25 Mayıs 2010

Yoksulluk ve yolsuzluk nasıl bitecek?


Yoksulluk ve yolsuzluk nasıl bitecek

Doğu'ya kalkınma formülü: Tersine özelleştirme
Kılıçdaroğlu, 'Yoksulluk ve yolsuzluk nasıl bitecek?' sorusunu yanıtladı:

Devlette, 100 liraya başlayan işler 500'e bitmeyecek. Yatırımlar sivil denetime açılacak. Doğu ve Güneydoğu'ya İtalya örneği uygulanacak. Amerikan firmalarının Türkiye'de dağıttığı rüşvetin hesabı sorulacak.
20 MAYIS 2010, PERŞEMBE

İşte o ropotaj
****************

Yaşadığımız dönemin yeni gerçeği: Siyasetin mimarisi, 'canlı yayınlar' üzerinden şekilleniyor.

Söylenen her söz, 'alınan' her pozisyon, ışık hızıyla eskiyor veya diğeriyle yer değiştiriyor. Peşinde bir kamera ordusuyla yürüyen siyasetçiden, bu nedenle yepyeni yanıtlar alabilmek, kolay değil.
Gündemin bir numaralı ismi Kemal Kılıçdaroğlu'nu, ben de iki canlı yayın arasında yakalayabildim: Show tv ana haberden çıkıp Habertürk'teki Teke Tek'e gidiyordu. Kılıçdaroğlu'ndan zaman ayırmasını rica ettiğimde; bu durumun, haberi haber yapan 'yeni'lik unsuru açısından risk olduğunu bilmekteydim. Fakat bir siyasi lider adayı, temel hedefini 'yoksulluğu, işsizliği bitirmek', 'çocukları yatağa aç göndermemek' diye ilan ediyorsa; bir sorunun, bu iddia sürdükçe hiç eskimeyeceğini düşünüyorum: Yoksulluk nasıl bitecek?

- Peki nasıl? Siz ki, Maliye kökenli bir politikacı olarak, bütçe dengelerini, toplanamayan vergileri, kayıtdışını iyi biliyorsunuz. Bu sloganı nasıl hayata geçireceksiniz?
Türkiye'nin yeteri kadar kaynağı var. En büyük sorun, kaynağın bugüne dek çok savurganca kullanılmış olması. Bir yatırım, normal koşullarda 100'e yapılıyorsa, bittiğinde bakıyorsunuz, 500'e çıkmış. Başta planlanan harcama artmış. Bu durum çok yaygın, sona ermesi gerekiyor.

- Nasıl sona erdireceksiniz?
Temel sebep İhale Kanunu. Yeterli denetim yapılmıyor. Kaynakların verimli kullanılması için, yatırımları sivil denetime açacağız.

- Sivil denetimden kastınız?
Meslek odaları, birlikleri ve bağımsız denetim kuruluşları, yatırım süresince kaynağın ne kadar etkin kullanıldığını sorgulayacak. Bu arada Sayıştay'ın yeniden yapılanması gerekiyor.

- Sayıştay'ın eksiği ne?
Sayıştay, kamu harcamalarını Meclis adına denetleyen bir kurumdur. Denetimin bugünkünden daha başarılı ve etkin yapılmasının koşullarını yasayla yaratırsnız, o zaman Sayıştay da kendisine düşen görevi hakkıyla yapacaktır.

- Meclis'te Sayıştay kanunu bekliyor?
Onda ciddi yetersizlikler var. CHP Grubu'nun muhalefet şerhinde bunları kayda geçirdik. Sayıştay'ın gerçek anlamda bağımsız ve özgür olması gerekiyor. Şu anda Sayıştay, üyeleri bakımından, AKP'nin bir yan kuruluşuna dönüştü. Bu yapı değişmeli. Meclis'te, Plan Bütçe Komisyonu'nun yanına bir de Kesin Hesap Komisyonu'nu kurmak gerekiyor.

- Bunun yoksulluğu bitirmekle ne ilişkisi var?
Şöyle: Bütçe Komisyonu'nda geleceğe dönük planlar tartışılır. Kesin Hesap Komisyonu'nda ise önceki bütçe amacına ne kadar ulaştı, onun hesabı verilir. Bazı ülkelerde Kesin Hesap Komisyonları'nın başkanı, ana muhalefet partisi lideridir. 'Ben parlamentoya yetki verdim. İktidar bunun ne kadarını gerçekleştirdi?' diye hesap sorar. Hesap sorulacağını bilirseniz, dikkatli harcarsınız. Eğer bunları yaparsak, kaynaklar sağlıklı kullanılınca pek çok şeyi çözeriz.

- Kürt sorununun çözümünün
ekonomik temelli olduğuna inananlardansınız değil mi?
Büyük ölçüde evet. Devlet Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'ne fabrika yapmalı.

- Bir anlamda 'tersine özelleştirme'den mi söz ediyorsunuz?
Tamamını özel sektör yapacak diye yorumlamayalım. Devlet, özel sektör işbirliği içinde olacak. Diyelim ki, yüzde 51'i özel, yüzde 49'u kamu. Yüzde 20'si özel, yüzde 80'i kamu. Değişik modeller kurarak, özel sektörün gönüllü olarak katılabileceği çok güzel projeler yapmak mümkün. Et ve Balık Kurumu yeniden canlandırılmalı. Van ve Muş, hayvancılığın en önemli iki merkeziydi, buralarda öldü. Et ve Balık Kurumu, özellikle bu iki ilde yeniden kurulmalı. Bunları yaparsak, kentlere, varoşlara akan nüfusu önleyebiliriz. Kent varoşlarına eklemlenen çocuklar, yeraltı örgütlerinin silahlı elemanı durumuna geliyor.

- Teşvik paketlerini yetersiz bulmuştunuz?
Bakın bir örnek vereyim. Tayyip Bey, 2005'te Diyarbakır'da konuşuyor. Bir yurttaşımız bağırıyor. 'Sayın Başbakan fabrika istiyoruz' Başbakan önce duymazlıktan geliyor. Yurttaşımız ısrar edince 'Biz buraya fabrika mabrika yapmayacağız. Biz teşvik yasası yaptık. Gelsinler burada yatırım yapsınlar' diyor. E, gelmiyor özel sektör. Zorla mı getireceksiniz? Olayın özü şu: Yurttaşın isteğiyle bizim hedefimizin örtüşmesi lazım.

- Doğu ve Güneydoğu'ya ekonomik anlamda pozitif ayrımcılık mı planlıyorsunuz?
Evet. İtalya, bölgeler arası kalkınmışlık farkını, dengesizlikleri böyle giderdi. Almanya, Doğu Almanya ile böyle entegre oldu.

- İktidar hedefinizde hesabı sorulacak yolsuzluk dosyaları arasında, önceliğe aldığınız bir 'kısa liste' var mı?
Dosyaların tamamı bizde. Önceliğimiz için ise son verdiğimiz gensorudan söz edeyim: ABD Adalet Bakanlığı'nın resmi internet sitesinde, hangi firmaların Türkiye'de rüşvet dağıttığı yazılı. Ve bu firmaların madde madde nasıl mahkum oldukları da belli. Ama Türkiye'de 'tık' yok. Niçin? Önce bunu soracağız.

- Başka?
Ali Babacan'ın Dubai'de 2006 yılında imzaladığı, 1 milyar dolar bağış veya 8 milyar dolarlık kredi anlaşması, Yüce Divan'lıktır.

- Neden Yüce Divan'lık?
Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir ekonomik anlaşmanın içine siyasi koşul konuldu. Kuzey Irak'a girmeme karşılığında. Bunun hukuktaki adı ve karşılığı vatana ihanettir. Bunun gibi, başka pek çok somut dosyamız var.

BAKANLIK BAZINDA ÇALIŞACAĞIZ
- Çalışma yönteminiz nasıl olacak?
Arkadaşlar gruplar halinde bakanlıklar bazında çalışacak. Veriler, belgelerle yola çıkarak altyapısını oluşturacak. Bakın, şu ana kadar hiçbir özelleştirme ihalesinin, özelleştirme öncesi değer tespiti açıklanmamıştır. Bu, yasaya aykıdır. Ben kaç kez milletvekili olarak soru önergesi verdim. Bilgi alamıyorum. Bu toplumun ortak malını nasıl alıp dilediğiniz şekilde özelleştirebilirsiniz. Ama biz bunların yanıtlarını biliyoruz ve hepsinin yargılanma süreci mutlaka gelecektir.

Çiğdem TOKER

" http://www.aksam.com.tr/ "


Hiç yorum yok: