20 Aralık 2010

Batı Şeria’da sistematik ayrımcılık uygulanıyor

Batı Şeria’da sistematik ayrımcılık uygulanıyor

EvcioğluHaber-
İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından yayınlanan rapora göre ; İsrail tarafından filistinliler ile israilliler (yahudiler) arasında çok büyük bir ayrımcılık yaptığını ortaya koydu..

Habere göre; İnsan Hakları İzleme Örgütü, İsrail’in Batı Şeria’da Filistinlilere karşı sert bir ayrımcılık yaptığını belirtti. Örgüt tarafından açıklanan bir raporda, İsrail’in, Batı Şeria’daki Filistinlileri temel ihtiyaçlarından mahrum bırakırken, Yahudi yerleşim birimindeki Yahudilere ise aşırı derecede kolaylık sağladığını kaydedildi.

Raporda bu ayrımcı uygulamaların ne güvenlik ne de başka bir açıdan hiçbir yasal gerekçeye sahip olmadığı vurgulanırken, İsrail de uluslararası yükümlülüklere uyarak yerleşim yerlerinden geri çekilmeye ve Filistinlilerin haklarının ihlal edilmesine son vermeye çağrıldı.

Örgüt tarafından yayınlanan 166 sayfalık “Ayrı ve Eşitsiz: İsrail’in İşgal Altındaki Filistin Topraklarında Ayrımcı Uygulamaları” adlı raporda, İsrail’in, iki halkın bulunduğu ve büyük kısmının sadece İsrail tarafından kontrol edildiği Batı Şeria’da iki yönlü bir siyaset işletildiği belirtiliyor.

‘YERLEŞİM POLİTİKALARINI DESTEKLEMEYİN’
Rapor, kapı komşusu olan veya yanyana yaşayan Filistinliler ve Yahudilere karşı İsrail devletinin uygulamaları temel alınarak hazırlanmış.
Raporda ABD ve AB’ye ve ayrıca işgal bölgelerinde bulunan şirketlere İsrail’in ayrımcı ve uluslararası hukuku ihlal eden yerleşim politikalarını desteklemekten vazgeçme çağrısı yapılıyor.

Örgütün Dış İlişkiler Müdür Yardımcısı Carroll Bogert, “Hemen yanlarındaki Yahudi yerleşimciler devletin verdiği bütün imkanlardan sonuna kadar faydalanırken, Filistinliler sadece ırklarından, etnik kökenlerinden dolayı elektrikten, sudan, okuldan, yoldan mahrum bırakılarak sistematik olarak ayrımcılığa uğruyorlar” ifadelerini kullanıyor. Bogert, İsrail yerleşimleri gelişirken, İsrail kontrolündeki Filistinlilerin ise sadece eşit olmayan değil aynı zamanda ayrı bir zaman sıçramasında yaşadıklarını, bazen de topraklarından ve evlerinden sürüldüklerini söylüyor.

AYRIMCILIK AYRILMAYA ZORLUYOR
Rapora göre İsrail’in ayrımcı politikaları, Filistinlilerin yaşadıkları yerleri yaşanamaz hale getirirken, Filistinlileri buradan ayrılamaya zorluyor. Örgütün sonuçlarını aktardığı Haziran 2009 tarihli bir araştırmaya göre, Batı Şeria’nın yüzde 60’ını kapsayan ve “C Bölgesi” adı verilen İsrail kontrolündeki bölgede ve Doğu Kudüs’te 2000 yılından bu yana burada yaşayan Filistinlilerin yüzde 31’i yer değiştirmiş.
Örgüt, raporu hazırlarken hem C Bölgesi’ne hem de Doğu Kudüs’e bakmış ve ayrımcı uygulamaların etkin bir şekilde kullanıldığını belirlemiş. Rapora göre, iki yönlü sistem İsrailli yerleşimcileri bolluk içinde yaşatırken, Filistinlileri ise temel ihtiyaçlarından mahrum bırakarak buralardan ayrılmaya zorluyor.

YAHUDİ NÜFUSUNDAKİ ARTIŞ
Dahası İsrail politikalarının, Yahudi yerleşimcileri Doğu Kudüs ve C Bölgesi’ne yerleşmeye teşvik ettiği aktarılıyor. Buna örnek olarak da iki bölgede 1992’de 241 bin olan Yahudi nüfusun 2010’da 490 bine ulaştığı bilgisi veriliyor. Örgüt yetkilisi Bogert bu durumu “İsrailli politikacılar illegal yerleşim yerlerinin ‘doğal büyümesini’ sağlamak için çaba harcarken, Filistinlilerin ise kendi evlerine ulaşmasına engel olarak hayatı onlar için yaşanamaz hale getiriyorlar. İsrail yerleşim yerleri hakkındaki politikalar, eşitliğe vurulmuş bir darbedir ve normal bir Filistin yaşamı için büyük bir engeldir” şeklinde değerlendiriyor. Raporda bu uygulamanın insan hakları yasalarına da tamamen aykırı olduğu aktarılıyor.
İsrail yüksek mahkemesi de daha önce İsrail politikalarının “ayrımcı” olduğuna hükmetmişti. Ancak örgüte göre bu karar sadece “alınmış”, bugüne kadar hiç uygulanmamış.
Örgüt, uluslararası hukuku da ihlal eden bu uygulamaların sona ermesi için, bağışçı ülkelerin yerleşim yerleri için yaptıkları bağışları durdurmasının gerektiğini belirtiyor.
Örgüt, bunun için İsrail’e yıllık 2, 75 milyar dolar yardım sağlayan ABD’ye ve gümrük konusunda büyük kolaylık sağlayan AB’ye yardımlarını tekrar gözden geçirme çağrısında bulunuyor. Bogert, “İsrail’in illegal faaliyetlerinde kusurlu bir şekilde kullanılma tehlikesi bulunan yabancı hükümetler ve şirketler, politikalarını yeniden belirlemeli ve bu politikaları destekleyen eylemlerine son vermeli” diyor. (DIŞ HABERLER)



İsrail hava kuvvetlerinin Gazze’ye düzenlediği hava saldırısında 5 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail ordusunca yapılan açıklamada, İsrail topraklarına roket saldırısına hazırlanan bir grubun hedef alındığı belirtildi. Filistin hastane kaynakları da ölenlerin militan olduğunu bildirdi. Filistinli kaynaklar, ölenlerin İslami Cihad ve Halkın Direniş Komitesi üyeleri olduğunu belirtti.

YAHUDİ EVLERİNİN LAMBALARI!
Raporda Beytüllahim’in güneyinde bulunan 160 nüfuslu Jubbet El-Dhib adlı bir köyün yaşadıklarından da örnekler aktarılıyor.
Rapora göre 1929’da kurulmuş olan köye ulaşım için yol bulunmadığından sadece yürüyerek ulaşılabiliyor. Köyde okul bulunmadığından çocuklar, eğitimi için civar köylere gidip geliyor. Bugüne kadar defalarca talepte bulunmuş olmalarına rağmen köyde elektrik bulunmuyor. İsrail yönetimi, uluslararası bazı kuruluşların köye güneş enerjisinden elektrik üreten sistem kurulmasına da izin vermemiş. Köylüler ışık kaynağı olarak mum ya da gaz lambalarını kullanıyor.
Köyden sadece 350 metre uzaklıkta ise Sde Bar adlı bir Yahudi yerleşimi bulunuyor. 1997’de kurulmuş olan yerleşim yeri, Kudüs’e milyon dolarlık bir “Lieberman Karayolu” ile bağlanmış. Bu yol bütün Filistin köylerini ve kasabalarını pas geçiyor. Burada bir lise bulunuyor; ancak bu okula sadece Sde Bar’da yaşayanlar gidebiliyor. Yakındaki Filistin köylerinden gelenler kabul edilmiyor. Elektriğin bulunduğu Sde Bar’da gece yanan ışıklar, Jubbet El-Dhib köyünden rahatça görülebiliyor. Bogert’in ifadesiyle “Filistinli çocuklar, Sde Bar’ın evlerinde yanan ışıkları seyrederken, mum ışığında ders çalışıyor.”

www.evrensel.net

EvcioğluHaber-20.12.2010

Hiç yorum yok: