26 Mart 2010

HERKES İÇİN FELSEFE

HERKES İÇİN FELSEFE

http://ferdidemircan.files.wordpress.com/2009/12/dusunen_insan.jpg

Herhangi bir küçük başarısızlık, her şeyin bitmesidir.

Bir hata yaptığında, kendine; "Neyi öğrenmem gerekir" diye sormaz. "Problemim ne?" diye sorar. Asla gelmeyecek olan otomatik ve her şeye kadir bir ilham bekler.!

-Mücadele etmek yerine pes eder...

Bazıları mutlak ölüm düşüncesinden korkar ve yaşama işinin sorumluluğunu asla üstlerine alamaz. Bazıları zamanın akışına bir keramet yükler ve geleceği tabiatın eşdeğeri olarak görür.

Eğer insanlar, bir fikre yüzlerce yıldır inanıyorsa? Onun; kesin doğru olduğuna inanmaktadırlar. İnsanların fikirlerine değil duygularınadır. "....,Şeyin doğruluğuna veya yanlışlığına bakmaksızın", "İnsanlar onun olduğunu hissediyorsa, onun doğru olup, olmaması fark etmez" düşüncesine dayanarak, başkalarının irrasyonelliğine, kör duygularına (ön yargı, batıl inanç ve kıskançlık gibi) yaltaklanır.
-Tabiatla nasıl başa çıkılacağı fikri, en azından bazı insanlar tarafından kısmen anlaşılmıştır. Fakat; insanlarla nasıl başa çıkılacağı ve onlar hakkında nasıl hüküm verileceği sorusu hala keşfedilmemiş bir alan durumundadır.


-Aynı prensip, insanların hareketleri ve karakterleri içinde geçerlidir..

Bir insan değersiz bir alçak olmak zorunda değildir, fakat; böyle olmayı tercih ettiği müddetçe o değersiz bir alçaktır ve buna uygun olarak muamale görmelidir.. Ona, başka türlü muamele göstermek bir gerçekle çelişmektir..


İnsanlar bir gökdelen inşa etmek zorunda değillerdi, fakat bir kez inşa ettiklerinde gökdeleni bir dağ olarak kabul etme bir çelişkiden daha kötüdür..

İnsan söz konusu olduğunda; kişinin kabul etmesi gereken, tıpkı kendi aklının başkasının elinde olmadığı gibi, diğer insanların aklının da kişinin kendi elinde olmadığı gerçeğidir. Kişi, diğer insanların kendi tercihlerini kendilerinin yapmaya hakları olduğunu kabul etmeli ve kendi aklının söylediğine göre diğer insanlarla aynı fikirde olmalı, kabul etmeli veya reddetmeli, katılmalı veya karşı çıkmalıdır.


İnsanları " değiştirmenin" yolu, tabiatı "değiştirmenin" yoluyla aynıdır.

Bilgi..

Bilgi; insan söz konusu olduğunda, akılları aktifse ve aktif olduğunda "ikna" işlemi ile kullanılmalıdır. Akılları aktif olmadığında ise, insanlar kendi hatalarının sonuçlarına terk edilmelidir...

"Farkı bilmek" İnsan eseri kötülüklerin (zaten başka türlüsü de yoktur) sessiz bir teslimiyet ile asla kabul edilmemesi gerektiği, kişinin bunlara isteyerek, asla teslim olmaması gerektiği anlamına gelir, ve eğer; kişi korkunç bir diktatörün, içinde hiçbir davranışta bulunmanın söz konusu olmadığı hapishanesine atılırsa; kişinin onu kabul etmediği bilgisinden iç huzuru doğar.


-Zeka, realitenin gerçeklerini kavrama ve onlarla uzun vadeli (kavramsal olarak) başa çıkma yeteneğidir.

Bu günün kültüründe, bilinç üstünlüğünün ne kadar egemen olduğunun bir örneği; politikada insanlar, seçimlerde acımasız, mutlakçı ya o, yada bu tarzına sahiptir, ve insanlar (bazen kaybeden haklıda olsa) kaybedeni tamamen göz ardı ederek, sadece kazananla ilgilenir......! Bu durum objektif düşünceye aykırı bir davranış biçimidir....!


“Herkes İçin Felsefe” Ayn Rano/Kitabından özet-

H.ATA

*Felsefi bir sistem, entegre bir varoluş fikridir. -2

Hiç yorum yok: