26 Kasım 2009

KESK BAŞKANI EVREN:"25 KASIM YANLIŞLIĞI FARK EDİLMİŞ POLİTİKALARIN TERK EDİLMESİ İÇİN BİR UYARI"


KESK BAŞKANI EVREN:"25 KASIM YANLIŞLIĞI FARK EDİLMİŞ POLİTİKALARIN TERK EDİLMESİ İÇİN BİR UYARI"

26 Kasım 2009 Perşembe


- Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Sami Evren, emekçinin talepleri karşısında "duyarsızlık abidesi" olmakla suçladığı siyasi iktidara seslenerek, Türkiye’yi 25 Kasım Grevi’ne getirenin siyasi irade olduğunu söyledi. Evren, 25 Kasım’ın yanlışlığı defalarca kanıtlanmış politikaların terk edilmesi için hükümete yapılan bir uyarı olduğunu belirtti.
KESK Genel Başkanı Sami Evren, İstanbul Beyazıt Meydanı’nda yaptığı konuşmada talepleri karşısında duyarsızlık abidesi olmakla suçladığı siyasi iktidara seslenerek, Türkiye’yi 25 Kasım Grevi’ne getirenin siyasi irade olduğunu söyledi. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere temel kamusal hizmetlerin piyasalaştırılarak, karlı bir pazar haline getirildiğini belirten
Evren, hükümetin kamusal alanı sermayenin talanına açmak için canla başla çalıştığını kaydetti. Evren, mezarda emeklilik yasalarıyla, Sosyal Sigortalar Genel Sağlık Sigortası Yasası’yla, katkı payı uygulamalarıyla emekçilere saldırıldığını bildirerek, emekçilerin açlık ve yoksulluk sınırının altında ücretlere mahkum edildiğini ifade etti. Hükümeti sağlık alanında her gün bir skandala imza attığını söyleyen Evren, domuz gribi skandalında halkı ne yapacağını bilemez duruma düşürüldüğünü vurguladı.
Evren, sözlerine şöyle devam etti:
"Hakkını arayanları sokaklarda coptan geçirdiniz, gaza boğdunuz. Sendika kadrolarımızı soruşturdunuz, sürdünüz, işten çıkardınız. Bu da yetmedi konfederasyon binalarımıza baskın düzenleyip yöneticilerimizi tutukladınız. 22 arkadaşımız ancak KESK’in verdiği mücadele sonucu yerel ve uluslararası dayanışmanın baskısıyla özgürlüklerine kavuşabildi."
Evren, Başbakan Erdoğan’ın iki gün önce 25 Kasım grevini kanunsuz ilan ettiğini anımsatarak, grev hakkının yerel ve uluslararası hukukta defalarca tescil ettirdiklerini belirtti. Yükselen demokrasi talepleri karşısında, kitle gösterilerinde polis gücünün acımasızca kullandığını söyleyen Evren, 1 Mayıs’ta, IMF gösterilerinde İstanbul’u savaş alanına çevrildiğine dikkat çekti. Gösterilere katıldıkları için yaşlarından fazla ceza istemiyle yargılanan çocukları cezaevlerine doldurulduğuna vurgulayan Evren, cezaevi koşullarında ölümcül hastalıkların pençesinde kıvranan insanlara duyarsız kalındığını kaydetti.

-KESK HEM İKTİDARI HEM MUHALEFETİ ELEŞTİRDİ-

Hükümetin demokratik açılım projesini de eleştiren Evren, ancak bunun gereği olarak somut bir adımın atılmadığını dile getirdi. Evren, Kürt sorunu, Aleviler, azınlıklar ve ayrımcılığa uğrayan toplumsal kesimlerin sorunlarının çözümü konusunda hükümetin net bir tutum almadığını ifade etti.
Muhalefetin halkları birbirine düşürücü, kışkırtıcı, şoven yaklaşımlarının ülkeyi kardeş kavgasına sürüklediğini ileri süren Evren, provakatif politikalarının yanı sıra ülkeyi geren söylemlerden geri durmadığını iddia etti.
Ülkenin sorunlarının çözümünde bir insanlık suçu olan Dersim katliamını yöntem olarak öneren bir dile daha fazla tahammülleri olmadığını kaydeden Evren Türkiye’nin barış diline ihtiyacı olduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan’ı sermaye yanlısı politikalar izleyerek Türkiye’yi krize sokmakla suçlayan Evren, işsizliğin şaibeli rakamlarla açıklandığı gibi yüzde 15 değil, yüzde 25 olduğunu kaydetti. Krizin etkisiyle 1 milyon 300 bin emekçinin işini kaybettiğini ifade eden Evren, her ay 150 bin emekçinin işsiz kaldığını vurguladı. Krizde hazırlanan önlem paketlerinin bir tanesinde bile emekçileri koruyan, işsizleri koruyan, yoksulları koruyan bir tedbir olmadığını dile getiren Evren, bu paketlerle krize yol açan teşviklerin artırıldığını savundu. Dolaylı vergilerin arttırıldığını belirten Evren, "Maaşlardan keserek sanki almıyormuş gibi yaptığınız katkı paylarıyla, enerji ve ulaşım zamlarıyla krizin bedelini emekçilere ödettirmeye kalkıştınız" şeklinde konuştu.

-2010 BÜTÇESİNDE İŞSİZLİKLE NASIL MÜCADELE EDİLECEĞİNE İLİŞKİN TEK BİR CÜMLE YOK-

2010 bütçesine işsizlikle nasıl mücadele edileceğine ilişkin tek bir cümlenin bile konulmadığını belirten Evren, istihdamsız büyümenin hedeflendiğinin altını çizdi.
Evren, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’e şöyle seslendi:
"Çalışma Bakanı’na sesleniyoruz sendikalarımızın önce işsizleri düşünmesini istemişsiniz. Sayın Bakan, keşke bunu krizin başından bu yana işsizliğe karşı alanları dolduran, işsizlerin elektrik, su ve ulaşım giderlerinin devlet tarafından ödenmesini, açlık sınırı altında kazancı olanlara yurttaşlık ücreti ödenmesini, işsizlik sigortasının süresi ve kapsamının genişletilmesini talep eden emek örgütleri yerine, önce kendi hükümetinizden isteseydiniz. İşsizlik fonunu sermayenin emrine veren Başbakanınızdan isteseydiniz. İşsizlikle mücadele için bütçede kaynak ayırmayan Maliye Bakanı’ndan isteseydiniz."

-25 KASIM GREVİ, YANLIŞLIĞI DEFALARCA KANITLANMIŞ POLİTİKALARIN TERK EDİLMESİ İÇİN BİR UYARI-

25 Kasım Grevi’nin siyasi iktidara bir uyarı olduğunu kaydeden Evren, "Yanlışlığı defalarca kanıtlanmış politikalarınızı terk etmeniz için yapılan bir uyarıdır" dedi.
Evren, 25 Kasım greviyle Türkiye’de demokrasi ve barışın sağlanması için ürkek, arkası boş açılımlar yerine cesur ve bütün toplumsal kesimlerin katıldığı somut adımlara ihtiyacı hatırlatmak için yapılan bir uyarı olduğunu belirtti. 25 Kasım Grevi’nin çağdışı sendika yasalarıyla çalışma hayatını düzenlemesi yerine emekçilerin haklarını genişleten somut adımlarla atılması için bir uyarı olduğunu açıkladı. Evren, "Sermaye yanlısı politikalarınızı bırakıp, işsizlikle mücadele etmeniz gerektiğini size hatırlatmak için bir uyarıdır 25 Kasım Grevi. Bu grev herkese güvenceli bir iş ve insanca yaşanacak bir ücret talebini duyurmak için bir uyarıdır" şeklinde konuştu.
AKP iktidarının 25 Kasım grevini iyi değerlendirmesini isteyen Evren, iktidar kamu emekçilerinin bu uyarısını da dikkate almaz ve hak gasplarına devam edip, sermaye yanlısı politikalarında inat edecek olursa, emekçilerin daha geniş ve kapsamlı bir mücadele dönemini başlatacağını duyurdu.(ANKA) (ME/BÜN)

Hiç yorum yok: