6 Mart 2010

"ZİYA HALİS" YENİ KURULACAK SOL PARTİ'NİN BAŞKAN ADAYI

"ZİYA HALİS" YENİ KURULACAK SOL PARTİ'NİN BAŞKAN ADAYI
[P1010009.JPG]
Dyp-Chp koalisyon hükümeti döneminde, hükümet işçilere %0 (yüzde sıfır) zam yapma kararı alır. bunun üzerine Türk-iş Ziya Halise haber yollarlar kararı imzalaması için. ama Ziya Halis ikna olmaz.

Grev kararı alınır. Hükümet ise; "genel güvenliği ve genel sağlığı tehlikeye düşüreceği" için grevi erteleme kararı alır. Bakanlar kurulunda imzaya alınan bu kararı sadece CHP'li Ziya Halis imzalamaz. Karara karşı çıkar.
Tansu Çiller ve Deniz Baykal dahil bütün bakanlar
imzalar..
Dönemin Başbakanı Tansu Çiller sayın Halisi arar ve aralarında şu konuşma geçer:
Tansu Çiller : Siz ne yaptığınızı biliyor musunuz, bunun ekonominin tahribine yol açacağını biliyor musunuz?
Ziya Halis
: Ben ne yaptığımı biliyorum, İşçiyi de düşünmek lazım.
Çiller: Bütün CHP'liler imzaladı. Bunun hesabını veremezsiniz.
Halis: işçilere verilen zam çok düşük, bunun büyük haksızlık olacağını düşünüyorum. siz hükümet adına beni yetkili kılın, görüşmeyi olumlu sonuçlandırayım.
Çiller: yetkili bakanamız var. önümüzdeki hafta ilo toplantısı var. siz varşovada iken yerinize vekalet imzası konulur. Siz yine imzalamamış olursunuz.
Halis: ben bu nedenle yurtdışına gitmem.

Ziya Halis, bir türlü ikna olmaz.

Ancak; Türk-iş yönetimi de grevin ertelenmesi için el altından hükümette şu mesajları verir: "biz grev kararı aldık, ama ne olur ne olmaz bu grevi erteleyin, bize grev yaptırmayın, bu grevi yasaklayın, yaptığımız açıklamalar aldığımız kararlar göstermeliktir. sendikamızın tabanına karşı mahcup olmayalım"


DYP'li ulaştırma bakanı
Ali Şevki Erek, Ziya Halisi arayarak kararnameyi imzalamasını ister.
Bakan Halis diretir, "grev işçi sendikalarının yasal hakkı, hak arama yolu" deyince,
Erek:
- Yahu ne işçisi, ne sendikası, senin dünyadan haberin yok. Aha bak sana kimi veriyorum. Bari onu dinle. İşçi sınıfıysa al sana işçi sınıfının temsilcisi, allah allah.

Erek telefonu
türk-işe bağlı bir sendikanın genel başkanına verir. Sendika başkanı:
Sayın bakanım, grevi erteleyebilirsiniz, biz sendiklar ve türk-iş olarak yüklenmeyiz, sizi eleştirmeyiz. ülkemizin ekonomisini zora sokmak istemeyiz. Biz gerekli mesajı grev kararı alarak verdik.
Ziya Halis
: Peki sen bana bu söylediklerini sendikanın antentli kağıdına yazarak faksla, ben de o zaman kararnameyi imzalayayım.
Sendika Başkanı
: Olur mu sayın bakanım fakslanır mı, o tuzak olur.
Ziya Halis
: Ya demek sendikacılık böyle oluyor. Ben bunu bilmiyordum. Öğrendim. Hem grev kararı alacaksın, hem de uygulamayacaksın. İşçi önderi olarak hakkını arayacaksın. Sonra da kapalı kapılar ardında, hem de bakanın makamında grevimizi yasaklayın diyeceksiniz. Böyle ikili oynamak da maharet ister doğrusu, hereksin başaracağı bir şey değil, tebrikler.

Daha sonra bakan Halis, yerine geçecek CHP'li bakanın kararnameye imza atacağından korktuğu için ilo toplantısına gitmez.


Yukarıda yazılanlar; 11 yıl boyunca 9 ayrı bakana danışmanlık yapan Ahmet Abakay'ın "bakan danışmanı'nın not defteri" adlı kitabında anlatılan bir olaydır. Olaylar olduğu sıra danışman bakanın yanındadır. Sürekli ve olaylara birebir şahit olmuştur.


Görüldüğü gibi, işiçinin yanında değil sürekli hükümetlerin yanında saf tutan bu sendika, verdiği grev kararlarında bile hükümetin sözünü dinliyormuş sürekli. Kah oldu, bu efendi DYP-CHP, kah oldu, DSP-MHP-ANAP, kah oldu Erbakan, kah oldu AKP.
Türk-İş için efendinin ismi hiç önemli değil, yeter ki sendika ağaları cebini doldurabilsin, patronlar kazanabilsin. İşçiyi kandırmak kolaydır zaten, alırsın bir sahte grev kararı olur biter, hemen "aslan sendika" olursun.


Tabii, burda eleştiriyi sadece Türk-İşe yapmak haksızlık olur. DYP'yi anlıyoruz kurulduğundan beri sermayenin sözcülüğünü yapan bir parti, ama ya CHP.
Anlatılanlardan anladığımız kadarıyla sayın Baykal ve ekibide işçiden çok patronu düşünen bir zihniyettteymiş.
Bu olayda ödül Türk-İş'e gidecekse, CHP'de kesinlikle bir mansiyon ödülü hakediyor.

http://www.itusozluk.com/

"

Hiç yorum yok: