‘NE DÜŞÜNECEĞİMİZİ BİZ DE ŞAŞIRDIK’

‘NE DÜŞÜNECEĞİMİZİ BİZ DE ŞAŞIRDIK’

12:23 15 Ocak 2009

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Dokümantasyon Merkezi son sekiz yıl içinde meydana gelen yaşam hakkı alanındaki ihlallere dikkat çekmek için bir rapor hazırladı. Raporda, “Bir yanda TRT Şeş’in yayına başlaması, diğer yanda ise Kürtçe konuştuğu için çeşitli düzeyde baskılara maruz bırakılması gibi ne düşüneceğimizi şaşırtan olaylar zincirine yeni yeni halkalar ekleniyor” denildi.

Söz konusu raporda yer alan, 2008 yılı içinde faili meçhul ölümler, gözaltında veya cezaevlerinde ölümler ile yargısız infaz/dur ihtarına uymama/rastgele ateş açma sonucunda meydan gelen ölümlere ilişkin veriler geçmiş yıllar ile karşılaştırıldığında, mevcut yasaların ve düzenlemelerin iddia edildiği gibi “güvenlik güçlerinin elini kolunu bağlamadığını” ortaya konuldu.

34 FAİLİ MEÇHUL CİNAYET

Yayımlanan raporda 2008 yılında 34 faili meçhul cinayet, 37 dur ihtarına uymama ve rastgele ateş, 45 cezaevinde ve gözaltında şüpheli ölüm vakası bulunduğu belirtildi. Raporda şu cümleler yer aldı: “Sadece 2008 yılında yargısız infaz, “dur” ihtarına uymama ve rastgele ateş açma sonucunda 37 kişi yaşamını yitirdi. Oysa bu sayı 2007’de 24 idi. Faili meçhul ölüm olaylarında ise geçmiş yıllara oranla belirgin bir artış olduğu görülmektedir. 2008 yılında tespit edilen 34 faili meçhul ölüm olayı son sekiz yılın en yüksek rakamıdır. 1990’larda yaşanan olağanüstü hal dönemlerinde görülen rakamları anımsatan bu gelişme adeta ‘Türkiye 90’lara geri mi dönüyor?’ sorusunu akıllara getirmektedir. Bilgi notumuzda yer alan bu iki yaşam hakkı parametresinin yanı sıra gözaltında ve cezaevlerinde gerçekleşen ölüm olaylarının sayısı ise 2008’de 45’e ulaşmıştır. Bu yaşam hakkı parametresine dair verilerde her ne kadar 2005-2007 yılları arasında bir düşüş eğilimi görülse de rakamın yine eski düzeylere doğru sıçraması kaygı verici ve düşündürücüdür. “

2009 DA KÖTÜ BAŞLADI

Raporda 2009 yılının da insan hakları açısından olumsuz bir tabloyla başladığı belirtildi: “2009 yılının ilk on beş günü dolmadan, güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanmasından dolayı meydana gelen burun ve kol kırılması gibi ciddi yaralanmalardan, dernek ve gazete bürolarına baskınlarına; yasal siyasal parti üyelerinin evlerine düzenlenen baskınlarda gözaltına alınmasından, helikopterden açılan ateş sonucu bir köylünün yaralanmasına; “Özür Diliyoruz” kampanyasına açılan soruşturmadan haklarını almak için mücadele eden Ünsa Çuval Fabrikası işçilerinden 150’sinin gözaltına alınmasına kadar birçok ciddi insan hakları ihlaliyle karşı karşıya kaldık.”

Birgün Gazetesi