ITUC 2010 Yılı Sendikal Hak İhlalleri Raporu Yayınlandı 2008’de başlayan ve şu anda Avrupa’yı da etkisi altına alan küresel mali ve ekonomik krizin istihdam üzerindeki yıkıcı etkilerine değinilen Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) 2010 yılı Sendikal Hak İhlalleri Raporu'nda, 10 milyon iş kaybının ve milyonlarca işçinin daha işsizlik korkusuyla yaşadığı kaydedildi. Raporda, kamu otoritelerinin ve şirketlerin krizi sendikal hakları zayıflatmak ve yok etmek için bahane olarak öne sürdüğü bu ortamda, işçilerin haklarını korumak ve geliştirmek ve insanca çalışma ortamını tesis etmek konusunda sendikaların işlerinin giderek zorlaşmakta olduğunun altı çizildi. Bu yıl 140 ülkedeki sendikal hak ihlallerinin ele alındığı raporda, işlerini ve hatta yaşamlarını kaybetme korkusu nedeniyle seslerini duyuramayan emekçilerin raporda görünmeseler de, yok sayılamayacakları kaydedildi. Raporda sendikacılara yönelik taciz, yıldırma, zulüm ve en uç noktada sendikacıların öldürülmesine kadar giden ihlallerin ayrıntılı bir dökümü sunulmuştur. Verilere göre, geçen yıla göre, öldürülen sendikacıların oranı 30% artmıştır. 48’i Kolombiya, 16’sı Guatemala, 12’si Honduras, 6’sı Meksika, 6’sı Bangladeş, 4’ü Brezilya, 3’ü Dominik Cumhuriyeti, 3’ü Filipinler, 1’i Hindistan, 1’i Irak ve 1’i Nijerya olmak üzere toplam 101 hak mücadelesi veren sendikacı katledilmiştir. Guatemala ve Honduras’taki gelişmeleri endişe verici bulan ITUC, Kolombiya ve Guatemala’da 10 sendikacıyı öldürme girişiminin ve 35 sendikacının yaşamını riske sokacak derecede yaralandığının ekledi. Diğer taraftan, başta Türkiye’deki, Honduras’daki, Güney Kore’deki, İran’daki, Zimbavev’deki ve Pakistan’daki olmak üzere birçok sendikacının tutuklandığı ve özellikle Türkiye, Mısır, Rusya ve Güney Kore’deki sendikal haklara ilişkin gelişmelerin giderek kötüleştiği kaydedildi. Raporunda hükümetlerin sendikal haklara saygı duyulması ve hak savunucularını koruması yönündeki sorumluluklarını yerine getirmekten uzak olduğunu kaydeden ITUC, birçok ülkedeki hükümetin sendikaları baskı altında tutarak kontrol etme kaygısında olduğunu ifade etti. Demokrasinin önde gelen savunucuları olarak sendikalara yönelik anti-demokratik uygulamaların kınandığı raporda, Türkiye de dahil olmak üzere düşük ücretlere, insanlık dışı çalışma koşullarına ya da küresel krizin yıkıcı etkilerine karşı gösteriler düzenleyen ve greve giden emekçilere yönelik şiddet, tutuklama ve gözaltıların kabul edilemeyeceği kaydedildi. Sendikal faaliyetlerinden dolayı işten atılan emekçilerin, işverenler tarafından da tehdit edildiği eklendi. ILO verilerine göre, küresel işgücünün 50%’si güvencesiz istihdam biçimlerinde çalışmaktadır. Kadınların, göçmenlerin, tarım işçilerinin bu durumdan en fazla zarar gören toplumsal grupları oluşturduğunun ifade edildiği raporda, dayatılmaya çalışılan esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerinin sendikal örgütlenme zeminini giderek aşındırdığı bildirildi. Sendikal hakları korumaya yönelik yasal düzenlemelerin ise, çoğunlukla sınırlamalarla birlikte geldiğinin eklendiği raporda, grev hakkı da dahil olmak üzere temel sendikal hakların birçok ülkede başta kamu çalışanları olmak üzere birçok emekçi açısından engellendiğinin altı çizildi. Raporda, sendikal haklar önündeki engellerin kaldırılmasının demokratik bir toplumun özünü oluşturduğu tekrarlandı. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder