20 Ekim 2009

Herkese ücretsiz sağlık hakkı için

Nasıl Bir Türkiye İstiyoruz? (Tartışma Taslağı)

Herkese ücretsiz sağlık hakkı için
ŞİMDİ DEĞİŞİM ZAMANIDIR!

SAĞLIK HİZMETLERİ TAMAMEN ÜCRETSİZ OLMALIDIR!

Laik ve demokratik bir Türkiye'de, herkes için eşit, ulaşılabilir, nitelikli, ücretsiz sağlık hizmeti temel ilke alınarak sağlıktaki eşitsizlikler kademeli olarak giderilmeli ve toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesi sağlanmalıdır.

Sağlıktaki eşitsizliklerin giderilmesi ve toplumun sağlık düzeyinin düzeltilmesi sadece sağlık hizmetleri alanında yapılacak düzenlemelerle gerçekleştirilemeyeceği için, sağlığı doğrudan ve dolaylı etkileyen ekonomik, sosyal ve siyasal ilişkilerde dezavantajlı toplumsal sınıflar lehine köklü değişiklikler yapılmalı ve böylece sağlıkta eşitlik ve toplumsal gelişme mümkün hale getirilmelidir.

Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'na (Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği) en az yüzde 10'luk bütçe payı ayrılmalı, hizmet sunumu ile finansman tek elde toplanmalıdır.

Birinci basamak sağlık hizmetleri özendirilmeli, bölgesel dağılım ve ihtiyaçlar göz önüne alınmalı, sağlık ocağı sayısı ve sağlık evi sayısı arttırılmalıdır.
Kamu hastanelerinin yapımı ve donanımı (sayı ve bölgesel eşitsizlikleri azaltacak, ihtiyacı karşılayacak ve sevk zinciri içerisinde çalışacak) bir düzenleme ile artırılmalıdır.

Hekimlere tam süre çalışma getirilmeli, çalışma koşullarının düzeltildiği, emeğin ücret olarak karşılığının alındığı, grevli toplu sözleşmeli koşullarda, gerek halka sunulan hizmetin niteliğinin yükseltilmesinde, gerekse de hekimlik pratiğindeki etik kirlenmenin önlenmesinde önemli bir çözüm olarak görüldüğü için tam süre uygulamasına geçilmelidir.

Hekimlerin ülke düzeyinde dağılımındaki dengesizlikler azaltılmalı, bölgesel farklılıklar gözetilmeli, hekimlere sağlıklı çalışma ortamları hazırlanmalı, özendirici teşvik edici bir istihdam politikası izlenmelidir.

Ülke ihtiyacına uygun bir eğitimle hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının sayısı ve nitelikleri artırılmalı, dağılımdaki eşitsizlik düzeltilmelidir.

Tedavi edici değil, koruyucu sağlık sistemi esas alınmalıdır.

Cinsiyete dayalı ayrımcılığı kaldırmak için
ŞİMDİ DEĞİŞİM ZAMANIDIR!

KADINA EŞİT HAK VE FIRSAT SAĞLANMALIDIR!

Laik, demokratik bir Türkiye, kadınların her alanda eşit haklara ulaşmasını sağlanmalıdır. Bunun öncelikli yolu, demokratikleştirilecek anayasa ve yasalarda kadınlara karşı cinsiyetçi ve ayrımcı, yer yer aşağılayıcı ifadelerin çıkartılmasıyla başlanmalıdır.

Hukukta ‘kadınlara karşı suç' kavramı oluşturulmalı, cinsiyetçi ayrımlar, bekâret kontrolü, taciz gibi uygulamalar cinsel şiddet kapsamında görülmelidir.

Kadınların eşit haklara kavuşması ve kâğıt üzerindeki haklarını kullanması ancak, her alanda kadına eşit hak tanınması ile mümkündür. Kadınların eşit hak ekseninde konumunun güçlendirilmesi, kota uygulaması başta olmak üzere, pozitif ayrımcılıkla sağlanmalıdır.

Belediyeler, kadınların yönetiminde, kadınlara yardım sağlayan danışma merkezleri ve sığınma evleri kurulmalı, kreşler ve çamaşırhaneler çoğaltılmalıdır.

Gençleri geleceğe taşımak için
ŞİMDİ DEĞİŞİM ZAMANIDIR!


GENÇLERE FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLANMALIDIR!

Geleceğimizi emanet ettiğimiz gençliğimizin;

Eğitim, bilgiye erişim, kültürel, sportif gelişime ulaşmaları önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Eğimde fırsat eşitliği sağlanmalıdır.

Örgün ve yaygın eğitim ile bilgi çağına uygun gelişimleri sağlanmalıdır.

İlköğretimden başlayarak yabancı dil öğrenmeleri teşvik edilmeli, bunun için uygun koşullar sağlanmalıdır.

Her alanda pozitif ayrımcılık yapılmalıdır.

GENÇLER AKTİF SİYASAL YAŞAMDA YERLERİNİ ALMALIDIR!

Laik ve demokratik bir Türkiye, gençlerin, siyasal, toplumsal ve ekonomik yaşama aktif katılımlarını engelleyen anayasal ve yasal bütün engeller ortadan kaldırılmalıdır. Onların siyasetle ilgilenmelerini engelleyen bütün yasaklar da kaldırılmalı, gençlerin lisede ve üniversite öğrenci örgütlerine, siyasal partilere rahatça üye olmaları sağlanmalıdır.

Gençlere siyasetin yolu açılmayıdır.

Meslek eğitimine özel önem verilmeli, mesleksiz genç kalmamalıdır.

Gençlerin boş zamanlarını değerlendirebilmeleri için merkezi ve yerel düzeyde her türlü eğitsel, sportif ve kültürel yatırım yapılmalıdır.

Barışı yaşamak için
ŞİMDİ DEĞİŞİM ZAMANIDIR!

ANADOLU YENİDEN BARIŞIN RENGİ OLMALIDIR!

Birçok uygarlık göç yollarında Anadolu’yu keşfetti. Evvel ahırda yükselen uygarlıkları sahiplendiler.

Hitit Güneşi Anadolu’dan yükseldi. Batı ucunda Troya’ya el uzattılar, doğu ucunda Zagros’a sırtlarını dayadılar. Güneyde Kenan Ülkesine kucak açtılar.

Anadolu’yu yurt edinenler, Anadolu’nun halklarına karıştılar; kültürlerini, dinlerini, dillerini, kendi kültürleri, kendi dinleri ve kendi dilleri kabul ettiler.

İlk yazılı antlaşmayı Kadeş’te Anadolu halkları imzaladılar. İnsanoğluna barışı armağan ettiler. Topraklarında tanrılarını dinlediler, hakkı büyütüp, hukuka göre yönettiler.

Binlerce yıl bu toprakları, aydınlatılır, yeryüzünü, gökyüzünü… Ülkelerini barış içinde yönettiler. Yurttaşlarının refahını üstün tuttular.

Hoşgörüyü her yerde egemen kıldılar. Yüz yıllar süren iktidarlarını bu felsefeye borçluydular.

Anadolu’yu geçmişi ile buluşturmak bizim ellerimizdedir. Yeter ki Anadolu’ya ait bir irade ve Anadolu’ya ait maya yeşertilebilsin. Bunu HEP BİRLİKTE YEŞERTEBİLİRİZ! Geçmişimiz, tarihimiz, bilincimiz buna yetecek derslerle doludur.

DIŞ İLİŞKİLERDE TEMEL KRİTER BARIŞ OLMALIDIR!

Demokratik bir Türkiye'de dış ilişkiler yeniden düzenlenmeli, barışçıl yaklaşımlar temel kriter olmalıdır.

Kıbrıs sorunu başta olmak üzere, bütün dış sorunlarımız barışçıl ve gönüllülük temelinde çözülmelidir.

Yunanistan, Ermenistan, İran, Irak, Suriye ve Rusya başta olmak üzere, bütün komşu ülkelerle eşit ve bağımsız ilişkiler kurulmalı, düşmanlık ve savaş kışkırtıcılığına hiç bir düzeyde izin verilmemeli, Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayan Türkiye’nin, zengin kültürel deneyimi bütün dünya ile paylaşılmalı.

Türkiye'nin, daha sosyal ve daha demokratik bir Avrupa talebi çerçevesinde Avrupa Birliği'ne girmesi sağlanmalı, daha sosyal, daha demokratik bir Avrupa ve Türkiye hedefi için, ulusal ve uluslar arası düzeyde dayanışmalar gösterilmeli, Birleşmiş Milletler örgütünün yeniden yapılanması için yeni projeler geliştirilmelidir.

ÇOKLUKTA BİRLİK OLMAK İÇİN katkılarınızı bekliyoruz!

Sonuç yerine: ‘NASIL BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ’ taslağının her bir başlığı, açılımı tartışılabilir, değiştirilebilir. Burada ifade edilen hiçbir yaklaşım tartışma dışı değildir. Çünkü bizim için aslolan Türkiye’nin demokratikleşmesidir. Türkiye’nin demokratikleşmesinin, dönüşmesinin yolu da Türkiye’nin bütün renklerini kucaklayan güçlü bir iktidar alternatifinin yaratılmasından geçmektedir. Biz bu alternatifi birlikte yaratabileceğimize inanıyoruz!
Bu alternatifi birlikte yaratabiliriz, ‘çoklukta birlik olabiliriz’ diyenlerin şimdi bir adım öne çıkma zamanıdır!


Ankara, Temmuz 2009

NASIL BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ?

BÖLGE TOPLANTILARI’NIN TARİHLERİ VE ŞEHİRLERİ ŞÖYLEDİR:

Tarih Gün Saat Şehir

15 Ağustos Cumartesi 18:00 Hacıbektaş
22 Ağustos Cumartesi 18:00 Marmaris/Muğla
23 Ağustos Pazar 16:00 Ören /Balıkesir
12 Eylül Cumartesi 18:00 Tokat
12 Eylül Cumartesi 18:00 Diyarbakır
12 Eylül Cumartesi 18:00 Eskişehir
12 Eylül Cumartesi 18:00 Erzincan
13 Eylül Pazar 16:00 Çorum
13 Eylül Pazar 16:00 Gaziantep
13 Eylül Pazar 16:00 Zonguldak
13 Eylül Pazar 16:00 Malatya
26 Eylül Cumartesi 18:00 Mersin
26 Eylül Cumartesi 18:00 Kayseri
26 Eylül Cumartesi 18:00 Ordu
26 Eylül Cumartesi 18:00 Tekirdağ
27 Eylül Pazar 16:00 Adana
27 Eylül Pazar 16:00 Amasya
27 Eylül Pazar 16:00 Samsun
27 Eylül Pazar 16:00 Bursa
3 Ekim Cumartesi 18:00 Antalya
3 Ekim Cumartesi 18:00 Kars
3 Ekim Cumartesi 18:00 Hatay
4 Ekim Pazar 16:00 İzmir
10 Ekim Cumartesi 18:00 İstanbul
11 Ekim Pazar 16:00 Ankara

DEVAMI: 1-2-3-4-(5)

KAYNAK : Alevihaberajansi.com - 1 Eylül 2009

Hiç yorum yok: