Sakın bu gençliğin bakidir, sanma
Yıllar ile yarışınca, anlarsın
Olaki, aynaya bakıp aldanma
Yüz hatların, buruşunca anlarsın

Ömründen gün çalar, bugün ve yarın
Hazana dönüşür, günün güzdarın
Hilal kaş altında, göz kapakların
Günden güne kırışınca, anlarsın

Ağrıların başverir, sızlar dizin
Sis çöker önüne, puslanır gözün
Dilenmeye başlar, oğlun ve kızın
Eşin bile, darılınca anlarsın

Elinde, avcunda yok ise malın
Yok olur dostların, sorulmaz halin
Toz toprak içinde, saçın sakalın
Bir birine, karışınca anlarsın

Geçmez kara günler, gam ile çile
Elinde değilki, edesin hile
Yokuş şöyle dursun, düz yolda bile
Adım başı yorulunca, anlarsın

İşte mahmut erdal, örnektir sana
Baki kalmış varmı, beyle ağa
Bir gün kucak açıp, sadık dosta
Kara toprağa, sarılınca anlarsın..