16 Şubat 2015

SUÇ BİZİM: ÖZGECAN

SUÇ BİZİM
Katilin (caninin) anası, akşam Tv.haberlerin de, "Kimse işin özüne bakmıyor.. Evet o katil.. En ağır cezayla cezalandırılmasını istiyorum.. Asıl o çocuk bu cinayeti işler hale gelinceye kadar neler yaşadı.. Bu aile de neler yaşandı.. Asıl onun babasını da cezalandırmak gerek.. Torunlarım var onlar bu ortamda büyümesin.. Onlarda yarın suçlu olacaklar...." vb.. açıklamalar yapıyordu..

ÖzgeCan lar bir bir vahşice cinayetlere kurban gidiyor.. Feryat ediyor analar..
ÖzgeCan ı öldürenler; abileri, babaları yaşındaki kocaman insanlar.....
Evet, bebekten katil yaratanlar kim yada kimler.. Yarın başka bir yerde başka bir katilin vahşi bir cinayet işlemeyeceğini kim nasıl engelleyecek acaba..Kadın; Ülkemizdeki tüm cezasız kalan cinayetlerin müsebbimini de tarif ediyor aslında..
O ocaklarda yetiştirilen ve cinayet şebekeleri oluşturulan çocuklar; Maraş ta, Çorum da ve Sivas ta cezassız kaldı.. Bu katillerin bir çoğu Milletvekili oldu.. Bebekten katil yaratıyor çünkü; bir düzen var mafya düzeni.. Bu toplum mafya korkusuyla üçüncü sayfa haberleriyle ve sokağa çıkma korkusuyla yönetilmek isteniyor.. Bir yönetim şekli; Kontrollü şiddet.. Aileler terörize ediliyor.. İnsanlar, oturduğu apartmanda bile korkutularak, sokakta en küçük bir hak talepleri şiddetle bastırılıyor.. İnsanların birbirine acıma duygusu yok edildi.. Korku toplumu böyle farklı zamanlarda, münferit olaylar gibi görülse bile; bunun alt yapısı yıllara dayanmaktadır.. Sevgisiz, hoşgörüsüz bir aileden- bir topluma nasıl dönüştürüldüğümüzün acı bir örneği işte.. Her hangi bir şehirde bir çocuk saçlarından çekilerek yerlerde sürükleniyor da bizler sıcak evimizde hiç bir şey yapmıyorsak; suç bizim.. Yan komşumuzda aile içinde şiddet yaşanıyorda bizler kapımızı örtüyorsak SUÇ BİZİM.. 
Bu gün yaşanan acımasızlıklar yaşanırken ne oluyor diyorsak; O katillerin yetiştirildiği alie ve onların bağlantılı oldukları partilere veya cemiyetlere bakmak gerek.. Komşularımız da çocuklar her gün acımasız ve ötekilere karşı nefretle yetiştiriyorlarsa ve babaları bununla gurur duyuyorsa; İşte katiller bu ülkede sırtı sıvazlanıyor da bizler bir şey yapıyorsak; suç bizim..

Bu katillerin çıktığı yere bakın.!!
Ülkemin büyük bir çoğunluğu; hala Maraş katliamını, Çorum Vahşetini ve Sivas caniliğini bir gün dahi kınamamışlardır.. bir de kardeşiz biz safsataları savuruyorlar.. Ve onlarla aynı sokakta, aynı iş yerinde
hatta aynı apartmanda yaşıyoruz...
Yeni Maraş' katliamlarının olmayacağının garantisi dahi yoktur ve bile bile lades diyoruz..
Bizler bağırsakta, intikam duygusuyla her şeyi söyleyebiliriz; Her türlü cezanın verilmesini isteyebiliriz.. En ağır cezanında verilmesi bile soğutmaz insanların yüreğini... 
Ama bu toplumsal gerçeği değiştirmiyecek..
İşte katiller bu yuvalarda büyümeye devam ediyor.. Babaları da birlikte soğukkanlı cinayete ortak oluyor..!!!
Katilin anası feryat ediyor.. "Torunlarım da tehlikede, onlarında katil olmasını istemiyorum.. Bu ailelerde neler yaşanıyor, kim biliyor.." diyor.

H.A.

2 yorum:

Ata dedi ki...



“Hükümetin idolojik bir hakemlik rolüne soyunması da son derece uygunsuz ve tehlikeli olduğu; Fikirler alanına –herhangi birinin lehine veya aleyhine- müdahalesinin entelektüel özgürlüğü kısıtladığı ve resmi bir ortodoksluk, ayrıcalıklı bir elit yarattığı gerçeği göz ardı edilemez.”
“Ayn RAND

Ata dedi ki...


“Bu gün bu ülkenin entelektüel alanında gördüğümüz şey, siyasi gücün en kötü dışavurumlarından biridir: Gözde kişilerin, resmi olmayan imtiyazlıların…. Yönetimidir. Onlar sık sık aralarında kavga çıkararak, grupları değiştirirler, gruplar arasında gider gelirler; fakat yabancılara karşı tek vücutturlar. Anlık lütufları yakalamak için kapışırlar…. Objektif kuralları olmayan başka herhangi bir oyunda olduğu gibi, burada da başarı ve güç havlayıcılara (basın kuruluşları) ve blöfe bağlıdır.”

Ayn RAND