Hurşit Güneş
ABD’ye bir Derviş mi gerek?
Amerika’da mali piyasalar zangır zangır sallanıyor. Önce Bear Sterns battı. Sonra Fannie Mae ve Freddie Mac adlı mali kuruluşlar batmanın eşiğinden ABD’de devlet yardımıyla döndü. Meryll Lynch de batmak üzereydi ama Bank of America satın aldı.
Lehman Brothers ise satın alınmak istedi ama geç kaldı. Sonunda iflas etti. Şimdi sırada AIG var. Bu kuruluş ABD’nin en büyük sigorta şirketi. AIG’nin ardından ise daha kaç kuruluş gelecek belirsiz.
Sekiz yıl geriye gidersek (2000 Kasım’ında) Türkiye’de Demirbank likiditeye sıkışmış, çırpınıyordu. Demirbank’ın boyutu itibariyle sistemik bir rahatsızlık yaratabileceği ortadaydı.
Kaldı ki, Demirbank’tan önce el konulan başka bankalar da olmuştu. Ama o bankalar daha çok grup kredileriyle ya da diğer batık aktiflerle sarsılmıştı.
Yapılabilecekler belliydi. Birincisi, Demirbank’ın kendi kendisine batmasına göz yummaktı. Tabii bu yapılmadı. İkincisi, sınırlı ölçüde yardım etmek ve bu da çalışmazsa el koymaktı. Tabii tam destek de verilebilirdi. IMF o dönemde ikinci seçenek üzerinde durdu ve tabii Şubat Krizi de kaçınılmaz hale geldi. Yani iki arada bir derede kalmak son derece mahzurlu. ABD’deki durum da bugün böyle.
Güvenin sağlanması gerek
Açıklayalım. Mali krizlerin teknik temelleri olsa da gelişen süreçte “güven bunalımı” çok önemli rol oynar. Krizi aşmak için her türlü önlem alınsa da güven bunalımı aşılamazsa kriz kaçınılmaz hale gelir.
ABD’de yanlış zamanda enflasyon kaygısıyla faizleri yükselten bir kısa dönem yaşandı. Tekrar geriye dönülüp bu kez faizler indirilmeye başlandığında ise geç kalınmıştı. Çünkü para politikası gevşetilse bile bunun etkisi zamanla oluşur. Bu arada güvenin sağlanması gerekir.
Açıkçası, Merkez Bankası FED’in ise kafası karışık. 2004 yılında başladığı faiz artırım sürecini 2006 yılının ortasına kadar sürdürdü. Sonra yanlış yaptığını anlayıp düşürmeye başladı. Doğrusu ise daha yavaş artırmaktı. Düşürürken de panik havası verdi.
ABD Hazinesi de ne yaptığını bilmiyor. Bakınız tam atlatıldı sanılıyor. Yine bir batık mali kuruluş beliriyor. Tabii iş kolay değil. Çünkü bu mali kuruluşların aldıkları riskler sermayeleriyle çok orantısız. Kurtarmaya kalksanız risklerin ucu bucağı bilinmiyor. Buna rağmen radikal olmak şart. Sistemik her türlü riskin otoriteler tarafından üstlenileceğinin güvencesinin verilmesi gerekiyor.
Bu yapılmazsa riskler daha da büyüyecek, altından kalkılmaz hale gelecektir. Hazinenin bugün üsteleneceği yük kesinlikle yarından daha az olacaktır.
Sistemik risk yaratmayan ve batacak olanlara ise elbette bir şey yapılamaz. Bunların belirlenmesi ve ayıklanması da tartışma yaratabilir. Ama bu göğüslenmeden de kriz atlatılamaz.
Kelin merhemi olsa
Kısacası, ortada doğru dürüst hiçbir strateji gözükmüyor. Hele bir de AIG batarsa seyredin yüzyılın krizini! Acaba ABD’ye Derviş gibi biri mi gerek? Tabii bu bir ironi. Çünkü Derviş’in uyguladığı önlemler ABD Hazinesi’nin tasarladığı önlemlerdi. Kelin merhemi olsa başına sürer. ABD Hazinesi’nin ise ne yaptığı ortada.
Nihayet ABD ekonomisi bir daralma yaşayacaktır. Risklerin azalması sürecinde epeyce aşırı risk almış kuruluş da kabristana yatacaktır.
Bu arada dünyadaki birçok ülke bu küresel krizden nasibini alacaktır. Tabii riskli olup gelişmekte olan ülkeler başta!
Yarın, Türkiye’de neler olabileceğini ve yapılması gerekenleri yazacağım.
Milliyet-17.09.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder