5 Kasım 2009

Subaşı'dan "Alevi Açılımı" itirafı

Subaşı'dan "Alevi Açılımı" itirafıSubaşı'dan "Alevi Açılımı" itirafı

Necdet Subaşı: "Ateistleşen Aleviler çoğalıyor. Aleviliği birinin yeniden inşa etmesi gerek"

Başbakanlık Danışmanı ve Alevi Açılım Koordinatörü Yrd.Doç.Dr. Necdet Subaşı'dan AKP'nin Alevi Açılımı ve Alevi Çalıştaylarının amacını ortaya koyan tarihi bir itiraf geldi : "Ateistleşen Aleviler çoğalıyor. Aleviliği birinin yeniden inşa etmesi gerek"

Başbakanlık Danışmanı ve Alevi Açılım Koordinatörü Yrd.Doç. Dr. Necdet Subaşı, Aralık ayında tamamlanacak "Alevi Açılımı Çalıştayı" öncesi Muğla Yücelen Hotel'de Muğla Menteşe Grubu üyelerine verdiği konferansta açılımı anlatırken yaptıkları çalışmalarla Alevilerin sorunlarının çözümünde önlerine çıkan engellerin kaldırılması çabası içinde olduklarını söyledi.

"Bunlara bin yıldır 'siz kimsiniz?' diyen olmadığını anlatan Necdet Subaşı, şöyle konuştu: "Biz sorunların çözümlenmesinde, önlerinin açılması çabası içindeyiz. Devlet engelleri kaldırdıktan sonra gerisi onlara kalır. 3 Haziran'da Aleviler biz buradayız, varız dediler. Bundan sonra devlete görev düşüyor. Bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Çözme noktasında olanlar bu meseleyi halledemezlerse altında kalır. Siyasi iktidarda değil Sünniler de takıntı var. 'Siz Alevilere kesenin ağzını açtınız ama niye Sünnilerle ilgili adım atmıyorsunuz?' tepkileri var. Sünnileri de tatmin etmek gerekiyor."

Açılım'ın 2008 yılında iki iftar yemeği ile gündeme geldiğini anlatan Subaşı, şunları söyledi: "Bir kesim AK Partililerin çağırdığı yere gitmeyeceklerini söylerken bir kesim ritüellerinde iftar olmadığı için gelmedi." 11 Kasım'da İstanbul'da medya ile bir araya geleceklerini anlatan Necdet Subaşı, sözlerine şöyle devam etti: "Ardından çalıştay başlayacak. Aralık'ta çalıştaylar tamamlanacak. Yol haritası hükümete teslim edilecek. Biz bir projeyi hükümete kabul ettirdik. Bu çalışmaları entelektüel ve bilimsel yapımızdan ödün vermeden yürütüyoruz."

ALEVİLER CUMHURİYETİN HARCI

Alevi açılımı ile sorunların hemen çözülmesinin beklenmediğini, ancak bu anlamda önemli bir adımın atıldığını belirten Yrd.Doç. Dr. Necdet Subaşı açıklamalarının ardından katılımcıların sorularını cevapladı. Alevilik ve Kürt meselesinin Türkiye'nin önemli iki tabusu olduğunu, ancak Aleviliğin Kürt meselesi gibi olmadığını belirten Subaşı, şöyle konuştu: "Alevilik Kürt meselesi gibi değil, içinde kasvet yok. İkisini aynı hikaye içinde değerlendirirsek haksızlık olur."

Alevilerin kendi sorunlarını, ülke sorunlarının yanında hep ötelediklerini belirten Subaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: "80'li yıllara kadar 'Tekke ve zaviyeleri kapatan kanundan memnunmuş gibi' davranmışlardır. Kanunu hiç sorgulamamışlardır. Aleviler, Maraş, Çorum olaylarına rağmen devletten kendileri için talepte bulunmamışlardır. Aleviler kendilerine Osmanlının yaşattıklarını Cumhuriyetin yaşatmayacağı inancı ve sadakati içinde olmuşlardır. Kemalizm ve Cumhuriyet ilkelerinin Aleviler tarafından sorgulanma ihtiyacı olmamıştır. Çünkü Aleviler kendilerini Cumhuriyetin harcı görür. Alevilerin Cumhuriyetle pazarlık yapma istekleri yoktur."

Subaşı, açıklamalarında Aleviliğin "Anadolu'ya has bir renk" olduğunu söyledi.

Tartışılmaya imkan vermeyen taleplerle ortaya çıkanlar olduğunu anlatan Necdet Subaşı, sözlerine şöyle devam etti: "Aleviler içinde çeşitlilik var. Otantik geleneğe bağlı Aleviler, eleştirel bakan Aleviler ve reddeden Aleviler. Ama Sünniler için hepsi Alevi. Alevi açılımı tartışmalarında iki kesim ortaya çıktı. Bir kesim varlığını İslam içinde açıklamak istiyor. Bunların temsilcisi İzzettin Doğan. Diyanet Aleviliği içine katsın, zorunlu din dersi devam etsin ama içinde Alevilik de öğretilsin istiyorlar.

Bir kesim de, bunların tam tersi. Bu kesimde Hacı Bektaş Veli Vakfı ve Pir Sultan Abdal Dernekleri başı çekiyor. Bunlar reformları reddediyor. Burada Ali Balkız öne çıkıyor. Aleviliğin İslami referanslar içinde canlandırılmasını istemiyorlar. Diyanetin lağv edilmesini, zorunlu din derslerinin kaldırılmasını, devletin dinden el çekmesini, istiyorlar. Vatandaş olarak varız, çoğunluğun hak ettiğini talep ediyoruz diyorlar. Ayrıca Madımak'ın müze olmasını, Alevi, Sünni yurtseverlerin gelip burada nefreti kınamalarını istiyorlar. Cem Vakfı çevreleri ise otel yıkılsın istiyor. Bir taraf hatırlamak bir taraf unutmak istiyor."

Alevilerin dini terminolojiden uzaklaştığını öne süren Subaşı, sözlerini şöyle tamamladı: "Alevilerin Sünnileştirilmek istendiğini söyleyenler var. Oysa Sünnileşen değil ateistleşen Aleviler çoğalıyor. Aleviliği birinin yeniden inşa etmesi gerek. O kişinin yine Aleviler içinden çıkması lazım."

KAYNAK : Haberfx.net - 03 Kasım 2009

Kaynak:............
http://www.alevihaberajansi.com

Hiç yorum yok: