5 Ekim 2012

"Mutfak Genetiğimiz" Ne Halde

          "MUTFAK GENETİĞİMİZ " NE HALDE ?  

  
 HaberEvci- Değerli ziyaretçilerimiz, git gide beslenme alışkanlıklarımız da önemli değişiklikler olduğu hepimizin bilgisi dahilindedir. 
Elbette değişiklikler kaçınılmazdır ama, bu değişim bilinçli ve sğlıklı bir değişim olmalıdır. Yani; insan sağlığı açısından oldukça zararlı olan ve kalp damar hastalıklarının birincil sebeplerinden olan katı yağı üretenlerin pazarlama tekniği ile  ".....Zeytin yağlı yiyemem aman....." ısmarlama türkü de verilen mesaj gibi olmamalıdır. 
Sağlığımız söz konusu olduğunda iki kere düşünmemiz gerekmektedir. 
İnsan doğadan koptuğu ve uzaklaştığı sürece hasta olmama şansı yoktur. İnsan doğanın bir parçasıdır çünkü.
Aşağıda verilen  kompzisyonu hazırlayan değerli arkadaşımız her canlı varlığı ilgilendiren ve öncelikle bizleri uyaran ve doğru bir davranış edinmemiz açısından önemli olan bu anlatım için kendisine teşekür ediyoruz. E-mail olarak gelmiş olup sizlerle paylaşıyorum.

Bu makale  "Mutfak Genetiğimiz" Ne Halde ? 

Annaneniz öpülesi elleri parçalanırcasına, ovalaya ovalaya tarhana yaparken,

Siz, "Aman annane be, boş versene" *deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz ya... 

Annane rahmetli oldu ve siz, o tarhananın tarifini annaneden alıp, bir kenara yazmadınız ya...

İşte o nedenle, Siz, genetiği değiştirilmiş organizma yemekten kurtulamazsınız maalesef.


Ne verirlerse.. .

Onu yiyeceksiniz.


Kız evlat yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gönderiyorsunuz. ..

Piyano çalıyor, İngilizce konuşuyor, Grammy alanları tek tek biliyor.

Bilmeli... Ama alt tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata yapmasını bilmiyor!

Yoğurdu çırpıp, ayran yapamıyor, ayran...

İşte o nedenle, kızınız, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkûm maalesef...

Torunlarınız da…



Zahmet edip sütlaç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için...

İçinde ne olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını kemiriyor sizin oğlan!

Hamur tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bi börek yapıp, çantasına koymayı bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu.

Tahin-pekmezi *"köylü işi"*, vıcık vıcık yağ fışkıran kremaları *"modernite" * sandığınız için,

Daha 10 yaşında ayıya döndü, yuvarlana yuvarlana yürüyor, tıkanıyor, merdiven çıkamıyor.


Size zor geliyor ama; zor mu evde yoğurt yapmak?

İstanbul'un güneşi müsait değil, anlarım, zor mudur İzmir'de,

Antalya'da, Adana'da evde salça yapmak?

Şikâyet edip duruyorsun, içine katkı maddesi konuyor, zorla beyazlatılıyor diye...

İster tam buğday unundan, ister çavdardan, hakikaten zor mudur evde ekmek yapmak?

Bütün ailen kabız...

Tonla para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan medet umacağına, niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı?


Güya, çoluğunu çocuğunu düşünüyorsun, taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun...

Eğri büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun kıvırıyorsun, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun...

Ne işe yaradı senin pazara gitmen?

*

Kocanız da, bu satırları okuyup, size akıl verecek şimdi...

Söyleyin ona, ukalalık etmesin, götürün aktara, hatmi çiçeğiyle zencefili birbirinden ayırt etsin, ondan sonra konuşsun!

*

Enginar, börülce, radika, cibes pişirmekten haberin yok;

Gazetelerin tiraj almak için uydurduğu uzmanlarından

fıldır fıldır brokoli tarifleri öğreniyorsun.. .

Brüksel lahanası yiyerek mi AB'ye gireceğini sanıyorsun?


Çin'den bal getiriyorlar mesela...

Taaa Arjantin'den, Meksika'dan bal getiriyorlar.

Neymiş efendim, içinde genetiği değiştirilmiş organizma olabilirmiş falan...

İçinde tavuk ibiği, maymun kulağı olmadığına şükredin!

Ben iddia ediyorum...

Kaşla göz arasında frankeştayn ürünlere kapıları açan arkadaşlarla,

Amerikan çiftçilerinin avukatı profesörlerimiz, sırf karakovan balına sahip çıksa, Şemdinli'de, Pervari'de terör bile azalır, terör bile.


Uzatmayayım.

Mutfak genetiğimizi kaybettik biz.

*

Elin adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA'sını değiştirdi!


Hurrraaa diye köyden kente göçerken, dışarda tıkınmayı şehirleşme zannettik. Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik.

*
Dolayısıyla, ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz...
Ya da ne verirlerse onu yiyeceğiz.

Bay Yorumcu


Not: Gerçek kaynak bilinemediğinden. Eğer bilen var ise lütfen yorum bölümünden bildirmelerini rica ediyoruz.

05.10.2012- EvcioğluHaber

Hiç yorum yok: