak…”

“Doğrusu şu olacaktı; piyasada bu işi 3.687 liraya yapacak onlarca hukuk bürosu varken neden kadrolu bir avukat çalıştıralım ki…”

“Ama pazarlık iyi yapılmamış, ticaret zekamız olsa idi, bu işin oluru fifti fifti diye ısrar ederdik…”

“Ne diyeceğiz… E biz de avukatı işten çıkardık, bak sözleşmeli avukat çalıştırıyoruz, bu devirde kim kime kadrolu iş veriyor mu diyeceğiz…”

“sendikanın kırtasiye, çay ve temizlik işleri için de taşeron bir firma bulacak mısınız?...”


Bu ifadelerin yazınız ile amaçladığınız sendikal tartışmayla gerçekten ilgili olduğu düşüncesinde misiniz?

Hakkında bilgi yahut fikir sahibi olmadığınızı zannettiğimiz bir hukuk bürosu hakkında; “beşi biryerde”, “taşeron”, “piyasa işi” gibi sıfatları ne kadar kolay kullanıyorsunuz! Hiç istemeyiz ama eğer bizler hakkında bir şeyler bilerek bunları yazdıysanız, siz kimsiniz? Bizden rahatsızlığınız nedir? Her ne ise, bunları böyle bir durumda daha açık bir biçimde ve doğrudan bizimle konuşmanız gerekir ve siz tercih etmeseniz bile bizim bunu sizden isteyeceğimizi bilin. " diyor sn; avukat .

******
Şu ana kadar BES Genel Merkezinden herhanği bir açıklama ve Hukuk bürosuna ise, bu yazının muhatabı biziz, siz neden böyle bir yazıyı kendinize yapılmış bir haksızlık gibi algılayıp, hele de yayın organları üzerinden tartışma yürütüyorsunuz..! diyen olmadı..
Hakikatet enteresan şeyler oluyor, galiba..
Gerçekten bir şeyler olmasa bu tartışma süreci sağlıklı bir şekilde ve herkesin kendisini kasmadan özgür bir şekilde eleştirisini yapmalıydı..
Acaba, geriye dönüp biraz bakılabilinse; KESK 150.000. kişiyle 90'lı yıllarda Kızılay da üç gün, gece ve gündüz "Sendikalar Yasası" Mecliste görüşülürken protokol yolunu kapatmıştı.

Gelinen noktada, Emekçiler arasında Güven duygusunu yok ettiler.. Soruyorum size; ŞİMDİ YAPABİLİRMİ?

*****
Sendikamızın Sn; Avukatının cevaben yazdığı yazıyı ve Önceki Avukatın işten el çektirilmesini eleştiren, BES 2. Nolu Şube Yöneticisi G. Ulusan'ın yazdığı makaleleri yazının altında link vererek okumanıza olanak vereceğiz..

Ancak, eleştiri ne kadar ser olursa olsun, eğer; hakaret içermiyorsa, kişilik haklarına direkt göstere göstere bir saldırı değilse kabullenebilinmelidir. Daha önemlisi; asıl konuşma ve kamuoyuna açık yazılarda yapılan yorumlara daha özen gösterilmesi gerektiğine inanıyorum.. Daha da ilgi çekici yanı tehdit algısı verecek usluptan kaçınılmalıdır.

BES'te Neler oluyor başlıklı yazıda;

Sendika Genel Merkezi'nde kadrolu olarak Avukatlık yapan arkadaşın işten atıldığına (şözleşmesinin fesh edildiği) BES Genel Merkezi tarafından Şube ve temsilciliklere yapılan bilgilendirme yazısında; “Merkez Yönetim Kurulumuzca; bu doğrultuda Büro Emekçileri Sendikasının her bir üyesi tarafından içselleştirilmiş olan Hukuka da uygun olmak kaydıyla bir Hukuk Bürosuyla anlaşma yapılmasına karar verilmiştir…” denilmektedir.

Genel Merkezin her aldığı karara her yönetici ve üyenin kayıtsız şartsız uymak gibi bir zorunluluğu da yok sanırım.. Olmamalıda..! Karara katılmıyorsa her halukarda eleştirme hakkı olmalı, buna özellikle "KESK", "Büro Emekçileri Sendikası, BES" uygun davranmalıdır. Yani; bu tutum "Örgüt içi Demokrasi"nin varlığına ve işlediğine dealettir. Cevap hakkı da, bu eleştirinin içeriği ne olursa olsun BES'e aitir.
Hakikaten Neler Oluyor BES'te, buna sessiz kaldığı için denebilir?

Eğer alınan bir karar, yapılan bir eylem, herhangi bir uygulama özellikle KESK'e bağlı tüm örgütlerde eleştiriye açık olmalı ve bunu hiç bir kimse engellemeye kalkmamalıdır. Böyle bir tutum, özgürleşmeyi engelleyici bir girişim olarak algılanır ve bundan sonra hiç bir üye ve yönetici bir konu da görüş belirtmeye cesaret edemez..?

Asıl bu iki ayrı yazının üzerine; BES Merkez Yürütme Kurulu acilen toplanıp, bir karar almalı. Bu kör dövüşüne bir son vermeli ve tüm üyelerin bilgisine bir küçük yayın çıkartıp dağıtmalıdır..
Çünkü; Kamu Emekçileri yoğun bir idari baskı altındadır. Sendika işyerlerinin oldukça uzakağındadır.. Üyeler, sendikalarının yolunu bilmediği bir zamanda, İnsanların kafasında oluşan ikircikli olguyu ortadan kaldırmalıdır..

Ancak;Eleştiri sınırları içinde kaldığı sürece sağlıklı bir örgütlülükten bahsedilebilinir. Yoksa eleştiriyi yapanaın hangi pencereden baktığı veya hangi düşünce ile eleştirdiği sorgulanırsa; bu konu herkesi bağlar.. Çünkü; hiç kimse aynı yerden bakmıyor olaylara?

Bir deyimle yazıma son vermek istiyorum; "Senin görüşüne yüzde, yüz katılmıyorum. Ama, senin düşünceleriyin yaşaması için hayatımı veririm" diyor bir düşünür..

İşte Konumuzla ilgili iki ayrı yazı;

Kaynak;Sendika.org

Alttaki başlıkları Tıklayın Lütfen

-Sendika avukatını işten atmak yetmedi... BES’te neler oluyor? –Gökhan Ulusan


-Gökhan Ulusan'ın "BES'te neler oluyor?" yazısına yanıt –Selçuk Kozağaçlı

-
EvcioğluHaber-15.08.2011 Pazartesi

1 yorum:

Ahmet dedi ki...

Hayret etmemek elde değil arkadaşlar. Bir sedika yöneticisi bir eleştiride bulunuyor, ama buna sendikanın avukatı cevap veriyor. Acaba Genel merkezde kimse yokmuydu cevap verecek. Ayrıca yazıdada bahsedildiği gibi avukatın yazdığı yazının ciddiyeti kendinden menkul. Avukatın yazısı adamı terbiye ediyor. Haddini bil diyor. Harika. Güzel cevap vermişsiniz. Bir daha böyle insanlar çıkıp ileri geri konuşmasınlar. Olurmu canım? Herkes nerde duracağını bilmeli.

Pes doğrusu. Pes gerçekten pes. Hemde Türkiye emekçilerinin göz bebeği ve tek umudu olan KESK ve buna bağlı BES'e bakın. Ne hale gelinmiş bir bilseniz.?
Aslında daha çok söylenecek şeyler vardı ama, yazık etmeyin bu örgütlere. Bunlar kolay kurulmadı? Bir daha kurmak istesenizde kuramazsınız! Bari yaşamasına olanak verin.

Emekçiler özgür olmadıkça, emeğin hiç bir örgütü özgürleşemez.

Saygıyla
Ahmet
İST.