5 Nisan 2011

ÖSYM'nin yaptığı 2011 YGS Sınavında 'Şifre Skandalı'

ÖSYM'nin yaptığı 2011 YGS Sınavında 'Şifre Skandalı'

EvcioğluHaber- YGS sınavından sonra ortaya çıkan soru kitapcıklarında verilen cevapların basit bir şifreleme yöntemiyle şifrelendiği ve bu şiflerinde muhtemelen, el altından bir çok kişiye dağıtılmış olma olasılığı üzerinde duruluyor..

Eğer bu iddialar doğru ise çok yazık..
Çok yazık çünkü; bu durum orta okuldan bu yana yaklaşık (7) yedi yıldır iyi bir üniversite hayali kurarak, gecesini gündüzüne katarak ders çalışan çocuklarımızın tüm hayallerini yıkar niteliktedir..
Bu şaibeli durum, sadece gençlerin hayallerini yıkmakla kalmaz.. Aynı zamanda, güven bunalımı da yaratır.. Bu durum toplumsal ilişkilerde, kimsenin kimseye güven duymayacağı ve fırsatını bulanın diğerini alaşağı edeceği ve kimsenin kimseye acımayacağı, kişisel çıkarları uğruna tüm insani birikimleri yıkacağı bir ilişki yaşana günlere gebe kalacak..
Gençler toplum olarak geleceğimiz ise; bu yapılan dalaver ile nasıl bir gelecek kurulmak istenmektedir..?

Aileler açısınadan ise, işin özü hem ekonomik açıdan ve hemde çocuklarının yıkılan hayallerinin sonucu yaşayacakları bunalımlı ve yıkılmış psikolojileriyle mücadele etmek zorunda kalacaklarki; zaten işsizlik başta olmak üzere,sosyal ve siyasal açıdan mutsuzluk üreten yaşam alanları nasıl kontrol altına alınabilecek.?
Aşağıda aktarılan bir kaç satırda özetlenmiş konu aslında, eğitim politikasının geldiği içler ecısı durumu özetler niteliktedir..

Bir şifre de Radikal’den 11183.80782 nolu kitapçığa bir okurun uyarısıyla ulaşan Radikal, matematik testinde yaptığı inceleme sonucunda, seçeneklerin basın kopyasındaki temel sıralama korunarak yerleştirildiğini tespit etti.
Buna göre en basit ifadeyle seçenekler arasındaki en büyük rakamsal değerin sağındaki şık işaretlendiğinde 30’a yakın soruda doğru sonuca ulaşılıyor.
Ayrıca soruların küçükten büyüğe dizilimi yeniden düzenlendiğinde 30’un üzerinde soruyu doğru yapmak mümkün. İşte birkaç örnek:

Soru 15:
x.(10!) çarpımı bir pozitif tam sayının karesi olduğuna göre, x’in alabileceği en küçük değer kaçtır?
a) 21 b) 7 c) 5 d) 10 e) 14
Şıklarda en yüksek sayı 21. 21’in sağnda b) şıkkı var, b şıkkı doğru yanıt oluyor.

En yüksek rakamın sağındaki şıkkın doğru olması kuralı 11250.36833 no’lu kitapçıkta da uygulanabiliyor.
Radikal’in editörleri dün akşam saatlerinde, çok kısa sürede bu formülü uygulayarak, 20’nin üzerinde soruya doğru yanıt vermeyi başardılar.


Şimdi buyrun bakalım..!
Nasıl açıklayacaksınız bu haksızlığı.?
Gençlerin yıkılan psikolojilerini nasıl tamir edilecek.?
Sömrülen duyguları ve kırılan onurları nasıl yerine getirilecek?

Ayrıca; kendilerini yönetenlere karşı duyacağı güven/güvensiz ortamın ileride ne gibi bir toplumsal psikolojide yaratacağı sorunlar açısından da önemine iyi bakmak gerekir..
Tüm yaşanan şifre ve şaibelerin yaratacağı toplumsal sorunların, bugün ve ilerideki günlerde ne gibi travmalar yaratacağını düşünerek şimdiden sağlıklı bir toplum ilişkilerinin kurulabilmesi için önlemler alınmalıdır..
En acil ; bu şifreleme ile yapılan haksız kazanım elde eden kişi veya kurumların yaptıklarının yanlarına kalmaması için, derhal ortaya çıkartılıp; en ağır ceza ile cezalandırılmaları gerekmektedir.. Bunlara bu olanağı sunanlarında ortak olduklarını bilerek, aynı ceza onlar içinde geçerli olması gerekmektedir.

Bundan sonra yapılacak her türden imtihanların bağımsız bir kurul tarafından yapılması sağlanmalıdır..

Yine de, gençlerimizin psikolojisinde yaratacağı telafisi imkansız zararları ortadan kaldırmaya yetermi ? Bunu zamanla göreceğiz..



EvcioğluHaber-05.04.2011-Salı

1 yorum:

* dedi ki...

Sınav itirafları hakkında: Geç kalmış bir hasbihal 3 Yazar Ahmet Dönmez ahmetdonmez.net ...nice insanlar haksız yere ‘soru çalma’ iddiası ile gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.Neden?Eski Genelkurmay İstihbarat başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin,Youtube’daki Neyin Nesi TV’de yaptığı açıklamada:“Bu çocuklar tam da komuta kademesinin istediği çocuklar.Yani zeki,‘emredersiniz’diyor,çok fazla eleştirmiyor,her türlü görevi yapıyor.Bunların hepsi çok çalışkan insanlar olmuşlar, yani bana da deseler şimdi‘Kimleri seçeceksin?diye, onlardan seçerim.“Soru verme de orada sistematik olarak yapılan bir uygulamaydı.Kesin konuşuyorum,evet.Çünkü ‘soru çalma’ iddiaları gerçek, biliyorum.Hem “Soruları aldım” diyen hem de “Soruları verdim” diyen onlarca isimle konuştum.Dinlediklerimin doğruluğunu farklı kaynaklardan teyid ettim.Müstear adıKerem’in kastettiği vicdan azabı veren bu işler arasında soru verme de vardı.“Mesela bir arkadaş GATA’ya girecekti.Sorular verildi” diyor.Peki sorular nasıl veriliyordu?Müstear adı Polat… Bu kısmını da ondan dinleyelim: Bu soru çalma meselesiYüzde yüz canım!Ben kendim kaç tane öğrenciye verdim.İçinde olmasam ben de komplo teorisi derim.İsmi bile var bu işin: ‘Fetih okuma’. Sınav sorularını vermenin şifreli adı ‘Fetih okuma’dır.”Polat,işleyen sistemle ilgili şu tür detaylar veriyor:“Ben kendi baktığım birim için söyleyeyim. Mesela kurum içi sınavlar oluyor. Terfi sınavları. Arkadaşlardan uygun gördüğümüze diyoruzki,‘Bu sınava başvur.Şu şu kitapları al, şu testleri al, çalış’.Bunu söylerken işyerinde çalışması özellikle vurgulanır.Böylece herkes onu çalışırken görür.O sınava gireceğini herkes bilir.Hiç bir zaman kişiye,‘Sana soru vereceğiz, rahat ol, sıkıntı yok’demeyiz.Arkadaş zaten sınava hazırlanır.Sınava bir veya iki gün kala Fetih okuma olayı gerçekleşir.Sorular bize yukarıdan dijital ortamda gelir.Diyelim ki 100 soruluk sınav; A paketinde 70 tane soru, B paketinde 70 soru, C paketinde 70 soru var ama bunlar aynı 70 soru değil. Birbirinden farklı 70 soru, ki aynı şıkları işaretlemeleri tedbirsizlik olur. Sonra dijital ortamda sorular verilir.Kağıt kalem kullanmak yasaktır.Arkadaş iki-üç saat bilgisayar ortamında sorulara ve cevaplarına bakar.Yüz sorudan yetmiş tanesi moda-mod sorudur.10 tane,15 tane de kendisi yapsa başarılı bir şekilde sınavı kazanır. 100 sorunun hepsi verilmez.Çünkü hepsini doğru yapar, bu da tedbir açısından sıkıntı doğurur.Zaten baraj70’tir.Belki sorular verilmese de arkadaş kazanacak ama riske edilmiyordu. Diyelim ki oraya 30 kişi alınacaksa 30’unun da bizden olması isteniyordu.17Aralık sürecinden sonra sorular dijital gelmemeye başladı.Peki bu sorular nereden geliyordu?Polat“Başımızdaki kişiden geliyordu.Ancak sadece askeri okul sınavları değil.KPSS,TUS,YDS(Yabancı Dil Sınavı) da geliyordu.ALES de geliyordu.Hepsi geliyordu.ÖSYM’nin yaptığı sınavların soruları da geliyordu.Ben konumum itibariyle bunların hepsini bilgi ile söylüyorum size.”cevabını veriyor.Müstear adı Halil“Ben bu göreve gelince hep merak ettiğim, ‘soru çalma’ şayialarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığını öğrenmek istedim.Eskiden beri bu hizmetlerde bulunan bir arkadaşla yürürken,‘Sınav soruları meselesinin de amma suyu çıktı ha!’ dedim.Arkadaş beni o birimde eski zannetti ve dedi ki, ‘Hocam eskiden biz sinevizyondan yansıtır yemin ettirirdik, şimdi ise sorular elden ele dolaşmaya başladı’Ben meseleyi biraz daha kurcalayınca arkadaş dedi ki, ’17-25’ten sonraki yıl bile falanca sınavda bu iş devam etti. Bazı branşlarda 12-13 yıldır, bazılarında 7-8 yıldır soruları veriyoruz.’ diye anlattı.Meğer yıllardır bu iş yapılıyormuş.Başımızdaki arkadaş bana dedi ki,‘Abi bunlar konjoktürel şeyler.Türkiye’nin gerçekleri bunlar.Abiler mutlaka Hocaefendi’nin onayını almışlardır.’Bu son 4 yılda soru aldığını ve verdiğini bizzat söyleyen onlarca kişi ile konuştum.Tanıdığım bir aile, bu soru çalma mevzuundan dolayı travma yaşıyor.Başından beri iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunan bu aile, geçtiğimiz günlerde kendi oğullarının,“Biliyor musunuz, polis akademisi sınavlarının soruları bana verilmişti” itirafı ile sarsıldı.