'Bilmeyerek görev ihmalim olmuş olabilir'
Mehmet Ağar'ın 'cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturmak' suçundan yargılanmasına, terör ve organize suçlara ilişkin davalara bakmakla görevli Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün başlandı.
Ağar mahkeme heyetine verdiği ifadede, "Hakkımdaki iddialara gülüp geçiyorum. Ömrüm suçla mücadele ile geçti, suçlamaları reddediyorum diye konuştu. Örgüt kurmak gibi bir çılgınlık içinde olmadım" diye konuştu.
Danıştay 1. Dairesi, Ağar'ın, 'cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek' suçu yönünden lüzum-u muhakemesine, Ağar'ın eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (TCK) 'suç işlemek için örgüt kurmak' başlıklı 220. maddesi gereğince yargılanmasına karar vermişti.
Danıştay İdari İşler Kurulu da 1. Dairenin kararını onayarak, dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Mehmet Ağar 'vali' statüsünde olduğu gerekçesiyle dosyası Yargıtay 8. Ceza Dairesinde görüşülmüştü. Ağar'ın, suç tarihinde 'emniyet müdürü' statüsünde olduğuna işaret eden daire, 'görevsizlik' kararı vererek, dosyayı Ankara Ağır Ceza Mahkemesine iletilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti.
Dosyanın tevzi edildiği Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi ise 'görevsizlik' kararı vererek, dava dosyasını, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti. Ağar, sağlık sorunları gerekçesiyle Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya katılmamıştı.
AĞAR ADLİYE'YE GELDİ
Saat 14.00'teki duruşma için Mehmet Ağar saat 13.40 civarında Adliye'ye geldi.. Mehmet Ağar'ın yanında Susurluk davasında 6 yıl hapis cezası alan eski MİT'çi Korkut Eken'in de olması dikkat çekti... Ağar'ın gelişi öncesinde avukatları yazılı bir açıklamada bulundular.
Mehmet Ağar’ın avukatları Abdülkadir Toluç ve Abdullah Egeli, yaptıkları yazılı açıklamada, müvekkillerinin yargılama sürecinin başladığını belirtti. Türk kamuoyunun 12 yıldır meşgul eden süreçle ilgili Ağar hakkında birçok asılsız ve mesnetsiz iddianın ileri sürüldüğü ve haksız suçlamaların yapıldığı ifade edilen açıklamada şöyle denildi: "Sayın Ağar’ın kamuoyunda ileri sürülen asılsız iddia ve yapılan haksız suçlamalar karşısında bugüne kadar sergilediği sakin tavır, hukuka saygı, Türk adaletine inanç ve kendine güvenden kaynaklanmaktadır."
Ağar’ın aktif siyasette olduğu dönemlerde olayın kendisi açısından açıklığa kavuşturulmasını sağlamak üzere yargılama sürecini başlatacak girişimlerde bulunmaktan hiçbir zaman kaçınmadığını vurgulayan avukatlar, “Ayrıca bugünkü yargılama sürecinin bir an önce başlaması ve sonuçlandırılması için hukuki çerçevede itiraza ilişkin haklarımız Sayın Ağar’ın talebi ile kullanılmamıştır. Her zaman olduğu gibi bugün başlayan süreçte de Türk adaletine inancımız Türk yargısına güvenimiz tamdır. Aynı inanç ve güvenin tüm kamuoyu tarafından da duyulması samimi temennimizdir" açıklamasını yaptı.
Ağar’ın avukatları Abdülkadir Toluç ve Abdullah Egeli, Doğru Yol Partisi ve Demokrat Parti’nin eski Başkanı’nın dokunulmazlığının 1997 yılında kaldırıldığını; milletvekili olduğu dönemde TBMM Soruşturma Komisyonu'nun 15.06.2000 tarihli kararıyla Yüce Divan’a sevkine ve yargılanmasına gerek olmadığına karar verildiğini hatırlattı. Avukatlar, ayrıca, DYP Genel Başkanı olduğu dönemde Ağar’ın TBMM Başkanlığı’na dokunulmazlığının kaldırılması için 3 kez başvuruda bulunduğuna dikkat çekti.
AĞAR: ÖRGÜT KURMAK GİBİ BİR ÇILGINLIK YAPMADIM
Ağar mahkeme heyetine verdiği ifadede, "Hakkımdaki iddialara gülüp geçiyorum. Ömrüm suçla mücadele ile geçti, suçlamaları reddediyorum diye konuştu. Örgüt kurmak gibi bir çılgınlık içinde olmadım. Topal cinayetiyle ilgili yasaya aykırı eylemim olmadı. Bilmeyerek görev ihmalim olmuş olabilir." diye konuştu.
İşte Ağar'ın ifadesinden satır başları:
* Susurluk kazasında bulunan silahtan haberim yok.
* Abdullah Çatlı'yı yalnızca basından tanıyorum.
* Hayatım boyunca hukuka bağlı kaldım.
* Tarık Ümit ve Yaşar Öz’ü muhbir olarak kullandık
* (Kayıp silahlarla ilgili olarak…) Emniyet genel müdürü olarak depoları kontrol edemem
* Suçsuzum, suçlamaları kabul etmem mümkün değil!
Mahkeme Ağar'ın ifadesinin dinledikten sonra kendisinin davanın sonraki sürecinde vareste tutulmasına karar verdi. Dava 13 Mayıs 2009'a ertelendi.
Ağar mahkeme heyetine verdiği ifadede, "Hakkımdaki iddialara gülüp geçiyorum. Ömrüm suçla mücadele ile geçti, suçlamaları reddediyorum diye konuştu. Örgüt kurmak gibi bir çılgınlık içinde olmadım" diye konuştu.
Danıştay 1. Dairesi, Ağar'ın, 'cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek' suçu yönünden lüzum-u muhakemesine, Ağar'ın eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (TCK) 'suç işlemek için örgüt kurmak' başlıklı 220. maddesi gereğince yargılanmasına karar vermişti.
Danıştay İdari İşler Kurulu da 1. Dairenin kararını onayarak, dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Mehmet Ağar 'vali' statüsünde olduğu gerekçesiyle dosyası Yargıtay 8. Ceza Dairesinde görüşülmüştü. Ağar'ın, suç tarihinde 'emniyet müdürü' statüsünde olduğuna işaret eden daire, 'görevsizlik' kararı vererek, dosyayı Ankara Ağır Ceza Mahkemesine iletilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti.
Dosyanın tevzi edildiği Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi ise 'görevsizlik' kararı vererek, dava dosyasını, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti. Ağar, sağlık sorunları gerekçesiyle Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya katılmamıştı.
AĞAR ADLİYE'YE GELDİ
Saat 14.00'teki duruşma için Mehmet Ağar saat 13.40 civarında Adliye'ye geldi.. Mehmet Ağar'ın yanında Susurluk davasında 6 yıl hapis cezası alan eski MİT'çi Korkut Eken'in de olması dikkat çekti... Ağar'ın gelişi öncesinde avukatları yazılı bir açıklamada bulundular.
Mehmet Ağar’ın avukatları Abdülkadir Toluç ve Abdullah Egeli, yaptıkları yazılı açıklamada, müvekkillerinin yargılama sürecinin başladığını belirtti. Türk kamuoyunun 12 yıldır meşgul eden süreçle ilgili Ağar hakkında birçok asılsız ve mesnetsiz iddianın ileri sürüldüğü ve haksız suçlamaların yapıldığı ifade edilen açıklamada şöyle denildi: "Sayın Ağar’ın kamuoyunda ileri sürülen asılsız iddia ve yapılan haksız suçlamalar karşısında bugüne kadar sergilediği sakin tavır, hukuka saygı, Türk adaletine inanç ve kendine güvenden kaynaklanmaktadır."
Ağar’ın aktif siyasette olduğu dönemlerde olayın kendisi açısından açıklığa kavuşturulmasını sağlamak üzere yargılama sürecini başlatacak girişimlerde bulunmaktan hiçbir zaman kaçınmadığını vurgulayan avukatlar, “Ayrıca bugünkü yargılama sürecinin bir an önce başlaması ve sonuçlandırılması için hukuki çerçevede itiraza ilişkin haklarımız Sayın Ağar’ın talebi ile kullanılmamıştır. Her zaman olduğu gibi bugün başlayan süreçte de Türk adaletine inancımız Türk yargısına güvenimiz tamdır. Aynı inanç ve güvenin tüm kamuoyu tarafından da duyulması samimi temennimizdir" açıklamasını yaptı.
Ağar’ın avukatları Abdülkadir Toluç ve Abdullah Egeli, Doğru Yol Partisi ve Demokrat Parti’nin eski Başkanı’nın dokunulmazlığının 1997 yılında kaldırıldığını; milletvekili olduğu dönemde TBMM Soruşturma Komisyonu'nun 15.06.2000 tarihli kararıyla Yüce Divan’a sevkine ve yargılanmasına gerek olmadığına karar verildiğini hatırlattı. Avukatlar, ayrıca, DYP Genel Başkanı olduğu dönemde Ağar’ın TBMM Başkanlığı’na dokunulmazlığının kaldırılması için 3 kez başvuruda bulunduğuna dikkat çekti.
AĞAR: ÖRGÜT KURMAK GİBİ BİR ÇILGINLIK YAPMADIM
Ağar mahkeme heyetine verdiği ifadede, "Hakkımdaki iddialara gülüp geçiyorum. Ömrüm suçla mücadele ile geçti, suçlamaları reddediyorum diye konuştu. Örgüt kurmak gibi bir çılgınlık içinde olmadım. Topal cinayetiyle ilgili yasaya aykırı eylemim olmadı. Bilmeyerek görev ihmalim olmuş olabilir." diye konuştu.
İşte Ağar'ın ifadesinden satır başları:
* Susurluk kazasında bulunan silahtan haberim yok.
* Abdullah Çatlı'yı yalnızca basından tanıyorum.
* Hayatım boyunca hukuka bağlı kaldım.
* Tarık Ümit ve Yaşar Öz’ü muhbir olarak kullandık
* (Kayıp silahlarla ilgili olarak…) Emniyet genel müdürü olarak depoları kontrol edemem
* Suçsuzum, suçlamaları kabul etmem mümkün değil!
Mahkeme Ağar'ın ifadesinin dinledikten sonra kendisinin davanın sonraki sürecinde vareste tutulmasına karar verdi. Dava 13 Mayıs 2009'a ertelendi.
Gazetevatanım.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder