17 Mayıs 2010

Deniz Baykal, Gülen hareketine hiçbir zaman olumsuz bakmadı


Deniz Baykal, Gülen hareketine hiçbir zaman olumsuz bakmadı

17.05.2010

T24 - Gülen Cemaati'nin önde gelen ismi, Zaman gazetesi yazarı Gülerce, cemaati, Fethullah Gülen'in Deniz Baykal ve Recep Tayyip Erdoğan'a olan 'hissiyatını' anlattı. Baykal'ın Gülen hareketini Türkiye için faydalı bulduğunu söyleyen Gülerce, cemaatin Erdoğan'la hiçbir zaman probleminin olmadığını söyledi.

Gülerce, AKP'nin iktidara gelmesinin ardından Baykal’la yaşadıkları olayı ancak birkaç yıl sonra açıklayabileceğini söyledi ve ekledi: “Şimdi açıklarsam yer yerinden oynar. Bazı şeyleri zamanlama itibariyle tarihe bırakmak lazım. Her şeye rağmen Baykal’la ilgili kahramanlık duygusu bende değişmez”

Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen Gülerce, Vatan gazetesinden Deniz Güçer'in sorularını yanıtladı.

Baykal iyi tanıyor...

Deniz Baykal'ın “Pensilvanya” mesajı herkesi şaşırttı. Olayın aslı nedir ve herkesin merak ettiği, mesajı ileten o isim kim?

Elbette biliyorum ama söylemeye yetkili değilim. ABD’ye telefon açıp işin aslını o gün öğrendim. Hoca Efendi kendisi bizzat konuşmadı. Yanında bulunan ve kendisini Türkiye’den ziyarete gitmiş bir kişi aracılığıyla oldu.

Cübbeli Ahmet Hoca ile görüşmeyi sağlayan Mahmut Koçak geliyor akıllara?

Değil. Ama sesinden tanıyacak kadar yakın diyebilirim. Zaten Sayın Baykal ile o kişinin konuşması için aralarında bir hukuk olması, Baykal’ın onu tanıyor olması, sempatiyle bakması lazım. Bir CHP milletvekili hoş bir şey söyledi. ”Özel Kalem Müdürü aramış“ dedi. Bizi böyle tanıyorlar (gülüyor). Hiç Hoca Efendinin özel kalem müdürü olur mu? Ben, Hoca Efendinin, Erbakan’la ilgili hassasiyetine bizzat şahit oldum. Baykal ile ilgili haberleri dinlerkenki hissiyatını tahmin ediyorum.

Kahvaltı ediyorduk...

Aynı hassasiyeti mi gösterdi size göre?

Evet. Ama bir de bu işin evveliyatı var. Herkes zannediyor ki bir diyalogsuzluk vardı. Ben Samanyolu’nda 9 yıl program yaptım. Senede en az iki defa Baykal’ı Pazar sohbetine çağırırdım. Bir seferinde ”Hüseyin Bey, en çok sizin programınızda rahat ediyorum. Bilmiyorum ki beni köşeye sıkıştıracak, sorgulayacak şekilde davranmıyorsunuz. Kendimi ifade etme adına sorular soruyorsunuz “ dedi.

Kahvaltılar yapıyormuşsunuz. Hiç bir araya geldiler mi?

O kahvaltılarda buluşmadılar. Program öncesi buluşup kahvaltı ediyorduk. Mesela Mehmet Sevigen de katılırdı bu programlara.

İnsanlar kaldıramaz...

”Bize karşı Baykal’ın önyargısı yoktur“ diyorsunuz?

Öyle olsa böyle buluşmalar olabilir mi? Ben tam tersine, Sayın Baykal’ın bu harekete o dönemde olumsuz bakmadığına, Türkiye için faydalı bir hareket gördüğüne dair, belki birkaç sene sonra açıklayabileceğim çok somut davranışlarını bilen bir insanım.

Nasıl bir davranış?

Bunu şimdi söylersem yer yerinden oynar. Bazı şeyleri zamanlama itibariyle tarihe bırakmak lazım. Erken söylediğiniz zaman insanlar bunu kaldıramıyor. Ben bir programımda, ”Sayın Baykal’ı çok seviyorum“ diyerek ipucu verdim. O somut şeyi düşünerek Baykal’ı sevdiğimi söyledim.

Hangi tarih aralıklarında yaşanıyor bu olay?

AK Parti iktidar olduktan sonraki dönemden söz ediyorum.

En azından ipucu verseniz?

Türkiye’de yer yerinden oynar dedim ya. Bu somutluğun içinde görüşme var tabii. Ahlaki yanlışlıklar hariç Sayın Baykal siyaseten ne yanlış yaparsa yapsın bendeki o kahramanlık duygusu değişmez.

Kasetle ilgili düşüncelerinizi de merak ediyorum?

Bugün bir görüntü olayı var. Başına bir iş gelmiştir. İnsan olan herkesi üzen bir şeydir. ” Oh olsun “ diyenler bana göre seviye kaybetmiş insanlardır. Dini inancınızı da bırakınız, insanın ayağa kayabilir, başına bir şey gelebilir. Bunlar başkalarını sevindirecek değil, üzecek olaylardır.

Selamlarını iletti...

Sayın Gülen ile Baykal’ın geçmişine dönersek?

2004-2006 yıllarında Baykal ile görüşmelerimiz oluyordu. Genel Merkez’de iki defa ziyaret ettik. Baş başa sohbetlerimiz oldu. Bunların hepsinde ben ABD’den Sayın Gülen’in saygılarını illetim, Deniz Bey de ”Sağlığı nasıl? Selamlarımı iletin” dedi. Baykal’ın son bir yıldır söyleminden dolayı -F tipi diye bir şey kaçırdı ağzından- zannediliyor ki, hiçbir diyalog yok. Ama onlar iki samimi dostmuş gibi biz birinin selamını diğerine söylüyorduk. Hoca Efendi’nin hissiyatını tahmin ediyorum Baykal’la ilgili. Demiştir ki, ”Ben bu olaya çok üzüldüm. Sayın Baykal şöyle bir insandır“, o hissiyatı yanındaki arkadaş alınca aramıştır.

O kişi izinsiz aramaz

İzinsiz arayabilir mi?

Tabii ki Hoca Efendi’den izinsiz o telefonu açamaz. ”Bunu paylaşabilir miyim?“ diye sormuştur. Sayın Gülen de, ”Paylaşabilirsin“ demiştir. Arada diyalog olmasa, kopukluk olsa ”Pensilvanya’dan gelen mesajların samimiyetine inandım“ demez.

Ama aynı konuşmada Baykal suçu hükümete attı?

Orada Baykal bizi çok zor durumda bıraktı. Bunlar ayrı ayrı söylenseydi sıkıntı yaşamayacaktık. Ama ”Samimiyete inandım“ dediği bir konuşmada elinde belge, somut bir bilgi olmadan hükümeti çok ağır eleştirmesi, Türkiye’deki fitne merkezlerini harekete geçirdi. Baykal bir taşla iki kuş vuruyor, Gülen cemaatine sempati gösterirken, hükümete ver yansın ediyor. ”CHP ile Gülen cemaatinin arası düzelecek, AK Parti ile arası bozulacak“ dediler.

CHP’nin Beyaz Türkleri Kılıçdaroğlu’nu kabul etmez

Rotayı değiştirip CHP’ye mi yükleniyorlar? Beklenti ne olabilir?

CHP’nin başında Baykal durduğu sürece CHP sıçrayamıyor, yüzde 20 bandında dönüp duruyor. Dediler ki “CHP’yi yüzde 30 yapabilirsek, MHP yüzde 20’ye yaklaşırsa, bir CHP- MHP koalisyonu kurabiliriz.” Bence düşünce bu.

Gerçekleşir mi?

Hayır. Baykal dönemez. Çünkü Baykal dışında CHP’yi bu şekilde tutacak karizmatik başka insan yok.

Kemal Kılıçdaroğlu’nu taban seviyor ama?

Kılıçdaroğlu, Beyaz Türkler’in yönetimde olduğu bir CHP’ye asla yönetici yapılamaz. CHP’nin Beyaz Türkleri Kılıçdaroğlu’nu asla kabul etmez.

Kimleri kast ediyorsunuz?

Onur Öymen, Önder Sav... Dersim olayıyla ilgili laf ettiğinde Kılıçdaroğlu nerede bulunduğunu unutarak, “Öymen’in gereğini yapması lazım” dedi. Ama Salı günü Baykal, Öymen’i yanına aldı, CHP grubuna öyle girdi. Kılıçdaroğlu, Türk siyasi tarihine, “lafını en hızlı yutan siyasetçi” olarak kaydoldu.

CHP yüzde 20 bandının altına da düşecek size göre?

Tahminim o. Bundan sonra siyasi hayatımız CHP kavgalarının bol yer aldığı bir döneme giriyor.

Lider kim olacak peki?

Bence genç birini bulacaklar. Statüko güçleri hepten dinazorlardan oluşmuyor. Bu sürpriz bir isim ve kurultaya kadar kamuoyunu böyle oyalayacaklar.

‘İnkar etmedi, komplo dedi, dönemez’

Yazılarınızda açıkça “Baykal dönemez” diyorsunuz?

Baykal bu görüntü olayını inkar etmedi. “Bu bir komplodur” dedi ve bunu tarif etti. Bir insan bir şeyi yapmayınca tepkilerinden belli olur bence. Allah korusun yapmamış birinin başına gelse ilk dakikadan itibaren “Arkadaş ben buradayım” diye ortaya çıkardı. Bayan da ortaya çıkardı. “Bizim çoluk çocuğumuz eşlerimiz var. Yapanlar ispat etsinler” derdi. Baykal’dan 3 gün, bayandan 5 gün tepki gelmedi. Herkes onlara, “Bu olay var mı yok mu?” dedi, ama “yok” denmedi. Ama ben “var” demiyorum.

İnandırıcı bulmadınız galiba açıklamaları?

Baykal basın toplantısında, “Meskene girilmiş, duvarlara, eşyalara kamera yerleştirilmiş” diye izah etti. Ama, “Hiç alakası olmayan görüntülerimiz ayrı yerlerde çekilip, bir araya getirilmiş” demiyor. “Dönemez” i buna dayanarak söylüyorum. Baykal ilk günden “Böyle bir olay kesinlikle olmamıştır. Ben yine de gerçeğin ortaya çıkması için istifa ediyorum” deseydi, bana göre dönerdi. Ama o görüntüler orada duruyor ve arkasında “varan 2” diyorlar.

Varan 2’yi bir duyuma dayanak mı söylüyorsunuz?

O görüntüler bittikten sonra “varan 2” yazıyor. Bu yalanlanmadığına göre o odadaki her şey internet ortamına atılmamış demektir. Baykal’a bir mesaj var.

Tehdit var aslında?

Bir şantaj ve tehdit var. Şunu diyorlar; Biz bu tertibi senin CHP’nin başından gitmen için yaptık arkadaş, direnirsen, tekrar dönersen bunun devamını da internet ortamına Kanada’dan atarız.

Bu ima Deniz Beyin elini kolunu bağlayacak mı?

Böyle bir bagajla nasıl dönecek, dönemez. Bagaj adım atmasını engelliyor. Yarın ikinci bir görüntü çıkarsa, toplulukların içine giremez hale getirirler. Laf atarlar her yerden.

Kim bu insanlar?

Büyük oynayan insanlar bana göre. İş neticesiyle belli olur. Netice CHP’nin başından gitmesi, hayal bile edilemeyecek Baykal gitti. İş budur.

Baykal’ın hükümete yönelik suçlamalarına katılıyor musunuz?

Hükümet böyle bir şeyi yapmaz. Bu suçlama haksız. Çünkü bu eninde sonunda ortaya çıkacak bir şey. Ayrıca Baykal’ın CHP’nin başından gitmesi hükümetin çok mu işine gelir? Bence gelmez. Daha önce 8 defa güreşmişsiniz tekrar güreşe çıkıyorsunuz. Ama hiç bilmediğiniz biri geliyor. Onunla güreş tutmak mı rizikoludur, yoksa tanıdığınızla mı?

Baykal’ın suçlamasının ardından Başbakan’ın karşı yaptığı konuşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yapmasaydı iyi olurdu. Üslubu yumuşatmadan yanayım her zaman.

Siz kimden şüpheleniyorsunuz?

Türkiye’deki mücadele bir yere dayandı. Eskiden sağcı solcu vardı şimdi bana göre tek birşey var: Bir tarafta statüko, bir tarafta demokratikleşmeyi isteyenler. İkisi arasında bir mücadele var.

Hangisi peki size göre?

Türkiye’nin demokratikleşmesini isteyenlerin yapma ihtimalleri zayıf. Sayın Baykal “Ben Ergenekonun avukatıyım” dedi ve şimdiye kadar bütün ağırlığını statükodan yana kullandı aslında.

Siz bunu statükonun yaptığını düşünüyorsunuz?

Bence statüko Baykal’ı tasfiye ediyor. Bakın şu ana kadar başaramadıkları tek şey Ak Parti’yi içten bölmek. İlk Ak Parti parlamento grubuna Sarı Kız, Ay Işığı ile çok yüklendiler. O zaman 70-80 milletvekili ile bir hareket yapacaklarını düşünüyorlardı. Ak Parti’li hiçbir milletvekilini töhmet altına almak istemem ama bunu Erdoğan fark etti. İkinci dönem için milletvekili seçiminde ince eleyip sık dokudular. 8. maddede “Ergenekoncular var” falan dendi. Erdoğan büyük bir liderlik sergiledi ve atlattılar. Geçmiş döneme bakın, DYP’yi böldüler ve Mesut Yılmaz başbakan oldu. Böyle bir operasyon şimdi Ak Parti’ye yapılamıyor.

Gülen Erdoğan’ı sildi mi?

Uzun zamandır bu dedikodu var. Gülen, Başbakan’la iddia edildiği gibi ipleri kopardı mı?

Hoca Efendi kimseyle ipleri koparmaz. Bir olay anlatayım: Birisi Hoca Efendi başta olmak üzere, bu hareketteki insanları çok üzdü. Hoca Efendi, ‘Sakın cehenneme gitsin’ demeyin. Aleyhimizde ağır yazıları yazanların bile cehenmeme gitmesini istemem. Cehennem çok kötü yerdir” dedi. Bunları silmemiş Gülen’in, hiçbir zararı olmamış Başbakan’ı sildiği iddiaları doğru değil.

Bir kopuş yaşanmıyor yani?

Gülen ABD’ye gitmeden önce siyasilerle görüşmüştür. Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, rahmetli Bülent Ecevit, Süleyman Demirel... Böyle din hizmeti yapan insanlar hükümetleri hiçbir zaman karşılarına almak istemezler. Çünkü sizin hükümetinizdir, icrai yetkileri vardır. Siz ‘eğitim’ diyorsunuz. Sizin yüzünüzden bu tür hizmetlere zarar gelmesini ister misiniz? Bizim hiçbir zaman Başbakan’la problemimiz olmadı.

http://www.t24.com.tr/haberdetay/77876.aspx

Hiç yorum yok: