30 Ağustos 2010

Aziz Çelik'ten Ufuk Uras'a açık mektup

Aziz Çelik'ten Ufuk Uras'a açık mektup


Birgün yazarı Aziz Çelik, uzun yıllar aynı partide mücadele ettiği ve şimdi BDP milletvekili olan Ufuk Uras'a açık mektup yazdı. Çelik mektubunda "Son zamanlarda giderek dozunu arttırdığın siyaset tarzına itirazım var" ifadelerine yer verdi.

Birgün yazarı Aziz Çelik, BDP milletvekili Ufuk Uras'a açık mektup kaleme aldı. Çelik, Uras'ın son dönemde herkesi Ergenekoncu olarak yaftalamasını ve hakarete varan bir üslupla siyaset yapmasını eleştirdi.

Aziz Çelik'in açık mektubu şöyle;

"Sevgili Ufuk,

Sana bu mektubu yaklaşık 15 yıllık yol arkadaşlığımıza dayanarak yazıyorum. Bu 15 yılda yaşadığımız deneyimin öğrettiği en önemli şeyin çoğulculuk, farklı düşüneni yaftalamama ve ötekileştirmeme olduğunu düşünüyorum. Bu deneyim siyasal açıdan başarıya ulaşamasa da, demokratik - özgürlükçü siyaset tarzına ilişkin önemli kazanımlar sağladığını sanıyorum. Ciddi fikir ayrılıklarımız olduğunu biliyorum. Bunda elbette bir beis yok. Ama son zamanlarda giderek dozunu artırdığın siyaset tarzına itirazım var.

12 Ağustos 2010 tarihli Star gazetesinde bir demecin yayınlandı. “Hayır çıkarsa Ergenekon cephesinin zaferi kesinleşir” diyorsun. “Hayır demek solu sol yapan bütün değerleri inkar etmek anlamına gelir. Bu yaştan sonra Ergenekoncu cepheye su taşımanın anlamı yok” diyorsun.

‘Hayır’ diyenleri Ergenekon cephesine yazıyorsun ve Ergenekon’un değirmenine su taşımakla suçluyorsun. Star gazetesi de “Hayır demek solu inkar etmek” sözünü haberde başlık yapıyor. O Star gazetesi ki, tıpkı 12 Eylül TRT’si gibi bir kaç hafta önce ‘hayır’ diyen sol ve demokratik örgütleri “terörist” ilan etti, ihbar etti ve hedef gösterdi. Şimdi ise sola hiza verme derdinde. O Star gazetesi ki, memlekette ‘evet’ diyenler dışında hiç bir görüşe yer vermeyen Başbakanlık basın bülteni gibi...

Bir arkadaş önerisi; hükümet medyası ile bu kadar içli dışlı olmamalısın. Neyse konumuza dönelim... Hükümet medyasında söz söyleme imkanı olmadığı için sana bu açık mektubu yazıyorum.

Daha üç-beş ay öncesine kadar seninle yol arkadaşlığı yapanları da Ergenekon değirmenine su taşımakla, memleketin yarısını Ergenekon cephesini desteklemekle suçluyorsun. Bu siyaset tarzı anlaşılır değil. Bu toptancı, müstehzi, otoriter ve yaftacı tarzı bırakmalısın sevgili Ufuk. Bu egemen-vesayetçi siyasetin tarzıdır.

Sevgili Ufuk,

Bu mektubu yazmamın diğer sebebine geleyim. Açıklamalarından ‘evet’ için herşeyi yapmak lazım, yoksa Ergenekon zafer kazanır gibi bir tuhaf ‘kaygı’ içinde olduğun anlaşılıyor. Bu ruh halini anlamıyorum. Bunun yanında anlayamadığım bir konu daha var:

Meclis’te Anayasa oylamaları sırasında CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal ile 5 Mayıs 2010’da CNNTürk’te 5N1K programında yaptığın tartışmada aynen şunları söylemiştin:
“Bir algılama problemi mi var. (vurgular benim) Hakimler ve savcılarla ilgili maddeye ‘hayır’ diyeceğim. Bütününe ‘hayır’ diyeceğimi söylüyorum. Bir algılama problemi varsa kahvaltıda biraz daha protein reçel falan almak lazım. Deminden beri bütününe ‘hayır’ diyeceğimi söylüyorum...” Konuşmanın görüntüleri DailyMotion’da aşağıdaki linkte yer alıyor: http://dai.ly/bwvEkd

6 Mayıs 2010 tarihli Milliyet’te de bu konuşma aşağı yukarı aynı şekilde yer aldı:
“Uras: Algılama problemi varsa kahvaltıda biraz daha reçel protein almak lazım. Paketin bütününe hayır diyeceğimi açıkladım. Hâlâ bu yorumlar yapılıyor. Bir ilkokul çocuğu bile anlar. Yani bunu anlamak için CHP’li olmamak mı gerekiyor. Çok hızlı konuştum galiba tane tane konuşacağım. Bu pakete hayır diyeceğim. Bütününe hayır diyeceğim.” (vurgular benim) http://www.milliyet.com.tr/-akp-kuyrukcusu-elestirisi-kizdirdi/siyaset/h...

Burada da bütününe ‘hayır’ diyeceğini söylüyorsun. Sahi, benim de bir algılama problemim mi var?

Sevgili Ufuk,

‘Evet’ de ‘hayır’ da birer siyasal tutum. Sen ‘evet’ dersin, ben ‘hayır’ derim, bu tartışılabilir, anlaşılabilir bir durum. Ama üç ay önce bir muhalefet milletvekiline “zeka engelli” iması yapıp, paketin bütününe ‘hayır’ diyeceğini altını çize çize söyleyip, sonra tam tersini söylemek ve ‘hayır’ diyenleri Ergenekoncu ilan etmek siyaset tarzı ve siyasal tutarlılık açısından ne anlama geliyor? Bu tutum seninle beraber uzun yıllar yürümüş arkadaşlarının zekasını da müktesebatını da küçümsemek anlamına gelmiyor mu?

Sevgili Ufuk,

Star’daki demecinde de pek sevdiğin ve zaman zaman abarttığın metafor kullanımından yine geri durmamışsın. “Lisede mantık dersini kaldırdılar onun faturasını ödüyoruz” demişsin. Ben lisede mantık dersi alan şanslı kuşaktanım. Öğrendiğim en önemli hususlardan biri “bütün genellemeler tehlikelidir, bu genelleme dahil” idi.

İyi dileklerimle..."

(soL - Haber Merkezi)

Hiç yorum yok: