11 Eylül 2010

Katolik kilisesinin yavaş ölümü!


Katolik kilisesinin yavaş ölümü!


Son yıllarda birbiri ardında gelen skandallarla giderek zayıflayan Katolik Kilisesi, kendi içerisinde de çok ciddi bir erimeyi yaşıyor...
Papazların sayısında rekor bir düşüş yaşanıyor. Özellikle Fransa’da Katolik Kilisesi, kopuşun eşiğinde duruyor. Bunun temel nedenleri de kilisenin açılım yapmaması olarak görülüyor.

Katolik Kilisesi, tarihinin en zorlu dönemlerinden birini yaşıyor. Skandallar art arda patlak veriyor. Her yeni olay, Kiliseyi biraz daha zayıflatıyor. Vatikan özür dilese de, esas olarak giderek eriyen Katolik Kilisesi’nin bu durumu karşısında yeni bir açılıma ihtiyaç duyuluyor.

Taciz ve tecavüz olayları diğer bir çok dine mensup gruplar arasında da sık sık yaşanıyor ancak dinin kendisi tümüyle hedef haline gelmiyor. Hristiyan inancının, daha çok kurumsal yapısı ile öne çıkması, her olay ardından doğrudan hedef haline gelmesini de kolaylaştırıyor. Ancak bu sorunun sadece bir boyutunu ifade ediyor.

Kilisenin özellikle kendi içerisindeki yapısal sorunlarına değinmeden önce son aylarda yaşanan bazı skandallara göz atmak gerekiyor. Zira içerdeki durum “imaj” sorununu aşan, kökeni daha derinlere dayanan bir gerçeği gözler önüne seriyor.

SKANDALLAR

*Belçika'da polis, önde gelen din adamlarının çocuklara cinsel tacizde bulunduğuna yönelik iddialarla ilgili soruşturma kapsamında Katolik Kilisesi'nin merkezine 24 Haziran günü baskın düzenledi.

*Mart ayında Almanya’da Trier Başpiskoposluğuna bağlı 20 rahibin çocuklara ve gençlere tecavüz ettiği iddia edildi. Trier Başpiskoposluk sözcüsü Rainer Scherschel yaptığı açıklamada tecavüz olaylarının 1950 ile 1990 yılları arasında gerçekleştiğini belirtti.

*Mart ayında çocuklara yönelik taciz olaylarıyla sürekli gündeme gelen kilise papazları adına Roma Katolik Kilisesinin lideri Papa 16. Benediktus özür diledi. Papa, ABD, İrlanda ve Almanya gibi ülkelerde skandala neden olayların derin üzüntü yarattığı söyledi.

*2009 yılının son aylarında İrlanda’da yayınlanan resmi soruşturma raporuna göre de başkent Dublin bölgesindeki rahiplerin yüzlerce çocuğa yönelik onlarca yıl süren cinsel istismarı Katolik Kilisesi tarafından gizli tutuldu. Hükümet ve Dublin Başpiskoposu yaşananlardan dolayı özür diledi. Dublin Başpiskoposluğu’nun 1975 ile 2004 arasındaki Katolik hiyerarşisinin tavrının incelendiği 700 sayfalık raporun sonucu din adamları açısından korkunç gerçekleri gözler önüne seriyordu. Buna göre papazlar sınıfı Kilise’nin çıkarlarını sistematik olarak çocukların üzerinde tutarak korumuştu.

PAPAZ TAYİNİNDE REKOR DÜŞÜŞ

Kilise daha çok skandallarla gündeme gelse de içerde derin sorunlarla yüzyüze bulunuyor. İçerdeki sorunun kaynağı ise, çocuklara yönelik taciz ve tecavüz olaylarından çok daha eskilere dayanıyor. Sadece Fransa’da bu yıl içinde sadece 83 papazın düzenlemesi yapıldı.
Oysa papaz sınıfında 1960’lı yılların başında 41 bin papaz yer alıyordu.
Bugün ise yarısı 75 yaşın üzerinde olmak üzere sadece 15 bin papaz var.
2009 yılında 90 papaz,
2008’de 98 ve
2007’de 101 papaz resmileşti.
1990 ve 2000 yılı arasında yıllık atanan papaz sayısı hep 100’ün üzerindeydi.
Katolik Kilisesi Fransa’da kopuşun eşiğine gelmiş bulunuyor.

KÖKENİ ESKİLERE DAYANAN BİR SORUN

Bu düşüşün nedeni Fransa ve diğer ülkelerdeki kiliselerin imajın yaralayan sübyancılık skandallarıyla ilgili değil. Zira Kilise içerisinde yaşanan bu eğilimin kökeni daha eskilere dayanıyor ve daha ağır bir sorun olarak yer ediniyor.1950’li yıllarda, her yıl bir yeni papaz görevlendiriliyordu. 1960’da bu sayı 600’ün altına düşerken, 1970’de 285’e, 1975’te ise 161’e geriledi. Papa II. Jean-Paul (1978-2005) döneminde bu sayı 110 dolaylarında sabitlendi ancak daha sonra yeniden düştü. Papaz okulu öğrencilerinin sayısında da benzer bir düşüş gözleniyor. 2000 yılında ilk kez bu öğrencilerin sayısı bin sınırının altına düştü, oysa 1960’ların başında 5 bini aşıyordu. Fransız seminaristlerinin (papaz okulu öğrencileri) sayısı bugün sadece 700 dolayında.

FELAKET SENARYOSU GERÇEKLEŞİYOR

Yıllardır ifade edilen felaket senaryoları Fransa’da gerçekleşmek üzere. Fransa bugüne kadar hiç bu düzeyde seminarist ve papaz kıtlığı yaşamamıştı. Her yıl düzenlenen bir papaza karşılık 8’i ölüyor. Ruhban sınıfı kansızlık yaşıyor, yeni ve düzenli kana ihtiyaç duyuyor. Papaz sınıfına ilişkin rakamlar sıralandığında durumun vehameti daha iyi anlaşılıyor: 1960’ların başında 41 bin, 1975’de 36 bin, 20’0'de 20 bin 400 ve bugün 15 bin.

SOSYAL ÖLÜM

Papaz sınıfı giderek daha yaşlı ve yorgun durumda. Fransız papazların yarısı 75 yaşın üzerinde. Uzmanlar bu durumu “sosyal ölüm” olarak ifade ederken, bunun örneklerinin Fransa’da çok az olduğuna dikkat çekiyorlar. Peki bu duruma nasıl gelindi? Yarım yüzyıl boyunca hiç duraksamayan Kilise faaliyetlerinde bu kaymayı nasıl ifade etmek gerekiyor? Sadakat, hayarseverlik, kendini verme gibi öne çıkan eğitsel değerlerin taşınmasında bir kopuş mu yaşandı yoksa gençlerin kalıcı olarak kendini Kilise yaşamına adamasındaki korkusu mu belirleyici rol oynuyor?
Çok çocuklu ailelerin sona ermesi de belki bu nedenler arasına eklenebilir? Nedenleri içerde mi yoksa dışarıda mı aramalı? Sorunun nereden kaynaklandığına ilişkin sorular çoğaltılabilir. Ancak papaz sınıfı ve seminaristler arasında yaşanan düşüşün nedeni eskilere dayandığı için, yanıtı son dönemlerdeki sübyancılık skandallarında aramak doğru sonuçlar vermeyebilir.

NEDEN BU HALE GELDİ?

Seminaristlerin yüzde 80’i üç-dört çocuklu Katolik ailelerden geliyor. Çok laikleşen bir toplumda, sürekli bekar kalmak gençlerin başlıca endişesini oluşturuyor ve kuşkusuz bunlara sübyancılık olaylarının yol açtığı etkileri de eklemek gerekiyor. Uzmanlara göre Kilisenin yaşaması için radikal yeniliklere ihtiyacı var. Bugüne kadar alınan tedbirler yaşanan krizi durdurmadı. Rakamlar bunun en açık ifadesi. Öyle görünüyor ki ruhsal ve kutsal ihtiyaçlar üzerine kurulan çabalar yeterli olmuyor. Ayrıca papazsız dinsel kurullar ve papazlar değil laikler tarafından yönetilen cenaze törenleri giderek yayılıyor. Afrika ya da Polonyalı rahiplerin bu yönlü çağrıları palyatif olmaktan öteye gidemiyor. Zira bugün güç getirilemeyen sorunun başta bekarlık kuralı olmak üzere caydırıcı bir disiplinden kaynaklı olduğu ifade ediliyor. Katoliklerde sadece erkekler papaz olabiliyor. Bunlar evlenemezler ve cinsel ilişkide bulunamazlar.

Ajanslar

KİLİSE'DE ÇOCUK İSTİSMARI "SKANDAL" oku



EvcioğluHaber

Hiç yorum yok: