Senin İsim Neydi? Ali De Sen! Erkmen Özbıçakçı-erkmen_oz@hotmail.com Evimizdeki doğal gaz sobasını ve ocağı bağlamak için usta geldi. Ev arkadaşımın babası pimpirikli adam… Başından ayrılmıyor ustanın. Herkese ne yapması gerektiğini söylüyor, ustaya bile. Ustanın adı “Turabi”, zor. Ev arkadaşımın babası unutkan adam… İsmi unutup duruyor. Hayır, unutsa da durmuyor. Karışıyor işe ısrarla ve aynı ısrarla ismiyle hitap etmek istiyor ustaya. “Tu-tu- Turhan bak şuraya iyi sık orayı, isim neydi senin?” Usta vidayı sıkarken güç bela cevap veriyor: “Turabi”. “Ha Turabi. Çocuklar, Turgut ağabeyinize meyve suyu bir şey getirin. Turgut nerelisin? Neydi ya senin isim?” “Abi Turabi.” “Kafiyeli oldu ha Turabi. Tamam, artık unutmam”. Zaman geçiyor, muhabbet illa ki devam ediyor. Ev arkadaşımın babası umursamaz adam... “Tufan bak iyi yapasın bunlar umursamaz, sorumsuz bunlar bir şey gelmesin başlarına aman Tu-tu Turhan mıydı? Neydi yav senin isim?” Usta tüm gücüyle vidaları sıkıyor, terlemiş ve sıkıntılı son bir güçle cevap veriyor: “Ali de abi sen”. “Ha Ali bak iyi yapasın, bizim çocuklar diyorum boşlar.” İş bitiyor usta çantasını topluyor. Biz yolcu ediyoruz ustayı. Arkadaşımın babası garip adam… “Ali, sağ olasın eline sağlık Ali; tamamdır diyorsun şimdi, tamam o zaman haydi uğurlar olsun Ali”. Adamla göz gözeyiz gülüyoruz. Ev arkadaşım gülüyor. Görüşürüz Ali abi. Ev arkadaşımın babası vefakâr adam… Hakkını teslim ediyor ustanın: “Vallaha helal olsun Ali ustaya şıp diye yaptı”. Nâzım usta var bir de. Mehmet Nâzım Ran. Nâzım Hikmet Ran’ın 3,5 yaşında ölen kardeşi desem inanan çok olur. İnanmayın, değil. Komünist şair Nâzım Hikmet’in kütükteki gerçek adı. Mavi Gözlü Dev, Nâzım usta, Komünist şair Nâzım Hikmet, Vatan Haini Nâzım Hikmet, Nâzım Hikmet Ran, Mehmet Nâzım Ran. Ali mi desek biz acaba? Bu kadarla kalsa iyi... Kökeni var bir de… Sovyet ajanı, o bir Rus. Dedesi Polonyalı, o da öyle. Yahudi mi yoksa? Türk diyorlar Nâzım için. Ben söyleyeyim: değil. Yetmez. Hepsinden de fazlası. Tüm isimlerden, sıfatlardan, kalıplardan fazlası… İlle de adını koyacaksak “dünya vatandaşı bir kişioğlu.” İsim meselesine geri dönelim. Nâzım şiirlerini babasının ve kendisinin isimlerinin karması olan Nâzım Hikmet olarak imzalıyordu. Kütükteki ismi dışındaki tüm isimlerini, sıfatlarını bu isimin ardından edindi. Edindiği her yeni isim onu başka başka çevrelerde bilinir hale getirdi. Nâzım Hikmet oluşu Şair Nâzım’ı, Şair Nâzım-Komünistliğini, Komünistliği de kimine göre “Vatan Haini Nazım”’ı kimine göre de Nâzım Usta’yı tanıttı Türkiye’ye ve dünyaya. Kendisine göre ise Mavi gözlü bir dev. İlle de adını koyacaksak “toplumsal duruşuyla şiire çağ atlatan adam.” Bunların yanında, bu isim ona tek bir şey kaybettirdi. T.C. vatandaşı oluşunu. En azından biz öyle sandık. Mesele hiç de öyle değilmiş aslında. Tüm bu karmaşaya yakışır mı bilinmez basit bir hata yapılmış. Mavi gözlü bir devi bunca kalıba sokma çabası içinde gözlerinden kaçan bir şey olmuş zamanın hükümetinin. Kütüklerde Nâzım’ın gerçek ismini araştırmak zahmetini bir yana bırakıp, mahkeme kararıyla “Nâzım Hikmet Ran” isimli aslında olmayan bir T.C. vatandaşını çıkartmışlar vatandaşlıktan. Anlayacağınız Nâzım T.C. vatandaşlığından hukuki olarak hiç çıkarılmamış. Bununla kalsa iyi… Bizim zamanımızın hükümeti var bir de komiklik yarışında. Özgürlükçü hükümetimiz(!) “Nâzım Açılımı” ile vatandaşlıktan hiç çıkarılmamış olan Nâzım’ın vatandaşlığını iade etti geçen günlerde. Nâzım Açılımı’ndan iktidar partisinin beklentisi fazla anlaşılan. AKP İzmir Teşkilatı, Nâzım’a çınarlı tepe vaat etmiş geçenlerde okudum. Yanımda göz göze gelip gülebileceğim bir ev arkadaşına ihtiyaç duydum okuduğum anda haberi. Velhasıl… Güldük bitti. Kıssadan hisse zamanıdır. İşte o adamın; adını bilmediğiniz, etnik kökenini, çenenizde dönen bir kılı, iğneyle deşerek ortaya çıkarmaya çalışır gibi kurcaladığınız (okuması bile rahatsız edici değil mi?) ve ne tesadüf hepsi eğreti duran çabalarınızın sizi gülünç duruma düşürdüğü yerdeyiz. Yani siz Ali deyin en iyisi. Ancak! Bilmeniz gerekenler var; Nâzım’ı vatandaşlıktan çıkarmayı da; o zihniyet neslinin izini sürüp Nâzım’a vatandaşlığını iade etmeyi de beceremeyenler, kendi kuyruğunu yakalamaya çalışan bir kedi görüntüsü var her halinizde. Ve sakın merak etmeyiniz; Komünist Şair Nâzım’ın her işçi havzasında, her yakılan köyde, her okul bahçesinde, şehrin dışına itilmiş her varoş semtte, ezilen halkların şarkılarının dillendirildiği her coğrafyada dikili bir çınarı hep vardı. Evrensel Genç Hayat-14.01.2009 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder