5 Aralık 2009

TÜRKİYE O GÜN BİR KAFESE KONULDU

Tan Gazetesi yağmalandı "1945" TÜRKİYE O GÜN BİR KAFESE KONULDU

04 Aralık 2009






Tan Matbaası’nın binlerce kişi tarafından yağmalanmasının üzerinden 64 yıl geçti. Yayıncı Ragıp Zarakolu’ya göre, Türkiye o baskınla kafese kondu ve o kafesten bir daha da çıkamadı.
Bugün 1945’te gerçekleşen Tan Matbaası Baskını’nın yıldönümü. Tan Gazetesi’nin ve matbaanın sahipleri TKP’li Sabiha Sertel ve eşi Zekeriye Sertel 1 Aralık 1945’te haftalık düşünce dergisi Görüşler’i çıkartmaya başladı. Dergi çıktığı gün tükenerek ikinci baskısını yaptı. Görüşler’i “kızıl propaganda organı” olarak lanse eden Cumhuriyet ve Tanin gibi gazetelerde Sertelleri ve komünistleri hedef gösteren çok sayıda yazı yayınlandı. Ama baskının örgütlenmesinde milat Hüseyin Cahit Yalçın’ın yazısı oldu. Tek parti iktidarı döneminde CHP’nin sözcülüğünü yapan Vatan Gazetesi’nde 3 Aralık 1945’te Hüseyin Cahit Yalçın imzasıyla “Kalkın ey ehl-i vatan” başlıklı bir yazı yayınlandı. Namık Kemal’e göndermede bulunan Yalçın, bu yazıda vatanseverleri komünistlere karşı tavır almaya, memlekete sahip çıkmaya davet ediyordu. Davet faşist üniversite gençliği nezdinde daha o gece yanıt buldu. Yazı öğrenciler arasında elden ele dolaştı. CHP’li görevliler de İstanbul’daki bütün öğrenci yurtlarını tek tek dolaşarak 4 Aralık’ta Beyazıt Meydanı’nda yapılacak mitinge çağrıda bulundu.
DEMİREL, SELÇUK, BİRGİT, GÖĞÜŞ…
Ertesi gün aralarında eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski bakan ve Cumhuriyet gazetesi yazarı CHP’li Orhan Birgit, eski bakan CHP’li Ali İhsan Göğüş, Cumhuriyet Gazetesi başyazarı İlhan Selçuk gibi pek çok ismin de bulunduğu on onbeş bin kişi meydanda buluştu.
Hedef belliydi. Gençler, ellerinde Atatürk ve İnönü posterleri, “Kahrolsun Komünistler”, “Kahrolsun Serteller” pankartlarıyla Cağaloğlu’na doğru yürüyüşe geçti.
Tan Matbaası önce taşlandı. Cam çerçeve indirildikten sonra içeri girildi. Tüm katlar yağmalandı, baskı makineleri parçalandı; telefonlar, daktilolar pencerelerden aşağı atıldı. Son olarak da binanın tepesine Türk bayrağı dikildi. Matbaayı tamamen yıkan galeyana gelmiş topluluk bununla da yetinmedi. Yürüyüş Taksim’e doğru devam etti.
Tünel’de Yeni Dünya ve La Turquie gazeteleri, sol kitaplar satan Berrak Kitabevi de bu yağmalamadan payını aldı. Polis saatlerce süren olayları izlemekle yetindi.

TEK TUTUKLANAN SERTELLER
Olayın ardından Sıkıyönetim Komutanlığı bir bildiri yayınlayarak olayların failleri hakkında derhal gereğinin yapılacağını açıkladı. Ama,faillerden hiçbiri yargılanmadı. Olaydan bir hafta sonra Serteller “halkı tahrik etmek”, “Meclis’in ve hükümetin manevi şahsiyetlerine hakaret etmek” suçlarından tutuklandı. Dört ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan Serteller polis tarafından takibe alınarak yazı yazamaz duruma getirildi. Sertel çifti, 1950’de de ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.

MANTALİTE DEĞİŞMEDİ

Belge Yayınları sahibi Ragıp Zarakolu, Tan baskınının Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde bir milat olduğunu, Türkiye’nin yarım demokrasisinin temellerinin bu baskınla atıldığını söyledi. Bu baskının ardındaki zihniyetin askeri darbelerin de önünü açtığını vurgulayan Zarakolu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye o baskınla kafese kondu. O kafesten bir daha da çıkamadı. Bu zihniyet askeri darbelerin de önünü açtı. Tan Gazetesi’ni basan kadrolar 55’te de 6-7 Eylül olaylarında karşımıza çıkmış, İstanbul’u yangın yerine çevirmişlerdi. AKP’nin de bundan ders çıkarması gerekir. Ben çoğunluğum, her şeyi yaparım mantığından çıkılmazsa herkesin sırası gelir.”
SEVGİM DENİZALTI

http://www.birgun.net

Hiç yorum yok: