14 Kasım 2014

ŞİİR: BİR IŞIK HÜZMESİ

BİR IŞIK HÜZMESİ

Bir ışık süzülür, karanlık gecenin sabahı.
Tan yeri ağarırken, Ankara'da.
Kıp kızıl ve keskin,
Keskin kılıç misali;
Ayırır geceyi, gündüzden.
Kapanır bir kör kuyu daha.
Kötü ve iyiyi koparır bibirinden..
Nazım usta belirir;
Dünyayı aşk kutaracak.!
Boyayarak maviye gökyüzünü..
Sonra,
İnsan sevginin ürünüdür;
Nefretin değil kızım,
Sevinin önünde eğilen kızıyla,
Ataol Bahremoğlu, gelir.
Gelir; Dağlarımız yeşerecek;
Ağladıkça, görecek göreceksinle,
Ahmet Kaya; kara ve yiğit.
Ve sonra;
Ah ulan Rıza; Tek başına,
On tane adam ederdin,
Nesini beğenmedin de buranın,
Öte yere gittin..
Güzel insan Yusuf Hayaloğlu,
Kayıtlarda kalan boğuk sesiyle.
Bir bir sönen, ışık hüzmesiydiler,
Kör karanlığın içinde.
Kıskıs sevinir yarasalar.
Sırtlanlar, avcının avındadır gözü.
Çakal sürüleri ulur,
Bozar gecenin sessizliğini bir an.!
Kuşlar, yuvadan uçuşur..
Tedirgindir güvercin,
Ürkek bakışlarıyla ceylan;
Yeni doğurduğu yavrusunu yalar.
Yine sabah oluyor,
Karanlık bitecek birazdan.
Dün, daha hızlı koştuğu için kurtulduğu,
İt sürülerinden,
Daha hızlı koşmak için;
Ay ışığı, aldatır, gerçekle gölgeyi.
Işık açacak gözlerini
Ne çakala, ne sırtlana;
Ne de akbabaların elinde leş olmamak için.
Var olma mücadelesine katılacasın bala.
Seninle bir ışık daha doğacak;
Alaca karanlığında sabahın..

Haydar ATA
29.03.2009- (01:50)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

"Bir ışık süzülür, karanlık gecenin sabahı.
Tan yeri ağarırken, Ankara'da...."

Adsız dedi ki...

"...Seninle bir ışık daha doğacak;
Alaca karanlığında sabahın.."