Göz göre, göre "Hayatları Sönenler" "Emekli oldum ama, bankalara 'altıyüzbinlira' borcum var."
Hafta sonu, Kızılay da bira içilen mekhana yolum düştü. İçeri girdiğimde gördüğüm manzara çok ilginçti. Neredeyse oturulacak masa yok denecek kadar az ama, oldukça sakindi. Yani yanyana oturuyorlar ama birbirleriyle pek konuşmuyorlar veya kısık sesle konuşuyorlardı. Nedeni kısa süre sonra anlaşıldı. TV. ekranında 'At Yarışı' gösteriliyordu.
Herkesin masasında; Bir bira bardağı, bir at yarışı bülteni, oynanmış ve oynanacak kupon ve bir kalem. Meze kuruyemiş dahi yoktu çoğunluğunun önünde. Bazıları, leblebiyi dışarıdan almış belliki; arada bir cebinden çıkartıp ağzına atıyordu...
Başka bir masada ise, çok ilginç bir durum dikkatimi çekti. Masada üç arkadaş oturuyordu. Masa üzerinde; bir '70'lik rakı, yuvarlak dilimlenmiş bir portakal ve bir tabak yoğurt vardı. Yani, 'rakı, portakal ve yoğurt.' Üç kocaman insan... Durumun vahametine ve trajı komik duruma bakarmısınız.. ! Bir yudum aldığı rakısının ardından birdilim potakalı tamamını yemiyor, az bir şey ağzınının tadını değiştiriyor. Masaya koyuyor.. Çünkü, mezleri yok. Temelli ortada kalmamak için..!
Masadaki birisi garsona sesleniyor. "Hasan abinden bülteni alda bir 6'lı yapalım. Hasan gözlüğünüde ver" diyor.. Belliki; bülteni okuyacak göz de yok..! Bültende , gözlükte geliyor... *** Başka bir masada yanlız başına oturmuş ve önünde 'At yarışı bülteni' bulunan başka biri; birasından bir yudum alıp; kendi kendine konuşuyor, konuşuyor ve gülüyordu. *** İşin hası, herkesin kendince bir önemli işi vardı ve ellerindeki derslerine bir hırsla çalışıyorlardı. Arada bir açılan TV. sesiyle dalgınlığım dağılıyor, sıçrıyordu. Yarış seanslarını gösteriyorlar ve sonuç; yine onların yazdığı at gelmemişti ki; bağırıp, sessiliğe gömülüyorlardı..
Bense, önümde duran biramı yudumlayıp, onların davranışlarını izliyordum uzaktan uzaktan.. *** Tamda kendimi kaptırmışken içerinin enteresanlığına, ne göreyim; çok eski bir arkadaşımı.. Hemende yan masada.. Adını söyledim, dönüp baktı.. Ve.. -"Kusura bakma, sen benim adımı da bildin ama, ben seni tanıyamadım." "Sahi sen kimdin?" dedi.
-"Hakikaten tanımadınmı beni?" dedim -"Vallahi tanımadım. Ama, yüzünü bir yerden hatırlıyorum" dedi. Ona beni tanıması için çok bilebileceği yerleri hatırlattım, ama yok.. -"Gerçekten seni hatırlayamadım. İnanki: sadece çabuk yaşlanmadım. Bildiğim şeyleri de unutuyorum.. Mesela, sen yarın buraya gene gel.. seni yine hatırlamam" dedi.-"Olmaz o kadar çabuk nasıl böyle bu hale geldin"dedim. -"İşte şunlar varya" dedi. Masasındaki at yarışı bültenlerini gösterdi. -"Bunlara para yetiştireyim derken, tüm bankalardan yüklü krediler çektim.. Kredi toplamı benim ödeyecek gücümü aştı. Kredi kartlarım patladı. şu an 600.000-TL'den fazla borç var bankalara.. Ama bir şeyim yok alamıyorlar." dedi. Duyduklarıma şok oldum.. Korkunç bir acı, içime bir ağrı saplandı. Bir insanın hemde itibarlı bir insanın nasıl bu hale gelebileciğini beynimde döndürüp durdum ama olmadı.. -"Peki ev falan aldınmı? emekli oldun, çoluk çocuk filan" dedim.. -"Eşimden ayrıldım. iki tane çocuğum var onların yüzünü doğru dürüst göremiyorum. Senin anlayacağın, ben batmış bir adamım.. Bitek göz gece konduda, bir yaylı yatak bir iskemle ve bir de kötü bir masa.. masa da denirse.." dedi. -"Peki, bankaları bir takside falan bağlayıp ödesen...diyecektim ki;"-"Nasıl olacak? 600 milyar. faizini bile ödeyemem. Benden bir şey alamazlar artık. ben batmış bir insanım" dedi. ve önüne döndü. Masada duran bültenlere bakmaya başladı.. Tv.nin sesi açıldı ve yarış başlamıştı, onu gösteriyordu.
Beş dakika bir aradan sonra yine herkesin tutuğu at gelmemiş ve kuponlar yatmıştı.. Bir iki fotoğraf alıp ayrıldım oradan.. Evet.! Bu biten hayatlar nasıl bitiyor acaba? Kimler buna önayak oluyor.? Kimler hazırlıyor, bu insanların sonunu? Sadece bu illete bulaşanlarmı sorumlusu? Yoksa bu işten kimler nemelanıyor ve onların hiçmi günahı yok.?
Ama, ne olursa olsun! Hayatlar sönüyor. Aileler yıkılıyor.. Çocuklar öksüz yetim büyüyorlar.. Göz göre göre, hayatları sönenler ortada kalıyor..! Suçlu kim dersiniz? Bu izlenimimi yazmamdaki ve sizlere ulaşmasını istememdeki tek gayem; burada verilen gerçek örnekleri görerek, gençler bu ve benzeri tuzaklara düşmesinler diye.. İş işten geçmeden dikkati bu tehlikeye çekmek istedim..!
Sevgiyle kalın
EvcioğluHaber-25.01.2012
|
2 yorum:
Evet arkadaş. Bu izleninlerini yazan yazar arkadaş. Bu duyarlılığın için teşekür ediyorum. Harika bir gözlemleme yapmışsın ve gördüğün ortamı o kadar anlaşılır ve gerçek yorumla anlatmışsınki, bundan güzel anlatılamazdı herhalde. Yokluğu, yoksulluğu fakirliği, yenilmişliği ve yitik ve yitirilmiş bir hiç uğruna hayatları anlatamazdı kimse. Yzınızda belirtiğiniz gibi, tek suçlu bu kumar illetine bulaşanlarmı dersiniz. Yoksa bu at yarışı, it yarışı gibi insanların bulaşınca kurtulamadığı gibi hayatlarına mal olan kumarların oynatılmasına ve düzenlenmesine müsade edenler suçlu değilmi? Kim süçlu.? Kimler sorumlu yok olmuş hayatlardan.?
Teşekür ediyorum. İlk defe bir anlamlı yazı okuyorum bu konuyla ilgili. Teşekür ediyorum.
Tepkiler çoğaldıkça belki hayatlar değişir. Değişeceği günlerde olur.
Bahri Altas
Adana
Teşekürler, Sn; Bahri bey demokratik cesaretle yazıya yorum yazdığın için. Evet bu izlenimimiz gerçek hikayelerin binlercesinden bir tanesi. Belki sizlerde onlarcasına şahit oluyorsunuz.. Ama; bunları bir kalem ve kağıt alarak yazayım ve başkalarıyla paylaşayım belki, yararı olur demiyorsunuz.
Ama, lütfen çevrenizle ilgili olmaya gayret gösterin.! Bunun en başta size yararı olacak, inanın.
Saygılar
İyi günler diliyorum
Yönetici
Yorum Gönder